Sonradan müslüman olan ve kendini hayır işlerine adayan Mahperi Hatun’un türbesi Kayseri’dedir...
Hunat Hatun, Alanya Kralı Rum Kir Fard’ın kızıdır. Alaeddin Keykubad, 1220 yılında Alanya Kalesi’ni kuşatır. Kral Fard’da kuşatmanın ardından Sultan Alaaddin’e kızı Prenses Destina’yı eş olarak kabul etmesini ister. Sultan Alaaddin de bu teklifi kabul eder. Prenses, İslam’ı hiçbir zorlama olmadan kendi isteğiyle seçer. Kültürlü ve hayırsever bir kişi olarak kendisine bilge, büyük manasına gelen Huand (Hunat); eğitim ve öğretime yaptığı katkılardan dolayı da, ay parçası manasındaki Mahperi ismi verilir.
Cami inşaatını durdurur
Mahperi Hatun, o dönemdeki hanımların, ilme ve alimlere verdikleri değeri görür ve bundan etkilenir. Birçok cami, medrese, kervansaray ve hamam inşa ettirir. Rivayetlere göre, Mahperi Hatun inşasına başlattığı bir camiyi hemen her gün ziyarete gelir ve inşaatı kontrol eder. Bir gün, yine böyle bir ziyareti sırasında, caminin baş ustasının isteksiz çalıştığını görür. Sebebini sorar. Usta’nın yakınları, ‘’Usta boy abdesti alamadığı için isteksizdir’’ der. Bunun üzerine, Mahperi Hatun camii inşaatını yarıda bırakır ve hemen hamam inşaatını başlatır. Hamam bittikten sonra da, burada çalışanların her gün sabah akşam yıkanmalarını sağlar.
Çağının Meryem’i
Mahperi Hatun’un türbesinin içindeki sandukası üzerindeki kitabede nasıl bir evliya olduğu şu ifadelerle yer alır; “Bu kabir, dünya ve dinin koruyucusu merhum Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi, namuslu, şehide, takva sahibi, ibadet ehli, dindar, dünyada kadınların sultanı, iffetli, çağının Meryem’i (Hz. Meryem), zamanının Hatice’si (Hz. Muhammed’in kızı), binlerce mal sadaka veren, din ve dünyanın yüz akı, hanımefendi Mahperi Hatun’undur.”
