Paşakapısı’nda bir kağıt bebek

Yaşar Öz’ün adamlarından Abdülcabbar Kibaroğlu’nu, sevgilisi Akın Büyükoğlu’nu vurması için azmettirdiği suçlamasıyla gözaltına alınan Tuğba Özay, 3 günlük sorgunun ardından önceki gece tutuklanıp Üsküdar’daki Paşakapısı Kadın Kapalı İnfaz Kurumu’na kondu...

’Sıkma canını abla’

Cezaevine girerken üst araması yapılan ve eşyaları alınan Özay, geceyi karantinada geçirdi. Kapalı alan fobisi yüzünden sürekli ağlayan mankeni cezaevi sakinleri “canını sıkma abla” diyerek teselli etti. Sabahın erken saatlerinde karantinadan çıkarılan Özay, ’Memurlar Koğuşu’olarak bilinen, genellikle ticari suçlardan tutuklu bankacıların bulunduğu D Blok’taki koğuşa yerleştirildi.

Duş alıp çay içti

Koğuşa yerleşip duş alan Tuğba Özay, akşam geç saatte geldiği için yemek yiyememişti. Sabah da peynir, zeytin, ekmek, domates ve salatalıktan oluşan kahvaltısına dokunmayıp sadece çay içti.

İlaçları alındı

Poliste geçirdiği sinir krizi sonucu sakinleştirici hap verilen Özay’ın bu haplarına cezaevi revirindeki doktorlar tarafından el konuldu. Bundan sonra ilaçları doktorunun tavsiyesi doğrultusunda revir görevlileri tarafından verilecek. Ayrıca, hapishanenin psikoloğu Yücel Sözer kontrolünde ortama alıştırılacak.

Bir bavul eşya

Tuğba Özay’ın sorgu sonrası salıverileceğini beklerken durumun daha ciddi olduğunu anlayan basın danışmanı Kadir Şen, evine giderek bir bavul hazırlamıştı. Tutuklama kararı çıkınca bu bavulu cezaevine ulaştıran Şen, Tuğba’nın tişört, pantolon ve iç çamaşırı istediğini söyledi.

Avukatı: 1.5 ay kalabilir

Avukatı Edip Önder, Özay ile pazartesi günü görüşebileceğini ve tutuklama kararına itiraz edeceklerini söyledi: “İtirazımız kabul edilmezse savcılığın dava açmasını, ardından davaya bakacak olan mahkemenin iddianameyi kabul etmesini bekleyeceğiz ve ilk mahkemeden bir talepte bulunacağız. Büyük talihsizlik adli tatilde olmamız. Davaya bakan mahkeme 1.5 ay sonra belli olur.”

Anne babası hastalandı

Tuğba Özay’ın gözaltı sürecini en dikkatli izleyenlerin başında hiç kuşkusuz anne babası geliyor. Sık sık avukat Edip Önder’le görüşen anne baba kızlarının isteği üzerine Antalya’daki çiftliklerinde kalıyor. Ancak kızının tutuklandığını öğrenen baba İlhan Özay’ın üzüntüden fenalaşınca hastaneye kaldırıldığı ve inme tehlikesi atlattığı öğrenildi. Annesi Duygu Hanım da kızını kelepçeyle görünce şekeri düşmüş, hastaneye kaldırılmıştı.

“Gerekeni yapın”

Polis dosyasında bulunan bir delil, Özay’ın tutuklanmasında büyük rol oynadı: Olayın yaşandığı geçen pazar akşamı Akın Büyükoğlu Özay’ı aradı. Tehdit ve hakaretlerle dolu görüşmeden sonra Özay hemen menajerinin telefonundan Öz’ün adamlarını arayarak “ Bu adam gene kudurdu. Bana küfürler ediyor. Artık gerekeni yapın” dedi. Cabbar Büyükoğlu da güzel mankeni arayarak “Merak etme. Ben bu işi bitireceğim” dedi. Polis tüm görüşmelerin kayıtlarını alarak mahkemeye delil olarak sundu. Bu deliller de Özay’ın tutuklanmasında büyük etken oldu.

SEVGİLİYE SİTEM
Erkek adam bunu yapar mı!

Tuğba Özay adliye çıkışında basın mensuplarına, “Bunların hepsi yalan. Aileme ve sevdiklerime selam gönderiyorum. Kandillerini kutluyorum” dedi. Paşakapısı Cezaevi girişinde ise sevgilisine “Bunu sana yakıştıramadım. Bir erkek bunu yapmamalı” diye seslendi.

Başı dertten hiç kurtulmadı

Erdal Acar ile karakolluk oldu (1997)
Tuğba Özay, işadamı Erdal Acar’la birlikteyken polisle başı derde girdi. Ulus’ta bir araçta yüksek sesle müzik dinleyen Acar ve Özay, müdahaleye gelen ekibi tehdit etti, bir polis hafif yaralandı. Acar ve Özay hakkında, polise mukavemetten 2 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

Polisten tazminat davası (2003)
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda, görevli polislere hakaretten mahkemelik oldu. 2 yıla kadar hapisle yargılandı, 1.333 YTL para cezasına çarptırıldı.

Kürşat Yılmaz’a yataklık (2005)
Kaçak çete lideri Kürşat Yılmaz’la Üsküdar’da bir evde yakalandığı için yargı önüne çıktı. Duruşmada, “Kürşat Yılmaz ile 2003’te tanıştık. Tek suçum sanıyorum sevmek” dedi.

Sevgiliden dayak yedi (2007)
Özay’ın, sevgilisi Akın Büyükoğlu ’ndan Sapanca’daki Richmond Hotel’de dayak yediği iddia edildi. Otele polislerin de gelmesiyle sonuçlandığı ileri sürülen olay sonrası hem Büyükoğlu hem Özay iddiaları yalanladı.

