"Kilogram başına en az 0,3 mililitre su alınması gerek"

Nilşah Karakurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanda yavaşlayan metabolizma ve uzun süreli açlık neticesinde az beslenme veya sağlıksız besinlere çok yönelmenin beden sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

Karakurt, şunları kaydetti: "Ramazanın vücut üzerinde olan sağlık etkisini görebilmek için sahurda ve iftarda yediklerimize özen göstermeliyiz. Sahurda protein ve kompleks karbonhidrat ağırlıklı beslenip iftarda ana yemek, kremasız çorba, bir kase yoğurt, bol yeşillikli salata tercih edilebilir. Pide gibi basit karbonhidratları sınırlayıp yerine kepek makarna, bulgur ve tam buğday yemek daha faydalıdır. Sahurda süt ve süt ürünleri ile fındık, badem gibi yağlı tohumları tüketerek tok kalma süresi uzatabilirsiniz. Uzun süre susuz kalmak dehidratasyona neden olabileceği için iftarda ve sahurda toplam 2 litre su mutlaka içilmeli." Sağlıklı oruç tutma önerilerini sıralayan Karakurt, özellikle sahurda doğru besin tüketiminin önemine işaret etti.

Karakurt, sahurda, ağır ana yemekler, börek ve hamur işi gibi yüklü ve basit karbonhidratlar yerine yumurta gibi ana protein kaynağı ile omlet veya menemenin yanında 2-3 dilim az yağlı peynir, tuzsuz zeytin, birkaç dilim esmer ekmek ve ardından ezana yakın dakikalarda bir kase yoğurt veya bir büyük bardak süt içip bir adet meyve ve kuru yemiş tüketilebileceğini söyledi.

"Tatlı hakkını haftada bir ya da 2 gün ile sınırlamalı"

Nilşah Karakurt, orucun, bir bardak oda sıcaklığındaki su ve bir adet hurma ile açılması tavsiyesinde bulundu. Çorba ve sebze-et yemekleri tercih edilse de salatanın ihmal edilmemesi gerektiğine işaret eden Karakurt, kompleks karbonhidratlar, kaliteli yağ kaynakları, kalsiyum ve proteinin uzun süreli tokluk verdiğini söyledi.

Karakurt, özellikle sıcak havalarda terleme ile sıvı kaybı başladığı için sıvı elektrolit kaybı ve dehidratasyonun önüne geçmek için kilogram başına en az 0,3 mililitre su alınması gerektiğini belirtti.

Tatlı yeme kontrolü, reflü hastaları ve emziren anneler için de tavsiyelerde bulunan Karakurt, şunları kaydetti: "Her gün şerbetli ağır tatlılar yemek kaçınılmaz kilo alımına neden olacaktır. Bu isteği en masum bastıracak besin oruç açarken tükettiğimiz hurmadır. Tatlı yerine sütlü kahve yanında bir porsiyon meyve ile bir iftar sonrası ara öğün yapılması daha faydalı olacaktır. Tatlı hakkını haftada bir ya da 2 gün ile sınırlamalı ve tercih daima sütlü tatlıdan yana yapılmalı.

Reflüsü olan kişiler özellikle sahurdaki besin seçimine özen göstermelidir. Yemeğin hemen ardından yatmak veya uzanmak reflü ataklarınızı tetikleyecektir. Süt yerine yoğurt veya kefir tercih edebilir, az yağlı yemekler tüketebilir, baharatlardan, salçadan, domatesten ve çiğ sebzelerden uzak kalmak faydalı olacaktır. Reaktif hipoglisemi veya diyabet gibi bir sağlık sorunu var ise aç karnına uzun yürüyüşler yapılmasını tavsiye etmeyiz. İftardan sonra yürüyüş yapıp yürüyüşün ardından bir ara öğün yapılabilir." Bağırsak hareketleri azalanlar ve kabızlık yaşayanların lif tüketimini arttırması gerektiğine dikkati çeken Karakurt, bununla beraber mutlaka su tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Karakurt, "Doğru dengeye ve düzene oturtulmuş öğünlerle ramazan ayı boyunca açlık hissini en aza indirip vücudun susuz kaldığı süre içerisinde sıvı elektrolit kaybını önleyip kişiye uygun kaloride beslenildiğinde kilo vermemiz mümkün olabilir." dedi.