Gazete Vatan Logo
MagazinOyunculukta artık yürüyorum

Oyunculukta artık yürüyorum

Serenay Aktaş, son dönemde kendisinden en çok söz ettiren isimlerden biri. Genç, cıvıl cıvıl, sportmen, inanılmaz enerjik ve güler yüzlü. Bir de üstüne çok güzel... Yeni sezonda ‘Acil Aşk Aranıyor’un Zeynep’i olarak çıkacak karşımıza çıkacak.

Oyunculukta artık yürüyorum

Yeni sezonda, ‘Acil Aşk Aranıyor’ kadrosunda Zeynep rolünde izleyeceğiz sizi. Biraz Zeynep’ten bahseder misiniz? Nasıl bir karakter?

Zeynep iyi kalpli, yardımsever, neşeli, lafını esirgemeyen, dobra ve akıllı bir kadın. İşi konusunda titiz fakat özelinde de bir o kadar dağınık. Daha fazla bilgi vermeyeyim ama şunu söylemeliyim ki, son zamanlarda oynamaktan en çok keyif alacağım karakterdir Zeynep.

Sayısız teklif geliyordur muhtemelen. ‘Acil Aşk Aranıyor’a ‘varım’ dedirten o şey neydi sizin için? Yeni bir projeye ‘evet’ derken hangi kriterleri baz alıyorsunuz?

Hemen hemen her şeyi değerlendiriyoruz menajerimle. Aceleci davranmamaya çalışıyoruz. Günlerce düşünüyoruz, tartıyoruz. Beni bu projede çeken, Med Yapım ailesinin sıcaklığı. Ve tabii ki sonrasında karakterin heyecanlandırması. Evde karaktere hazırlanırken verdiği mutluluk ve aldığım haz...

Peki oyunculuk anlamında, canlandıracağınız karaktere özel hazırlıklar yapıyor musunuz? Mesela Zeynep için özel bir çalışma yaptınız mı?

Evet, mesela odamı dağınık bırakıyorum. Evde Zeynep gibi yaşıyorum, ailemle konuşurken onun gibi oluyorum. Bol bol not alıyorum. Hatta trafikte zaman zaman Zeynep gibi tepkiler veriyorum.

Haberin Devamı

Dizinin senaryosunda değişiklikler olacak mı? Seyirciyi nasıl sürprizler bekliyor?

Diziye benimle birlikte yeni karakterler dahil olacak. Sürprizler var tabii ki ama sürpriz olarak kalsın.

‘HAYATIMDA KİMSE YOK!’

Şu an hayatınızda biri var mı peki?

Hayır, yok. Şu an ailem, sevenlerim ve işim hayatımda. Bu süreçte beni yormayacak, kıymet bilecek biri olursa neden olmasın?

Bir ilişki için olmazsa olmazlarınız neler?

Saygı olmazsa olmazım. Efendi, anlayışlı olması lazım, samimiyeti en önemlisi.

Kıskanç mısınız?

Normalde pek kıskanç değilim. Çünkü kıskançlık insanı alçaltan bir duygudur. Ama ilişkide biraz kıskanç olurum tabii ki. Bunların dozu var. Olgunlukla yaşanmalı her şey; kıskançlık da...

Çok zorluğunu yaşıyor musunuz Türkiye’de ve kendi sektörünüzde kadın olmanın?

Biraz feministim. Kadının hep sınırları vardır, o sınırları aşamaz. Aşarsa yoluna taş koyulur fakat o taşların çoğunu da yine başka bir kadın koyar. Deli saçması buluyorum kadınların şu halini. Sonra da vay efendim eziliyoruz, aldatılıyoruz! Sen önce kendi içinde kendini destekle. İlla tacize uğramak, şiddet gerekmiyor birbirimizi desteklemek için!

Haberin Devamı

‘KADIN FUTBOLU TÜRKİYE’DE DEĞERSİZ’

Nasıl girdi futbol hayatınıza?

Babam küçükken Galatasaray’ın maçlarına götürürmüş beni; omuzunda pür dikkat izlermişim maçları. 15 yaşında lisanslı olarak kadın futbol takımında oynamaya başladım. Hiçbir zaman maddiyat ifade etmedi benim için futbol. Fedakarlıktı. Çünkü maalesef ülkemizde kadın futbolu desteklenmiyor. Büyük paralar da dönmüyor. Eskiden meslek olarak bakardım futbola, artık sadece hobim ama içimde platoniğim!

Artık hepsinden önce oyuncuyum diyor musunuz?

Evet, ben sıfırdan başladım. Merdivenleri yavaş yavaş tırmandım. Hala da tırmanıyorum. Oyuncuyum derken, ‘artık ben oldum’ anlamında söylemiyorum tabii ki. Oyunculukta emekliyordum, artık yürüyorum. Ama henüz koşmaya başlamadım.

Haberin Devamı

Peki sizi en motive eden tarafı nedir? Yeni bir karakter sizin için ne ifade ediyor?

Hiç olmadığım birine can vermeyi seviyorum sanırım. Kendimden de bir şeyler serpiştiriyorum. İnsanlarla sohbet etmeyi, onları dinlemeyi, yeni insanlar tanımayı çok seviyorum. Yeni bir karakter geldiğinde onu da tanıyorum, farklı oluyor. Bazen kötü, bazen iyi. Ama en azından gerçeklerini tanımaktan iyidir!

‘SURVIVOR’

Size Survivor’a başvuruyu yaptıran şey aslında neydi?

İçimdeki ‘Survivor’ duygusunu herkesle paylaşmak, kendimi ve karakterimi sınamak, gerçek olan Serenay’ı anlatmak istediğim için bu yarışmaya girdim.

‘İyi ki katılmışım’ diyor musunuz?

Her zaman (gülüyor)! Ben ‘keşke’lerle yaşamayı seven bir karakter değilim. Hiçbir zaman öyle biri olmadım. Evet, iyi ki gitmişim, iyi ki kendimi sınamışım!