Ormanları Rus mafyası yaktı (2007)
Manavgat’taki çiftliğinin kısmen yanmasının ardından basına, “Ormanları Rus mafyası yakıyor” diye bir açıklama yapmıştı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, ünlü mankenin bu iddiasını şöyle yanıtladı: “O manken hanım mafyayı tanıyor olabilir. Ama elimizde öyle bilgi yok.”

Şair babanın sportif kızı podyumların ağır ablası!

ÇOCUKLUĞU spor ve edebiyatla iç içe geçti... Şair babasının etkisiyle senaryolar yazdı. Yelken ve yüzme hocalığı yaptı, Fenerbahçe’de 5 yıl voleybol oynadı. Ancak Tuğba Özay podyumla birlikte bambaşka bir dünyaya adım attı... O artık mafyanın aşkı, podyumların ağır ablasıydı...

Tuğba Özay şair ve yazar bir baba ile öğretmen bir annenin tek çocuğu olarak 10 Şubat 1978’de İstanbul’da doğdu. 7 yaşında, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Deneme Sahnesi’nde almaya başladığı tiyatro eğitimini aralıklarla sürdürdü. Çocuk oyunları için senaryolar yazdı. İstanbul Devlet Konservatuarı bale ve gitar bölümünü yarım bırakıp, ortaöğrenimini Fenerbahçe Lisesi’nde bitirdi. Ardından Haliç Üniversitesi Konservatuar Tiyatro bölümünü kazandı.

Önünü Vakko açtı

1987’de İstanbul Yelken Kulübü’nde dalış ve yelken kurslarına katıldı. Ardından Galatasaray Kulübü’nde yüzmeye başladı. Bir süre yelken ve yüzme hocalığı yaptıktan sonra sporun farklı bir dalına atlayıp, Fenerbahçe Kulübü’nün A takımında 5 yıl voleybol oynadı. Çevresindekilerin baskılarına rağmen manken olmayı hiç düşünmedi. Çünkü idealleri vardı ve mankenlik buna tersti. Bir süre sonra önyargılarının yersiz olduğuna karar verip mankenliğe soyundu. 1994’te Vakko defilesi ile modelliğe ilk adımını attı.

BBC’nin belgeselinde

Bu defilenin ardından şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başladı. TV dizileri, güzellik yarışmaları, program sunuculukları... Teklifler yağmur gibi gelmeye başlamıştı. Tuğba Özay BBC tarafından hazırlanan Türkiye Belgeseli’nde ülkenin en iyi top modeli sıfatıyla yer aldı.

Ve mafyaya gönül verdi

Özay’ın renkli hayatı, yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Kürşat Yılmaz’la yaşadığı ilişkiyle daha da hareketlendi. Başlarda ’mafyacılık’oynamak genç mankenin hoşuna gitmiş, bu dünyanın bazı bedelleri ağır ödettiğinden habersiz ’Ağır abla’havasına girmişti. Militan bir ruha sahip olduğunu sık sık dile getiriyordu. Sert dili, kavgaları, silah kullanması ’delikanlı manken’imajıyla sık sık gündeme geldi...

Siyasete de bulaştı

Siyasetle de yakından ilgilenerek her fırsatta sosyal demokrat olduğunu açıkladı. İlk olarak CHP’nin gençlik kollarında siyasete girdi ve “Dişi Ahmet Kaya olmak istiyorum” açıklamasıyla olay yarattı.

Ayın karanlık yüzü

Ancak yeraltı dünyasının karanlık yüzü yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Endüstri Holding davasında gıyabi tutuklama kararıyla aranan Kürşat Yılmaz’ın evinde basılan Özay hakkında ’suçluya yardım ve yataklık’suçundan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bundan sonra objektiflere sık sık ya Adliye’den çıkarken ya polislerin arasında ya da Susurluk hükümlüsü Yaşar Öz gibi isimlerle yan yana takılacaktı. Bir süre sonra Yılmaz’la ilişkisini bitirdi. Ancak manevi bağını hep korudu. 6 ay önce birlikte olduğu işadamı Akın Büyükoğlu’yla ilişkisi ise onu cezaevine kadar götüren süreci başlatmış oldu.

Cezaevine giren ünlüler

TUĞBA Özay’ın tutuklanması gözleri çeşitli suçlardan cezaevinde kalan ünlü isimlere çevirdi...

DOĞUŞ: ‘Irza geçmek’ten 1993’te 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 4 ay kaldığı cezaevinden, tecavüz ettiği Pınar Cankır ile evlenince tahliye edildi.

SERDAR ORTAÇ: 1999 yılında askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçundan 54 gün hapiste kaldı.

CENGİZ İMREN: 2003 yılında bir çeteye yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla tutuklandı.

HALUK LEVENT: 1997’de, 10 yıl öncesine ait 3 milyon liralık karşılıksız çek nedeniyle tutuklandı. 9 ay 15 gün hapis yattı.

İBRAHİM TATLISES: 1987 yılında İzmir Fuarı’nda, polislerle tartıştı. Emniyet görevlilerine hakaretten 16 gün hapis yattı.

EBRU ŞALLI: 1999 yılında Kokain kullandığı iddiasıyla gözaltına alındı. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde 15 gün kaldı.

BÜLENT ERSOY

19 Eylül 1980’de evine gelen hakime hakaret edince tutuklanıp, İzmir Buca Cezaevi’nde özel bir bölüme yerleştirildi. 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak hapishanede yattığı 45 gün göz önüne alınarak bu ceza tecil edildi. Daha sonra Kuşadası’nda bir gazeteciye saldırıp, makinesini kırdığı iddiasıyla 2 ay Söke Cezaevi’ndeki kadınlar koğuşunda yattı.