Gazete Vatan Logo
MagazinSuyun Sesi hoş gelmedi

Suyun Sesi hoş gelmedi

Oscar Ödülleri’nde 13 dalda aday ‘Suyun Sesi’, iyi oyunculuklara rağmen senaryodaki aksaklıklarla anlatmak istediği aşkın gücünü bir türlü izleyiciye hissettiremiyor. Yaratık filmleriyle masal anlatarak büyülemek isteyen yönetmen Del Toro, pek de başarılı olamıyor

Suyun Sesi hoş gelmedi

The Shape of Water (Suyun Sesi) Oscar Ödülleri’ne tam 13 dalda aday. En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın ve Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Film Müzik, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Film Kurgusu, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Ses Miksajı, En İyi Yapım Tasarımı ile En İyi Ses Kurgusu dallarında en az birkaç ödülü kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. ‘Yılın en iyi filmi’ olarak lanse edilen yapım, 1960’lı yıllarda yüksek güvenlikli bir devlet laboratuvarında gece vardiyasında temizlik görevlisi olarak çalışan Elisa’nın (Sally Hawkins) yaşadığı masal tadında aşkı anlatıyor.

Filmde Elisa’nın oldukça rutin bir hayatı var. Her akşam erkenden uyku bandını gözüne takıp alarmının çalmasıyla gece yarısı kalkıp banyosunu yapıyor, yumurtalarını haşlıyor ve komşusu Giles’e (Richard Jenkins) birkaç yumurta bıraktıktan sonra işine gidiyor. Dilsiz olan Elisa, tüm gün iş arkadaşı Zelda’nın (Octavia Spencer) anlattıklarını dinliyor, mesaisi bitince de tekrar evinin yolunu tutuyor ve yaşadıklarını tekrar ediyor. Ancak bir gün çalıştığı laboratuvara bir balık adam getiriliyor. Amazon’da bulunan bu balık adamı laboratuvara getirmelerinin nedeni üzerinde deney yapmak. Ayrıca en sonunda canlıyı öldürüp içine bakmak da bilim adamlarının planları arasında.

Haberin Devamı

Elisa, bu sırada laboratuvarın acımasız müdürü Richard’ın (Michael Shannon) işkencelerine maruz kalan balık adam ile ilgilenmeye başlıyor. Elisa’nın götürdüğü yumurtayı bir gün afiyetle yiyen balık adam, Elisa ile işaret diliyle iletişim kurmaya, çaldığı müziğe tepki vermeye başlıyor.

Filmde, nasıl olduğunu çok da anlayamadığımız bir şekilde balık adam ve Elisa arasındaki hisler kuvvetleniyor ve aşka dönüşüyor. İşin ilginç yanı, tüm bunlar olurken bir izleyici olarak hiçbir şekilde balık adama karşı bir sempati besleyemiyoruz. Doğal olarak bu da yaşanılan aşka inanmamızı engelliyor. Her şey bir tarafa da Elisa nasıl herkesin “yaratık” dediği bu canlıdan korkmadan yanına gitti? Hadi heyecanı seviyor ve gitti diyelim, bu canlının yumurtayı sevdiğini nereden anladı? Karşınıza bir balık adam çıksa ilk işiniz eve gidip yumurta haşlayıp ona vermek mi olur?

Haberin Devamı

Sevgi kelimelere ihtiyaç duymaz

Del Toro, sevgi ve suyu aynı şekilde tanımlayarak “Hangi kaba koyarsanız onun şeklini alır” diyor ve ikisinin de yumuşaklığına rağmen evrendeki güçlerine işaret ediyor. ‘Güzel ve Çirkin’ masalını modernize eden yönetmen; aşkın gücünü, öfkeyi, yalnızlığı, kararlılığı, dostluğu ve bencilliği de masalın içine katarak anlatmaya çalışıyor. Elisa’nın dilsiz olması ise insanlar arasında sık sık yaşanan iletişim yanlışlarını engellemek. Del Toro, “Sevgi kelimelere ihtiyaç duymaz” diyor. ‘Pan’in Labirenti’, ‘Şeytanın Bel Kemiği’ ve ‘Cronos’ gibi filmleriyle tanınan Del Toro, insanları büyülemenin peşinde. ‘Peki bu masal 13 dalda Oscar’ı hak ediyor mu?’ diye sorarsanız, kesin ve net olarak ‘Hayır’ derim. Anlatmak istediği asıl duyguyu bir türlü hissettiremeyen ve aksaklıklarla dolu bir film, görsel ve oyunculuk açısından ne kadar iyi olursa olsun bence bu kadar övgüyü hak etmiyor.

Haberin Devamı

Oyunculuklar kurtaramıyor

Filmdeki her bir oyuncunun çok başarılı işler çıkardığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl Ethan Hawke ile oynadığı ‘Maudie’ filminde beni saatlerce ağlatan, oyunculuğuyla harikalar yaratan Sally Hawkins, benzer bir performans sergiliyor. ‘Gizli Sayılar’da kadınların gücünü beyazperdeye yansıtan Octavia Spencer da oldukça doğal ve etkili. Erkek oyuncular da filmi sonuna kadar sabırla izlememizin en büyük nedenlerinden. Fakat filmle ilgili o büyük beklentiyi karşılamaya yetmiyor.

Amelie mi, Elisa mı?
Filmin açılışıyla birlikte birkaç saniye içinde 2001 yapımı ‘Amelie’ filmini izliyor hissi yaşıyoruz. Müzik, görüntüler, verdiği o her şeye rağmen umutlu olma mesajı enteresan bir şekilde Amelie’yi çağrıştırıyor ki kısa süre önce Amelie’nin yönetmeni Jean-Pierre Jeunet, bu filmin senarist ve yönetmeni Guillermo del Toro’nun, ‘Şarküteri’ de dahil kendi filmlerinden bazı sahneleri aynen kullandığını söyleyerek suçladı. Bence bu büyük esinlenmeye Amelie’nin müziklerini yapan Yann Tiersen’in müziklerine çok benzeyen müzikleri de ekleyebiliriz.

Haberin Devamı