Seksi ve güçlü bir kadını oynuyorum
Özge Sezince Varley’in gündemi bu aralar oldukça hareketli. “Sevda Kuşun Kanadı” dizisinin kadrosundan ayrılan güzel oyuncu kısa bir süre önce KKTC ve Türkiye Yılın En İyileri Ödülleri’nde dizideki performansıyla “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülüne layık görüldü. Varley, merakla beklenen yeni dizisi Yıldızlar Şahidim’i anlattı.
KKTC ve Türkiye Yılın En iyi ödüllerinde Sevda Kuşun Kanadında dizisindeki performansınızla ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldınız. Siz kısa bir süre önce dizinin kadrosundan ayrılmıştınız. Ödülü aldıktan sonra “Keşke diziden ayrılmasaydım” diye düşündünüz mü?
Bu ödül benim aldığım ilk ödül olduğu için benim için çok özel. Yaptığınız işin takdir edilmesi birde üzerine ödüllendirilmek tarifsiz bir duygu. “Keşke diziden ayrılmasaydım” gibi bir duyguya kapılmadım. Aksine 2017 sezonuna yepyeni bir motivasyonla başladım. Bu motivasyon beraberinde çok güzel olacağına inandığım bir süreci getirdi bile. Çok yakında yeni bir projeyle tekrar ekranlarda olacağım.
Bu defa nasıl bir diziyle seyirci karşısına çıkacaksınız?
Biraz dinlenmek için eşimle beraber İngiltere’ye gitmeyi planlıyordum. Ama “Yıldızlar Şahidim” isimli yeni bir dizinin senaryosu geldi. Dizinin senaryosu daha önce rol aldığım Suskunlar dizisini de kaleme alan Pınar Bulut’a ait. Sağlam bir hikâyesi ve çok güçlü bir oyuncu kadrosu var. Oldukça keyifli bir iş... Biraz dinlenmek ve kendimi şarj etmek için yurt dışına gidecektim ama dinlenmeye çok da fırsat bulamadan hemen çekimlere başladık. Yeni dizimiz yakında ekranlarda olacak.
“Çok sağlam bir hikâyesi var” dediniz. Nasıl bir dizi bizi bekliyor?
Gerçek ve güzel işlenmiş, müzik dünyasına ait bir hikaye… Dramın, komedinin, özlemin, aşkın, hırsın, tutkunun yer aldığı çok hayatın içinden duygulara dokunan bir iş diyebilirim. Şimdilik bu kadar bilgi verebilirim. Sürprizi kaçmasın değil mi...
Sizi bu defa nasıl bir kadın olarak izleyeceğiz?
Bu defa izleyicilerimizin karşısına modacı, aynı zamanda abla, eş, seksi ve güçlü bir kadın olarak çıkacağım. Hikayede yer aldığım evrende, güçlü kurulmuş bir kadın çatışması da var.
Farklı ülkeler keşfetmek meditasyonum
Aslında grafikersiniz. Ama oyunculuk yapıyorsunuz. Oyunculuk hayatınıza nasıl girdi?
Lise döneminin başından üniversite sonuna kadar uzun yıllar eğitimini aldığım bir dal grafik ve tasarım. Fakat televizyonla tanışmam üniversitenin ilk yıllarına tekabül ediyor. Daha lise de okurken çeşitli organizasyonlarda sunuculuklar yapıyordum. O dönem bir organizatörün yönlendirmesiyle, televizyondaki ilk işim sunuculuk oldu. Ama daha çok küçük yaşlarımdan ilkokul yıllarımdan beri içimde bir oyunculuk sevdası vardı. Apartmanımızın terasında, okulda kendimce oyunlar kurar, sahneler, arkadaşlarıma da oynamaları için baskı yapardım. Sonra bir yandan sunuculuk devam ederken, oyunculuğa yatırım yapmaya başladım. Oyunculuk eğitimleri aldım, çalıştım, sahneledim, oynadım. Reklamlar, dizi, sinema filmleri derken seneler çabuk geçti ve ben sevdiğim işi yaptığım için kendimi hem şanslı hem de mutlu hissediyorum.
Oyunculuk dışında bir uğraşınız var mı?
Hobilerim var. Yemek yapmayı özellikle de çeşit çeşit çorbalar yapmaya bayılıyorum. Çorbalarım meşhur. Spor yapıyorum, okuyorum, izliyorum. Tatillerde de mutlaka seyahat ediyorum. Yeni yerler keşfederken kendimi dinlemek, günün büyük bir kısmında farklı bir dil konuşmak, farklı kültür ve anlayışlara şahit olmak, evime duymaya başladığım özlem gibi tüm bu deneyimler adeta meditasyonum. Eşim İngiliz dolayısıyla İngiltere’de bizim ikinci evimiz diyebilirim. Eşimin ailesi orada yaşadığı için sık sık oraya gidip geliyoruz.
