Talat Bulut 40'ın konuğu oldu
Bu hafta 40'ın konuğu oyuncu Talat Bulut oldu.
Canlandırdığı roller kadar beyaz Türk mü? Başından geçen kötü günleri anlatırken neden gözleri doldu? Neden sosyal medyada paylaştığı videolar olay oluyor? Buket Aydın 40 cesur soru sordu, Talat Bulut yanıtladı. İşte o yanıtlar;
Gerçekten taciz iddiasını kesin bir dille yalanlamadınız mı?
Aslında unuttuğum bir mesele. Hatırlattığınız için cevap vereyim. Çünkü savcılık tarafından aklandım ama o iftirayı atan insanlarla aramızda bir tazminat davası sürüyor. Bununla ilgili çok detaylı şeyler söylemeyeceğim ama elbette Talat Bulut olarak 60 yıllık hayatınıza bir leke sürülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla o dönem çok üzücüydü ama beni asıl üzen şey, iftira atan kişinin daha 13 yaşındayken savcılığa babasının kendisine cinsel saldırıda bulunduğu şikâyetiyle başvuruda bulunması oldu. Ben şu an 21 yaşındaki bir kız çocuğunun babasıyım. Benim kızımın başına böyle bir şey gelse diye düşündüğümde çok üzülüyorum. İftira atan kişinin yıllar sonra aynı metin üzerinden yürümesi onun sağlıklı olmadığını gösteriyor. Keşke tedavi edilebilip daha yararlı bir kız çocuğu olabilse. Bir anne-baba için çok üzücü bir durum. İftira atıldığı için mahkeme sonuçlandı ve tazminat davası devam ediyor. Ancak beni en çok üzen o kızın sağlıksız olması. İftira atan kızın babasıyla yaşadığı sıkıntı kamuoyuyla paylaşıldı ama medyadaki birçok insanın bu durum işine gelmediği için üzerinde durulmadı. Bu kullanılmadı çünkü geriye dönüş sağlamaları mümkün değil.
Kızın bu iftirası ve yalanı ortaya çıktı. Olayın sıcak olduğu anlarda İzmir’den gelen bir avukat, kadın dayanışmaları ya da benzer konularla ortalığı karıştırdı. Ancak kızın babasıyla arasında yaşadığı olayın dosyası ortaya çıktığında hepsi ortadan kayboldu. Şu an kıza açtığım tazminat davasında onu savunacak bir avukatı yok. Bu durum çok ilginç. Nerede onu savunan avukatlar, dernekler, insanlar? Ortada yoklar. Demek ki bir yalanı savunacak durumda değiller şu an. Kızın yalan söylediğini anladılar ve şu an onu savunmuyorlar ama o dönemde ben kendimi anlatamadım. Sosyal medyada insanlar kendilerini o kadar özgür hissediyorlar ve o kadar ahlaksız bir durumdalar ki… Bunun bir de demokrasi hakkı olduğunu düşünüyorlar. Hayır, sen herkes hakkında her şeyi söyleyemezsin. Bu işin bir kuralı var. Ben vicdanen çok özgürüm. 21 yaşında bir kız çocuğu babasıyım ve onun sorumluluklarını taşırken bu tür suçlamalar karşısında şoke oluyorsunuz. Bir de bu iftirayı atan kişi hakkında gerçekleri öğrendiğiniz de daha da şoke oluyorsunuz.
O dönemde diziden istifa etmeyi hiç düşündünüz mü?
Hayır. Neden edeyim ki? Bir suçum yok ve haklıyım. İnsanların yargı önündeki sonuçları beklemesi gerekiyordu. O sonuçlarda geldi ve dizi devam ediyor.
Kızınızın taciz iddialarıyla ilgili yorumu ne oldu?
