Usta sanatçılara büyük vefasızlık!
Türk sinemasında canlandırdığı kötü adam karakterleriyle tanınan İhsan Gedik ve çocuk tiplemeleriyle hafızalara kazınan 'Şişko Nuri' lakaplı Sıtkı Sezgin, Yeşilçam anılarını tazeledi. İlgisizlikten dert yanan usta sanatçılar, "Televizyon kanalları, Yeşilçam’daki sanatçıları unutmasın" dedi.
1962 yılında Sanat Kahvesi'nde yolları kesişen İhsan Gedik ve Sıtkı Sezgin, beraber birçok filmde oynadı. Her şeye rağmen o günlerin çok güzel olduğunu belirten iki sanatçı, şimdilerde ilgisizlikten dem vuruyor.
Tiyatro sanatçısı Fuat Dilek’in de yer aldığı 'Renkli Dünyalar' adlı tiyatro Oyunu ile ilkokul öğrencilerinin karşısına çıkan İhsan Gedik ve Sıtkı Sezgin, birçok yere kendi imkanları ile gidiyor. İlk olarak Fatma Girik’in keşfettiği usta isimler, çocuklar için bir şeyler yapmanın kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
"UNUTULMAK İNSANA BİR ÜZÜNTÜ VERİYOR"
Bakırköy Alibaba Tiyatrosu'nda oynarken Fatma Girik'in kendisini keşfettiğini belirten Sıtkı Sezgin, "Film arasında Fatma Girik beni gördü ve 'Ay ne şeker şeysin sen' diyerek kucağına aldı. Mıncıkladı yanaklarımı. Fatma ablanın sayesinde Yeşilçam'a 'Oğlum Oğlum' adlı filmle başladım. 300'e yakın filmde oynadım. En sonunda en çok beğenilen 'Öksüzler' filminde oynadım. Sanatımı en güzel şekilde icra ettim. Yeşilçam sokağına girdiğim zaman 16-17 yaşlarındaydım. İhsan Gedik abimle orada tanıştık. Kader birliği yaptık. O bana kucak açtı. Yeşilçam'da bana en ufak bir zarar gelmesin diye dayanak oldu. Abi kardeş gibi Yeşilçam'da geçindik. Kah paramız oldu otelde kaldık. Kah Sanatçılar Kahvesi'nde 6 tane sandalyeyi birleştirerek yattık. Sabahları yan taraftaki saunada yıkanır paklanır, temiz çamaşırlarımızı giyer, saçımıza jöle sürerek yeniden Yeşilçam hayatına adım atardık. Yeşilçam hayatımız dolu dolu geçti. Şimdi görüyorum ki Yeşilçam diye bir şey kalmadı. Şimdiki televizyon dizilerinde hep gruplaşmışlar. Bizim gibi birçok sanatçı var. Neden bizlere de filmlerinde yer vermiyorlar. Bizim kimseye ‘Bizi zorla alın’ diye bir talebimiz yok. Yeşilçam’daki sanatçıları televizyon kanalları unutmasın. Unutulmak insana bir üzüntü veriyor. Geçen gün Ayşen Gruda’yı Ali Sunal’ın programında gördüm, çok mutlu oldum. Ali Sunal’a teşekkür ederim. Bizi de bir gün programına çağırmasını isterim. Annem babam öldükten sonra hısım akraba tanımaz oldu bizi. Şimdi memleketim olan Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevi’nde kalıyorum. Rahatım yerinde, kültürel faaliyetlerime buradan devam ediyorum. İhsan Gedik ve Fuat Dilek ile birlikte 'Renkli Dünyalar' adlı tiyatro oyununu ilkokullarda oynuyoruz. Çocuklara hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.
"O GÜZEL GÜNLERİ ÖZLÜYORUZ"
Yeşilçam'a ilk olarak teknik eleman olarak girdiğini belirten İhsan Gedik, "Asker dönüşümde iki takım elbise aldım. Giyindim ve 'Oyuncu olacağım' dedim. O zaman 5 kuruş, 100 kuruş yevmiyelerle oynadık. Şimdiki gibi deli para yoktu. İlk zamanlar evim yoktu. Otelde kaldık. Sonra rahmetli annem tütünü satarak bana İstanbul’dan bir ev aldı. İstanbul’da yatacak yer olduktan sonra geçimini sağlarsın. Kadir İnanır’la tanıştık. Cüneyt Arkın’la devam ettik. Sonra Yılmaz Güney ile 7-8 yıl çalıştık. Onun silahlarını temizlerdim. Yarısı gerçek silahtı. Zamanı gelince gerçek mermi atardı. Tabi hedefte kimse olmazdı. Sonra aramıza kara kedi girdi. Derken 800’den fazla filmde oynadık. Bir fiil 50 yıl bu sektörde devam ettik. Sonra evlendik. Çoluk çocuğa karıştık. Yeni jenerasyon bizi dışladığı zaman Nuri kardeşimin de dediği gibi kader birliği yaptık. Çocuklara yönelik bir tiyatroda oynuyoruz. İstanbul’da yaşıyorum. Samsun’a oyun için geliyorum. Nuri kardeşimle de arada böyle bir araya gelerek eskileri yad ediyoruz. O güzel günleri özlüyoruz. Yokluk içindeydik ama dimdik ayaktaydık. Filmlerde çok maceralar başımdan geçti. Tanju Korel’den bir yumruk yedim. Çekim sırasında ben onu kırbaçlıyorum. O da mahkumu oynuyor. Kırbacı tutup bir yumruk vuracak. Bir tane vurdu bana gözüm şişti. Hastaneye gittim, tekrar sete döndüm filme devam ettik" şeklinde konuştu.