Oruç tutmak isteyen anne adayları dikkat! Düşük veya erken doğuma sebep olabilir
Hamilelik her kadında farklı fiziksel ve hormonal etkilere neden olan özel bir dönemdir. Bu süreçte oruç tutmak isteyen anne adaylarının ortak endişesi ise uzun süreli yaşanacak açlığın bebeğin sağlığı üzerinde olumsuz bir durum oluşturmamasıdır. Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, “Anne adayının kronik bir rahatsızlığı varsa, zor bir gebelik geçiriyorsa, düzenli olarak ilaç kullanması gerekiyorsa, erken doğum riski görülüyorsa, oruç tutulması önerilmemektedir” dedi.
Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, yaklaşan ramazan ayında anne adaylarının oruç tutup tutmamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dündar, “Yapılan değerlendirmelerin ardından bebeğin gelişimini ve sağlığını tehdit eden bir risk yoksa gebeliği takip eden hekimin onayı alınarak hareket edilmelidir. Anne ve bebeğin eksiksiz olarak alması gereken vitamin ve mineraller için dengeli bir program oluşturulmalı, gerekiyorsa dönemsel olarak beslenme uzmanından destek alınmalıdır” diye konuştu.
“HAMİLELİĞİN İLK ÜÇ AYINDA BESLENME ÇOK ÖNEMLİDİR”
“Gebelik 40 hafta süren ve üçer aylık periyotlarla ele alınan bir süreçtir” diyen Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, sözlerine şöyle devam etti:
“Hamileliğin ilk 14 haftasını kapsayan ilk periyotta gebelik hormonlarının hızlı artmasına bağlı olarak annede halsizlik, yorgunluk, genel uyku hali gibi belirtiler gözlenir. Bulantı, kokulara hassasiyet, kusma yine ilk dönem olan 4-12. haftalar arasında görülebilir. İlk üç aylık dönem aynı zamanda bebeğin anne karnında hızlı büyüme ve gelişme gösterdiği bir dönemdir. Bu dönemde bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişme gösterebilmesi için anne adayının gerekli besin, vitamin ve mineralleri eksiksiz alabilmesi büyük önem taşır.
Doğal süreçte yaşanabilecek halsizlik, yorgunluk, bulantı, kusma şikayetlerine ek olarak bu dönemde oruç tutmak uzun süreli aç ve susuz kalmaya bağlı olarak kan şekeri düşmesi, tansiyonda düşme ve bayılmalara yol açabilir.
Aynı zamanda bu haftalar bebeğin organlarının oluştuğu önemli bir süreçtir. Dolayısı ile özellikle gebeliğin ilk periyotunda oruç tutarak uzun saatler boyunca aç kalmanın aksine sık sık ve azar azar yemek yenmesi bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır.”
“YETERSİZ SIVI ALIMI ENFEKSİYON OLUŞUMUNA SEBEP OLABİLİR”
“Gebeliğin altın periyotu olarak ifade edilen ikinci üç aylık dönem (hamileliğin 4-6 ayları) ise ilk aylara göre daha güvenli aylardır ancak gebeliğe eşlik eden kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet gibi kronik bir hastalık varsa veya erken doğum tehdidi bulunuyorsa bu dönemde oruç tutmak oluşabilecek komplikasyonların riskini artırmış olacaktır” diye konuşan Doç. Dr. Betül Dündar; “Ayrıca hamilelik süresince yetersiz sıvı ve besin alımı bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek enfeksiyonlara davetiye çıkarabilir ve bu durum düşük veya erken doğum riski yaratabilir.
Hamileliğin son üç ayı ise bebeğin hızlı kilo aldığı ve doğuma hazırlandığı bir dönemdir. Bu dönemde anne adayında kan şekeri ve tansiyon düzeyini normal sınırlar içinde tutmak için dengeli beslenmek çok önemlidir. Uzun süreli açlık ve susuzluk bu dengeyi bozabilir; anne adayında hipoglisemi atakları, kansızlık, tansiyon düşmesi veya hipertansiyona yol açabilir. Bebekte ise yetersiz kilo alımı, bebeğin suyunda azalma gibi birçok komplikasyon doğurabilir” ifadelerini kullandı.
“ORUÇ TUTMAK İSTEYEN HAMİLELER BU UYARILARA DİKKAT ETMELİ”
Hamileliğinde oruç tutmak isteyen anne adaylarının mutlaka doktoruna danışması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Dündar; anne ve bebek sağlığına yönelik genel değerlendirme yapıldıktan sonra herhangi bir risk öngörülmüyorsa oruç tutmak isteyen gebelerin bu uyarıları mutlaka göz önünde bulundurması gerekir diye belitti. Dündar, uyarılarını şöyle sıraladı:
-Kan şekerinin düşmesine engel olmak için mutlaka sahura kalkılmalı.
-Sahurda hafif ve bol proteinli besinler tercih edilmeli.
-İftarda yenilecek yemekler ara verilerek tüketilmeli.
-Yumurta, et, tavuk ve balık gibi protein kaynaklı gıdaların alımına dikkat edilmeli.
-Uzun süreli açlık sonrası iftarda mutlaka çorba içilmeli.
-İftardan birkaç saat sonra bir avuç kuruyemiş yenilmeli.
-İftar ve sahur arasında bol sıvı alımına dikkat edilmeli.
-Şerbetli tatlılar yerine mevsim meyveleri tercih edilmeli.
-Özellikle gebeliğin son aylarında görülen ödemi azaltmak için öğünlerde fazla tuz tüketiminden kaçınılmalı.
-Rutin doktor kontrolleri kesinlikle ihmal edilmemelidir.