Gazete Vatan Logo
MagazinYasemin Şefkatli: İdo'nun maçoluğu bana kibar geliyor

Yasemin Şefkatli: İdo'nun maçoluğu bana kibar geliyor

İdo Tatlıses’in kız arkadaşı Yasemin Şefkatli samimi açıklamalarda bulundu. Şimdilerde yeni çıkardığı markanın heyecanını yaşasa da İdo ile olan aşkının nasıl başladığını evliliğe dair merak edilen soruları yanıtladı.

Yasemin Şefkatli: İdo'nun maçoluğu bana kibar geliyor

İdo Tatlıses’in kız arkadaşı Yasemin Şefkatli samimi açıklamalarda bulundu. Şimdilerde yeni çıkardığı markanın heyecanını yaşasa da İdo ile olan aşkının nasıl başladığını evliliğe dair merak edilen soruları Posta gazetesinden Dilara Doğan'ın röportajında yanıtladı.

Seni ‘İdo’nun sevgilisi’ olarak tanıdık. Hikayeni merak ediyoruz. Kimdir Yasemin Şefkatli?

Yeditepe Üniversitesi İç Mimarlık mezunuyum. Babam inşaat sektöründe çalışıyor, kendi firması var. Babamın ikinci eşinden bir kardeşimiz daha var. Ailemden ötürü çok şanslıyım ve onlara çok düşkünüm. Ben moda tasarım okumak istiyordum ama babam inşaat sektöründe olduğu için izin vermedi çünkü onunla çalışmamı istiyordu. Ben ise çocukluğumdan beri hep bir markam olsun istiyordum.

Ve sonunda başardın...

Evet ‘Yase Bags’ adında bir markam var. Hep hayalimdi, sonunda başardım. Ben çanta düşkünü bir kızım. Ucuzu, pahalısı fark etmez, beğenirsem alırım. Çantalara müthiş paralar harcanıyor. “Bu benim bir ihtiyacım, niye ben yapmayayım?” dedim.

Tasarladığın çantaları en çok kimin üzerinde görmek istersin?

Haberin Devamı

Hailey Baldwin. Efsane olurdu onun kolunda çantamı görmek.

Başarı ölçütün ne?

İşim benim önüme geçsin. Hatta beni kimse bilmesin. Ben bilindiğim müddetçe karalanıyorum. İyi bir şey yapıyorsam takdir ediyorlar ve beni görmüyorlar bile. Bundan sonra oyuncu, model, sunucu olmak istemem.

Tarzını nasıl tarif edersin?

Tarzım benim ruh halim. Bugün mutsuz olsaydım buraya pijamayla bile gelebilirdim. Bazen çok özeniyorum, bazen paspalım. Doğal, kendim gibi olmayı çok seviyorum.

Kendini güzel buluyor musun?

Çirkin bulmuyorum diyelim. Çok güzel de bulmuyorum yani.

Standartların üzerinde bir güzelliğin olduğu kesin...

Boyum uzun, sarışınım diye, yürüdüğüm bir yerde dönüp insanların baktığını görüyorum. Bazen yabancılara benzetiyorlar. Genelde seksapali yüksek kadınlara bakılıyor. Ben kendimi kadınsı bulmuyorum, daha çok genç kız havasındayım.

Özgürlük sana ne ifade ediyor?

Kendimi rahatça ifade edebilmem anlamına geliyor. Bu konuda kendime güveniyorum.

Haberin Devamı

“Ailem konusunda çok şanslıyım, arkadaş gibiyizdir” dedin. Hiçbir konuda yönlendirmeleri olmuyor mu?

Olmaz olur mu! Benim de ailemin de kabul etmediği şeyler var. Magazinde bizim bile haberimiz olmayan haberler çıkıyor. Yok “Evleniyorlar” , yok “Çocukları oluyor” falan. Tabii ki o noktada annemle babam arayıp “Nedir bu Yasemin?” diyorlar. Her ailenin olması gerektiği gibi onların da kırmızı çizgisi var. Bana, İdo’ya, kendi aileme yakışmayacak hiçbir şey yapmadım, yapmam da. Yaptığım her şeyi iki kere düşünüyorum.

İdo'ya "Önceki hayatımda acaba benim oğlum muydun?" diyorum

Göz önünde olan biriyle ilişki zor değil mi?

İdo benim işimi o kadar kolaylaştırıyor ki. Göz önünde olmasının verdiği hiçbir zorluğu bana yaşatmıyor. İdo yurt dışında kadınlar matinesinde konser veriyor ama içim o kadar rahat oluyor ki. Onun içini çok iyi biliyorum.

Sosyal medyadan iyi yorum kadar kötü yorum da aldığını biliyorum...

İlk başta kafama çok takıyordum. İnsanlar beni mimlemişti. İdo’nun şöhreti, maddi durumu için onunla birlikte olduğumu düşünüyorlardı. Herkesin bilmediği bir olay var ki, ben altı ay boyunca İdo’ya adımı basına vermemesini söyledim.

Haberin Devamı

Instagram’ım gizliydi, İdo açtırdı. İdo’yla Amerika’ya tatile gitmiştik; fotoğraf koydum, “İyi ki bir Amerika gördü” dediler. Yahu ben daha önce Amerika’da dil kursuna gittim, ailem orada yaşıyordu zaten.

Bunlardan etkilenip hesabını kapatmayı düşündün mü hiç?

Bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyor. Bir fotoğrafımın altında 120 yorumdan fazlası küfürdü, inanamadım. “Ne yaptım size? Niye bu kadar battı?” demek istedim. Artık görmemezlikten geliyorum.

