Otomobil alırken ‘gaz’a gelmiyoruz!
VW’nin emisyon skandalı, çevreye yayılan zararlı gazları gündeme getirdi. Peki Türkiye’de emisyon değerlerine ne kadar dikkat ediyoruz? OYDER’in araştırmasına göre, otomobil alırken karbondioksit oranına bakmıyoruz bile.
Volkswagen Grubu’nun 11 milyon dizel araçta bilgisayar yazılımıyla emisyon değerlerini normalinden çok daha az göstererek büyük skandala imza atması, tüm dünyanın yeniden zararlı egzoz gazlarına odaklanmasına sebep oldu. Başta AB ve ABD olmak üzere emisyon testlerinin daha sıkı şekilde ölçülerek, ‘Çevreci araç’ sloganının sözde kalmaması hedefleniyor. Peki ülkemizde
araç satın alırken, emisyon değerlerine yani ‘kullandığımız model çevreye ne kadar zararlı gaz yayıyor’ konusuna önem veriyor muyuz?
Otomobil Yetkili Satılıcıları Derneği’nin (OYDER) GfK ile yaptığı araştırma, Türk halkının otomobil tercihinde çevreye önem vermediğini gözler önüne seriyor.
Tüketiciler oto alırken en çok tasarıma ve teknolojik özelliklere önem verirken, çevreci özellikler en son sırada yer alıyor. Ankete katılanların seçim kararında tasarım yüzde 46.6’lık oranla ilk sırada geliyor. Otomobilin yakıt tüketimi yüzde 44.4 ve donanım yüzde 39.5’lik oranla tasarımı takip ediyor. Tercihte önem sırası şöyle sıralanıyor: Fiyat (yüzde35.6), kullanım hacmi (yüzde 29.3), güvenlik (yüzde 24.2), ödeme seçenekleri (yüzde 20.9), ikinci el değeri (yüzde 14.7), emisyon (yüzde 4).
ÇEVREYE ZARARLI GAZLARA DİKKAT ETMİYORUZ!
Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) yönetimi ile biraraya gelen Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Alp Gülan, satılan araçların genel olarak emisyon değerlerine uygun olduğunu ancak Türkiye’de ABD’deki gibi azot oksit ölçümü yapılmadığını belirtti. Gülan, tüketicilerin araçların havayı kirletme miktarı olarak bilinen emisyon değerlerini önemsemediklerini söyledi. OYDER’in GfK ile her yıl düzenlediği anketlerde, tüketicilerin satın alma sürecinde önem verdiği unsurları öğrenmeye çalıştıklarını söyleyen Gülan, “Emisyon değeri, tüketicilerin o aracı tercih nedenleri arasında en son sırada çıkıyor” dedi. Düşük hacimli benzinli motorların, son dönemde üreticiler tarafından bir süredir dizele alternatif olarak kullanılmaya başlandığını kaydeden Alp Gülan, “Dizel bir anda moda haline geldi. Ancak bu durum değişebilir. Türk tüketicisi, genellikle bu ufak hacimli benzinli motorlara önyargıyla yaklaşıyor. Aracı taşımayacağını düşünüyor. Ancak test ettiğinde ikna oluyor” diye konuştu.
CAYDIRICI VERGİ YOK
Vatandaşın araç tercihinde emisyon değerlerine dikkat etmemesinin en önemli sebebi sınırlamanın olmaması ve Türkiye’deki vergi sistemi. Türkiye ve Avrupa’da karbondioksitle ilgili olarak bir sınırlama yok.