Biz annesiyle ayrıyız ama buna rağmen bir anne ve bir baba olarak, bu sorumluluk içerisinde kızımızı büyütmeye çalıştık. Ve kızım şu an Amerika’da kriminoloji okuyor. Çok pozitif ve zor bir meslek. Onun bu olaylardaki tavrı ve duruşu bizim ne kadar iyi bir evlat yetiştirdiğimizin örneğiydi. Beni sonuna kadar savundu. Bu tür olayların iftiralar ve sosyal medyadaki yalanlarla var olabileceğini düşünen insanlara karşı inanılmaz bir tavır takındı. Ancak bana akıl vermeye çalışanlar aynı saldırıyı kızıma yaptılar. Üzücü olan da buydu. Ben gururla kızıma baktım ve onun için en iyi ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Hayatımda sorumluluk duyduğum tek bir insan var. Onun dışındakilerin ne söylediği çok önemli değil. Yaşadığımız toplumdaki insanların değer yargılarını, eğitim durumlarını, bilinçlenme düzeylerini, doğaya ve hayvanlara yaklaşımlarını, beşeri ilişkilerini ne seviyede bildiklerini çok iyi gördüğüm için bir sürü şeyi geride bırakıp ardıma bakmıyorum. Mesleğimde de öyle. Mesleğime zarar
veren herkesi geride bıraktım. Hiçbir zaman taşımadım.
Pınar Afşar'la 3 kez evlenip boşandığınız doğru mu?
Doğru, tek kişi ile evlilik rekoru kırdım. Aslında bu iyi bir örnek. Hayata bakış açısından da iyi bir örnek. Şunu anlıyoruz; demek ki sadece ikili ilişkilerin sağlıklı yürümesi, verimli yürümesi, paylaşımlı yürümesi, uzun vadeli olması sadece imzaya bağlı bir şey değil. Tartışmalar, kıskançlıklar mutlaka oluyor. Özellikle bu kıskanmaların sonucunda bir boşanma yaşanıyor ama ayrılmıyoruz. O kadar sağlam bir temel üzerine oturtulmuş ilişki var ki ikinci kez evleniyorsunuz. Sonra çok ufak nedenlerden ötürü yine ayrılıyorsunuz. Eğer astrolojik olarak ona bağlayacaksak ikimiz de koç burcuyduk. Üçüncü evlilikte biz bir çocuk sahibi olduk. İyi ki evlenmişim üçüncü kez. Çok güzel bir kız çocuğu sahibiyim. 24 yıl içerisinde üç kez evlendim. Bu sektörün içerisinde Yeşilçamcıların dışında bu kadar uzun evliliği sürdüren tek örneğimdir. Demek ki ilişkilere çok sağlıklı bakabiliyorum. Üçüncü kez evlendiğimde şöyle bir durum vardı. Yaz ayıydı, bende kısa şort, parmak arası terliklerle nikah dairesine müracaat diye gittik. Nikah memuru içeriye üç kişiyle ellerinde dosyayla geldi. ‘Hadi imzalayın, gidin. Nasıl olsa iki kere evlenmişsiniz. Üçüncüsünde şaşaya gerek yok’ dedi.
Hiç rol arkadaşınıza aşık oldunuz mu?
Tiyatro ile başlayan bir kuraldı bu. Tiyatroda çalışanlarla herhangi bir ilişki yaşamak yasak değildi ama bir kuraldı o. Kendi kendinize hissettiğiniz bir kuraldı. Bu kural çok sağlıklıydı tiyatro yaptığım dönemde. Dedim ki bu kuralı sinemada sürdüremez miyim? Birlikte olduğumuz, partner dediğimiz insanlar gerçekten çok güzel kadınlar. Herkesin aşık olabileceği güzellikte kadınlar. Perdeden bakıp aşık olabileceğimiz insanlar geldi geçti. Bu kural bende çok oturmuş birinci madde gibi duruyordu bedenimde. Onun için de hiç böyle düşünmedim. Gerçekten de paylaşımlar o kadar sağlıklı, arkadaşlık kavramı o kadar iyi gelişmişti ki bunları düşünebileceğin herhangi bir aksiyon asla olmadı. Hiçbir zaman olmadı.