Zaman ve sabır kavramı hız ile birleşiyor!
İsviçre’nin köklü saat markalarından Tag Heuer’ın saat atölyesindeyim... Tek bir saatin ikonlaşma aşamalarına şahit oluyorum. Markanın son kuşak üyesi Jack Heuer’ın dediği gibi; “Zaman, en iyi yazardır. Her zaman mükemmel sonu yazar”
‘Durgunsa bir insan belki bir sebebi, suskunsa bir nedeni var. Suskunluğuna aldanma kimsenin. Bil ki her şeyin bir zamanı var’ diyor Cicero. O zaman benim için geldiğini biliyordum ve kalabalık metropolün moda sokaklarını arkamda bırakarak bu sefer seyahat rotamı İsviçre’ye yönelttim. Suskunluğumu bozmaya karar verdim. Daha önce de gittiğim Cenevre ve Zürih şehirlerin iç içe geçmiş tarihini, mimarisini, tasarım butiklerini ve muhteşem doğasını görmek yerine saat ustalarının büyülü yerlerini keşfetmeye karar verdim. Bunun için seçtiğim rotalar ise Saat ve Saat’in de en önemli markası olan Tag Heuer’in genel merkezi Neuchatel ve ana fabrikasının yeri ise Chevenez oldu. Arabada giderken zaman zaman Alp dağlarının yamaçlarındaki karlara dalıp adeta geçmişe zaman yolculuğu yapıyormuşçasına rehberin sözlerinde kayboluyordum…
Tarihe bakılırsa efsanevi Tag Heuer markasının kuruluşu 1860 yılında Edouard Heuer tarafından açılan ilk ve minicik bir saat atölyesiyle başlıyor. Yaklaşık 150 küsürlük bu zaman maratonu içinde marka en prestijli motor yarışlarının, efsane dalgıçların, spor araba imalatçılarının, Formula 1’den Indy 500’e, Juan Manuel Fangio’dan Lewis Hamilton, Jenson Button’a, McLaren, Mercedes, Audi Sports, Tesla Motors’a kadar meraklısına çok şey ifade eden olayların, efsane isimlerin zaman tutucusu ve saat markası olmak dışında aynı zamanda önemli bir hayat biçimi taşıyor. Tag Heuer müşterisi aslında saatini alırken bu yarışlardaki tutku ve heyecanı da birlikte satın alıyor. Eski olimpiyat ve spor yarışlarını izleyenler çok iyi bilirler ki Heuer markası mekanik kronografta ve bugünki zamanlama teknolojilerinde ilk ve en önemli ismi.
SAAT USTALIĞINI KOLUNUZDA TAŞIYORSUNUZ
İsviçre’nin muhteşem doğasıyla dağ kasabalarında yürüyüş yaparken Tag’ın son aile üyesi ve yanı zamanda onursal başkanı Jack Heuer’in şu sözleri hala kulağımın içindeki sessizliği bozuyor. Ayrıca zaman ile ilgili bildiğim kavramları altüst ediyor: “Zaman, en iyi yazardır. Her zaman mükemmel sonu yazar. Zaman varken akıl yoktur. Akıl varken zaman yoktur. Evrenin en güçlü savaşçıları ‘sabır’ ve ‘zaman’dır. Kaderi zorlama zamana bırak, dünü dünde bırak, yarına bak.” 1985 yılından beri Jack, markanın damarlardaki akan kanı günümüze kadar durmadan, usanmadan ve sabrederek pompalamaya devam ediyor. Gerek eski çalışmalarıyla, gerek varlığıyla, birikimiyle ve tabii ki en son yazdığı ‘Hayatımın Zaman Dilimleri’ kitabıyla.
Bir yaşama zamanı vardır bu gezegende, bir de yaşadığına tanıklık etme zamanı. Bu zamanı en iyi Jack tanıklık etmiş olabilir... Son altı yıl içinde Tag Heuer markası sayısız ünlü isim ile sosyal hayat ve özellikle sporun her alanında saat ustalığını fevkalade kampanyalar ile taçlandırmaya devam ediyor. Son günlerde en göze çarpan ise ‘Don’t Crack Under Pressure’ global sloganıyla Chris Hemsworth ve Tom Brady aktörlerin de bu efsanevi saat dünyasına katılması.
Geçirdiğim bir hafta içinde ve özellikle ‘Tag Heuer 360’ müzesini ziyaret ettikten sonra saatlerin tarihini, ustalığını ve tüm imalat aşamalarını inceledikten sonra her adıma adeta hayran kaldım. Bu kadar önemli olan saat tutkunluğuna dair bilgi edindikten sonra kolunuza zamansız bir Tag Heuer yakışmaz mı? Bence tekrar düşünün çünkü para ile bile satın alamayacağınız zaman kavramını çok kaliteli bir saat ile taçlandırabilmek sizin elinizde!