Şiirlerin ilham verdiği şarkılar

Başka Türlü Bir Şey” nasıl ortaya çıktı? Albümü nasıl tanımlarsınız?

“Başka Türlü Bir Şey”, müzikal yolculuğumda çok önemli bir durak. Yeni bir şeyler yapmak için yola çıkıldıysa ve öncesinde yaptıklarınızın üzerine hem gölge düşürmeden hem de arkasında durmak isteyeceğiniz bir şey olsun istiyorsanız, üstüne bir de size emanet şarkılar ve şiirler söz konusuysa gerçekten sorumluluğunuz çok daha fazla oluyor. Bu albüm, adından da anlaşılacağı gibi daha önce denemediğim yeni şeyler, bilinmezlikler, sürprizler çağrıştırıyor insanda. Şarkıların dokusunu bozmadan yeni bir yorum katabildiysek, bunda albüm prodüktörü ve aranjörü Can Çankaya’nın payı çok büyük.

Albümde yer alan eserlerin hayatınızdaki yeri nedir? Bu anlamda nasıl bir dışavurum var?

Bu albümde yer alan şarkıların her biri aşkı, umudu ve insanı anlatan çok değerli şair ve bestecilerin eserlerinden oluşuyor. Onların gönül gözünden unutmamamız gereken değerleri hatırlamak, dinleyicilerle paylaşıyor olmak çok kıymetli. Bu şarkılar benim büyüdüğüm, beslendiğim kahramanlara ait. Gerçek hayatta belki de hiç yaşayamayacağımız aşklar, yaşama olan tutku ve insan sevgisi var. Bu şarkılar ve şiirlerdekiler kadar çok sevilmek, cesaretlendirilmek ve umutlanmak istiyorum belki de.

CAZ TÜRKİYE’DE GÜÇLENDİ

‘Her şey gibi müzik de kabuk değiştiriyor. Caz müziğinde kalıpların genişlemesi, yeni kuşak müzisyenlerin dünyayı algılama biçimi de müziğe taze bir kan getiriyor. Türkiye’de caz müziği gerek üretimi gerekse paylaşımı bakımından bir ivme kazanmış durumda. Albümlerin üretimi bu görüşü bir bakıma destekliyor.

‘ARTIK MÜZİK TEKELLERİN ELİNDE DEĞİL’

“Başka Türlü Bir Şey” diyorsunuz. “Başka türlü bir dünya”, sizce de mümkün mü?

Umut var oldukça yeni bir dünya da mümkün. Sevginin en temel değer olduğu bir yaşam alanı kurmak çok zor bir şey değil aslında. Bunun için yepyeni değerlerin var olduğu bir düzen inşa etmek gerekiyor. Ve bu ilk olarak kendi içimize yapacağımız yolculuktan başlamalı diye düşünüyorum. Değişim istiyorsak önce biz değişmeliyiz.

Müzik dünyasına bakarsak; son dönemde müzikal anlamda üretimleri nasıl buluyorsunuz?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de müziği elinde tutan tekeller bir ölçüde kalktı diyebiliriz. İnternet ortamında müziğin paylaşımındaki özgürlük alanları bu noktada çok önemli bir role sahip. Aynı paralelde dinleyici de bu bakımdan daha fazlasını talep eden, arayan, sorgulayan araştıran hale gelmiş durumda. Bilgiye ulaşabilme kaynakları çeşitlendi.

‘İÇERİK OLARAK ZAMANA KAFA TUTUYORUZ’

Şarkı seçiminde baskın olan duygunuz neydi?

Bu şarkılar benim başucumda hep vardı. Mehmet Güreli, İlhan Şeşen, Vedat Sakman, Özdemir Erdoğan ve albümde yer alan tüm o isimler benim şarkı yazarlığı konusunda ilham kaynaklarım. Çok güzel bir dönemin dönemsiz isimleri var bu albümde. Başka Türlü Bir Şey’de dingin ve yalın bir anlatım izlemeye çalışırken tüm olumsuz koşullar içinde dahi hayatın güzelliklerini bize hatırlatan isimler umuda ve geleceğe olan inancımızı da perçinliyor. Seçtiğimiz repertuarda da hiçbir şarkının diğerinin üstüne çıkmaması konusunda özenli davrandık. Bu bakımdan güzel bir uyum yakaladık.

Günümüzde her şey hızlı tüketiliyor. İlişkiler, paylaşımlar, dinlenilenler, izlenenler... Ancak ne caz ne de şiir hızlı tüketilebilen türler. Bu anlamda güçlü bir duruşu var albümün. Siz nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Edebiyatta şiir, müzikte de caz çok incelikli zevkleri olan insanlar tarafından tercih ediliyor. Ve yine genel estetik anlayışların dışında başka güzellikler ve özellikler arayanlardan oluşuyor.