‘Sanatım sosyal statü belirtmeden herkes için’
Dünyaca ünlü dijital oyun platformu Zynga’nın şef animatörü Kaan Kayımoğlu, ilk sergisi “My People/Benim İnsanlarım”ı ilk kez İstanbul’da Galeri Diani’de izleyicisine sundu. 2 Mayıs’a kadar sürecek sergiyi sanatçı ile konuştuk.
Yaptığınız işlerin çıkış noktası ne oldu?
İnsanları izlemek birçok sanat ile uğraşan insanın belirli bir süre sonra fark etmeden yaptığı bir ön çalışmadır. Ayrıca, yıllar önce My People/Benim İnsanlarım diye bir hikaye yazıp resimlemiştim, hikayesini henüz tam olarak izleyicilere sunmadım ama bu sergideki karakterler ve çizdiğim her karakter My People adı altında toplandı. Yani işlerimin çıkış noktası insanlar.
Yaptığınız işlerin anlaşılması sizin için önemli midir?
Önemlidir tabii ve her kesimden, her zümreden, her ırk ve milliyetten, her renkten, her dinden, her mezhepten, her dilden ve cinsiyetten, egitimleri ne olursa olsun, sosyal statüleri ne olursa olsun, bütün insanların işlerimi görmesini ve anlamasını isterim. İşlerim herkes içindir. Birçok insandan aldığım duyguları bir bakıma da onlara geri yansıtmak istiyorum.
‘SOLO SERGİLERDE SANATÇININ İÇ DÜNYASINI DA İZLERSİNİZ’
Solo sergilerin sanatçılara verdiği güç nasıldır?
Solo sergiler, tek bir sanatçının iç dünyasının yansımalarına sergi mekanı içerisinde yolculuğu sağlar. Sanatçının renklerini, çizgilerini, heyecanını, farklı zamanlarda yaptığı resimler ve çizimlere bakarak, sanatçının kendisiyle karşılaştırma imkanı verir ve eğer sanatçının yapıtlarını beğeniyorsanız, bu sizin için inanılmaz bir şölendir. İzleyici ile bu şekilde buluşabilmek de büyük bir fırsat. Galeri Diani’nin sahibi Telga Sudor Mendi’nin söylediği ve aklımda tamamiyle kalan bir söylem vardır, “Sergi, hele ilk sergi, sahneye çıkmak gibidir” der. Bu deyiş, solo serginin gerçekliğini çok iyi özetlemektedir.
Çizimleriniz Bedri Rahmiyi de andırıyor...
Bedri Rahmi benim küçüklüğümden beri sevdiğim sanatçımızdır. Bilhassa son zamanlarda çıkartılıp, derlenmiş kitabı, Dol Karabakır Dol başucu kitabımdır. Hem şiirleri, hem resimleri, renk ve leke değerleri ve yakın aile dostlarımızın da öğrencisi olmaları beni onu yakından izleme fırsatı verdi. Ayrıca Amerika da Modern Art Müzesi’nde de işlerinin olması beni çok heyecanlandırır. Bedri Rahmi Eyüboğlunu’nun yapıtlarını izledikten sonra geliştim. Şu sıralar onun motiflerini inceliyorum.
‘AMERİKA’DA ÇALIŞACAKSINIZ İLETİŞİM ÖNEMLİ’
Amerika’da Pixar ile çalışmaya nasıl başladınız?
İlk çalıştığım video oyunu Pixar filmlerinden Kayıp Balık Nemo’nun ve diğer bütün balık karakterlerin, oyundaki animasyonları, iskelet sistemleri, aydınlatma, doku oluşturma ve modelleme işlerinin hepsini yapmaktı. Bu duruma gelebilmek için çok çalıştım. Savannah College of Art and Design (SCAD) okulundan öğrendiklerim ve kişisel çalışmalarım çok faydalı oldu.
Orada büyük bir havuz ve Amerika’ya bu işi yapmak için gitmek isteyen gençlere öneriniz genelde ne oluyor?
Öncellikle iyi bir portfolyo ile sağlam bir teknik donanıma sahip olduğunuzu işe başlarken göstermeniz gerekir. İlk baslangıç her zaman zormuş gibi görülsede, şirketler okuldan çıkmış yeni yetenekleri değerlendirmeyi ve onların taze ve güncel bilgilerini severler, bu yüzdendir ki sağlam bir animasyon portfolyosu önemlidir.
Diğer önemli nokta iyi iletişim kurmak. Staj imkanını yurt dışında da aramalısınız. Yurt içinde büyüyen ve gelişen iyi reklam ve oyun şirketleri var, oralarda da tecrube edinip, çalışmalarınızı toplayabilirsiniz. Yılda iki kerede yurt dışına işlerini göndermelisiniz.