Gazete Vatan Logo
MagazinRamazan onlara neleri hatırlatıyor?

Ramazan onlara neleri hatırlatıyor?

İftarı, sahuru, yanan mahyaları, davulcusu ve teravih namazlarıyla bir Ramazan’ı geçirdiğimiz bu günlerde ünlülerin de pek çok ilginç Ramazan anıları bulunuyor. Ünlü isimler kimi uzun yıllar ötesinden, kimi daha yakın bir geçmişten anılarını Hafta Sonu Dergisi’ne anlattı.

Sibel Can: “Ramazan anıları denilince rahmetli annemle babam geliyor aklıma. Onları da, onlarla yaşadığım Ramazan aylarını da çok özlüyorum. Pidelerin kokusu, yemeklerin lezzeti, gecelerin güzelliği başkaydı.”

Tuğba Özay: “Ramazan sayesinde hayatta olduğumu söylesem şaşırırsınız değil mi? Hemen anlatabilirim. Kaza eseri hamile kalan annem, bebeğini aldırmak için doktora gidince, doktor aynen şunları söylemiş: ‘Şu mübarek ayda böyle bir şey yapmak istemem, siz de bir kez daha düşünün.’ Annem de bebeğini aldırmaktan vazgeçmiş ve ben dünyaya gelmişim.”

Aydın Boysan: “Annemin dayısı Hacı Hüsrev, Bursa’da Simkeş Sokağı mescidinin fahri imamı idi. Hüsrev Dayı’nın Bursa’daki lakabı ‘şimendifer hoca’ydı. Çünkü teravih namazını fevkalade hızlı kıldırırdı. Onun namaz kıldırdığı mescitte, cemaat sokaklara taşar, herkes orada kılardı.

Cemaat de namaz erken bitince kahvede yer bulurdu.”

Burcu Güneş: “Çocukluğumda oruç tutmaya pek hevesliydim. Ailem de bu isteğime karşı çıkmazdı. Ancak oruç tuttuğum bir gün hiç unutmam üç kez unutup yemek yedim ama orucuma da devam ettim. Anneme anlatınca da ‘Üzülme, Allah kabul eder’ demişti.”

Haberin Devamı

Burak Kut: “Ramazan boyunca dini görevlerimi yerine getirmekten büyük keyif alıyorum. Herkes bana niçin eve kapandığımı soruyor. Çünkü evimde huzur buluyorum. Küçükken bir an önce bayramın gelmesini iple çekerdim. Şimdi de tıpkı o günlerde olduğu gibi aynı duyguları yaşıyorum. Bayramları hala bir çocuk gibi çok seviyorum.”

Zara: “13 yaşındaydım. Köyden misafirlerimiz gelmişti. Seferi oldukları için, oruçlu değillerdi, biz de sofra hazırladık. Sofraya ben de oturdum. Birlikte yemeğimizi yedik, çayımızı içerken, kendi kendime ‘Ben neden bu kadar acıkmışım?’ diye sordum. Oruçlu olduğumu hatırlayınca çayı bir püskürttüm ki, sormayın.

Kadir Çöpdemir: “Yedi yaşımdan beri oruç tutarım. Ramazan ‘Ekmek Teknesi’ dönemine denk gelmişti. Bütün gün çalışmışım ve iftarda da yemeğe iyice asılmışım. Kalabalık bir sahne çekeceğiz ve ben o sahne sırasında düşü, kafamı çarptım. Hastaneye götürmüşler beni, gözlerimi bir açtım sedyedeyim. “

Haberin Devamı

Ahmet Özhan: “Susadıkça, ağzımı rüzgara açardım. İlk oruçlarımdan birini çok iyi hatırlıyorum. Kış Ramazanıydı. Oruçluydum ve üşüttüğüm için hastalanmıştım. Rahmetli anneciğim, ‘Biraz su iç yavrum, hasta olunca oruç bozulur, sen çocuksun daha’ diye ısrar etse de iftar vaktine kadar beklemiştim.”

Ajda Pekkan: “Rahmetli annem, bizim sevdiğimiz yemekleri, tatlıları yapardı. O günlerin farklı bir büyüsü vardı. Ramazan ayı gelince, içimi sonsuz bir huzur kaplıyor.”