Bu aşk sana ne öğretti?

Sevgi, saygı, sadakat. İdo’ya o kadar sevgi doluyum ki anlatamam. Bir önceki hayatımda “Acaba sen benim oğlum muydun?” diyorum bazen. Bir insanı candan sevmek vardır ya hani, her şeyiyle onu düşünmek, tam da öyle…

İKİ YILDIR DOĞUM GÜNÜMDE YÜZÜK ALIYOR

Evlenme teklifi etti mi?

Etmedi. (Gülüyor) Valla İdo bana iki yıldır doğum günümde yüzük alıyor. Biz bunu konuştuğumuzda “Evlenme teklifini bu şekilde etmek istemiyorum, kafamda bambaşka şeyler var” diyor. Bu bizim söz yüzüğümüz olsun diyoruz.

Haberin Devamı

Nasıl bir düğün var hayalinde?

Ben düğün konusunda çok uyumluyum. Sevdiğim adam düğünün nasıl olması gerektiğini düşünüyorsa ona uyum sağlarım. Benim için düğün çok önemli bir evlilik simgesi değil. Şurada bile biri bizim nikahımızı kıyabilir.

Tatlıses ailesine girme fikri nasıl hissettiriyor sana?

Şimdiden hepsi benim ailem oldu zaten. Sadece ‘İbrahim Tatlıses’in gelini’ olarak da bakamıyorum duruma. Bu, benim için hiçbir zaman dezavantaj olmayacak.

İbrahim Tatlıses dinler miydin?

İbrahim Tatlıses’i kim dinlememiştir ki? İnsanlar “Sen dinlemezsin, senin tarzın değil” diyorlar hâlbuki o kadar benim tarzımmış ki. Türkiye’de tek. Tanıyınca daha büyük hayranı oldum. İdo’ya hep diyorum “Keşke şu an bir konser verse ve gidebilsek.”

Kendisiyle sosyal medyadan takipleşiyor musunuz?

Ben ediyorum tabii ki. İstanbul’da olmadığı için onu merak ediyorum.

Kıskançlık ruhuma işlemiş ama kendimi frenliyorum

İdo’yla nasıl tanıştınız?

İstinye Park’ta valeden aracımı alıyordum. Eşyalarımı araca yerleştirme telaşından görememişim. İdo bir anda arkadaşlarıyla karşıdan karşıya geçerken bana “Yavaş yavaş” diye bağırmaya başladı. “Ne diyorsun ya sakin ol” diye kafamı çıkarttım camdan. Bir baktım o kişi İdo’ymuş. Sonra bir hafta içerisinde o kadar çok karşılaştık ki bir tebessüm olmaya başladı artık yüzümüzde. Bu olaydan bir yıl sonra başladı ilişkimiz.

Kıskanç mısın?

Kıskancım. Kıskanıyorum ama dilimden o sözler asla dökülmüyor, kendimi aşırı tutuyorum. Kova burcuyum. Kıskançlık ruhuma işlemiş ama kendimi frenliyorum.

'Ayrı kaldığımız o 3 ay bizi büyüttü'

“Bir kere bitince bir daha olmaz” derler. Siz de ayrılıp barıştınız...

Asla katılmıyorum bu düşünceye. Biz üç ay ayrı kaldık ve o üç ay hayatımı en çok sorguladığım dönem oldu. Bir daha barışacağımızı biliyordum sanki... O üç ayın her gününde kendime şu soruyu sordum: “Nerede yanlış yaptık biz?”

Cevabını bulabildin mi?

Evet, “Ayrı kalmak insanlara iyi gelir” derler ya, kesinlikle öyle. Bazen başlarda bazı şeyler yoğun yaşanıyor; ne yaptığını göremiyorsun. Göremediğim noktada ilişkimiz bitmişti. Şimdi kavga ettiğimizde hatırlatıyoruz birbirimize, “Bak üç ay ayrı kalmayı denedik, ne olduğunu biliyoruz. Boşuna bunu yapmayalım” diyoruz. O ayrılık bizi çok büyüttü.

Sence zor bir sevgili misin?

Yer yer diyelim. Hatta bazen işleri kolaylaştırmak adına ne yapabilirim diye düşünüyorum. İki tarafın da feragat etmesi gerekiyor. Bir şeylere göz yummak ya da alttan almak lazım.

Erkek olsam tipik kıskanç bir Türk erkeği olurdum

Erkek olsan nasıl biri olurdun sence?

Tipik, kıskanç bir Türk erkeği olurdum. Kız halimle bile öyleyim. İdo gibi olurdum. İdo sanki benim erkek versiyonum. Bir erkek olarak nasıl benimle aynı düşünceye sahip olabildiğine şaşırıyorum.

İdo maço mudur?

İdo, çok kibar bir çocuk. Onu tanımadan önce “Kesin bu çocuk çok şımarık” diyordum. Ama o kadar bambaşka ki. Çok kibar, çok efendi, herkesin seviyesine inebiliyor. Maço tarafını bile en kibar haliyle görüyorum. İyi ki benim sevgilim! Ondan çok şey öğreniyorum.

Birbirinizin telefonunu karıştırır mısınız?

Durup dururken karıştırmıyoruz ama yandan bir göz hissediyorum. (Gülüyor) Ben de aynı şekilde. Her ilişkide vardır bu. “Asla telefonuma bakamaz” denmesini hiç doğru bulmuyorum.

Milliyet