Gazete Vatan Logo
Magazin'Oyunculuğa devam edeceğim'

'Oyunculuğa devam edeceğim'

Boşandıktan sonra ilk kez konuştu....

'Oyunculuğa devam edeceğim'

Modelliği 19, oyunculuğu 15 yıl öyle sessiz ve derinden sürdürdü ki, Cem Yılmaz’a kadar sansasyonel bir ilişki de yaşamadığı için, evliliğiyle çok ilgi çekti, herkesin tanıdığı biri haline geldi. Evlenirken olduğu gibi boşanırken de “cool” davrandı. Şimdiyse işine bakıyor. Ahu Yağtu HT Pazar'dan Aysun ÖZ'e gelecek planlarını anlattı..

Ahu Yağtu... Pek çok kişi “Adını Cem Yılmaz’la duyduk” diyor. Oysa Cem Yılmaz’la yaptığı ikinci evliliğinde bıraktığı modelliğe 19 yılını verdi 1978 doğumlu Yağtu. Hatta Paris Moda Haftası’nın podyumlarında bile yürüdü. Cem Yılmaz’dan önce sansasyonel bir ilişki de yaşamadığı için belki adını pek duyuramamıştı ama moda camiası onu uzun yıllardır yakından tanıyor. Dahası, modayla ilişkisi podyumda yürümekten ibaret değildi. İkici el giysiler sattığı Second Chance Boutigue ile atıldı moda ticaretine; Türkiye’de pek de bilinmeyen vintage ürünlerin satıldığı bir mağazaydı bu. Bir ilki gerçekleştirmişti.

Bir yandan da önemli defilelere çıkmaya devam etti. Ancak gönlünde yatan başka bir meslek daha vardı, oyunculuk. Komiser Nevzat, Kavak Yelleri, Suç ve Ceza gibi pek çok dizide oynadı ama onu da aynı modellik gibi sessiz sedasız yaptı. Bir Avuç Deniz adlı sinema filminde bile rol aldı. Butikte de işler iyi gidiyordu. Tam internete taşımaya karar vermişti, mankenlikte tepe noktaya gelmişti ki Cem Yılmaz’la ilişkisi gündeme geldi. Hamileydi. Düğün aşamasında ağzını açıp tek laf etmedi. Ne hamileliğinde ne de doğumun ardından konuştu. Bu sakin, “cool” tavrını boşanırken de sürdürdü Yağtu. Belki de aşka pek inancı yoktu, zira eski bir röportajında “Bu devirde hepimiz çok bireyselleştik, bencilleştik. Bugünkü ilişkilerde naiflik yok” dediğini hatırlıyorum. Hepsi geride kaldı...

Vintage denince akla gelen ilk isimsiniz. Hatta size “Vintage kraliçesi” deniyor. Yanlış bilmiyorsam bu trend Türkiye’ye henüz gelmemişken siz öyle giyiniyordunuz ve ardından da işe dönüştürdünüz. Vintage merakı nereden geliyor?

Küçüklüğümden beri bizim ailenin hanımlarının eşyalarına olan ilgim, onları toplamam, biriktirmem ve saklamam, vintage’ın bende tutkuya dönüşmesine neden oldu. Zamanla bu tutkuyu mesleğe dönüştürdüm ve inanılmaz keyif aldığımı fark ettim. Talep artınca mağazamı online ticarete taşıdım.

Bu arada vintage trendi aldı başını gitti, sizce niye bu kadar ilgi gördü? İnsanlar hiç bilmedikleri birinin giydiği eşyaları kullanmakta nasıl bir zevk arıyor?

Tekstilde tüketim çılgınlığı insanları farklı arayışlara sürüklemeye başladı. Modaseverler stillerini daha özel yollarla yansıtmayı seçince vintage parçalar da devreye girdi. Hollywood starları, modeller, şarkıcılar ve pek çok ünlü, vintage akımından etkilendi. Gittikleri davetlerde ya da özel hayatlarında kullandıkları parçaların arasında çoğunlukla vintage başrolü oynayınca bu akım, tasarım, mimari, otomobil gibi birçok sektörde de kendini göstermeye başladı. Vintage, kendini özel hissetmek isteyen insanlar için ilk sırada tercih edilen bir akım haline geldi.


"OĞLUMLA VAKİT GEÇİRMEK İSTİYORUM"

Gelecekle ilgili hayalleriniz ve planlarınız ne? Neler yapmak, nerede olmak istiyorsunuz bundan sonra?

Öncelikle oğlumla birlikte bol bol vakit geçirmek, onun gelişimini takip edip birlikte eğlenmek yapmak istediklerimin başında geliyor. Bununla birlikte auvintage. com ile ilgili bir dolu projemiz var. Zaman içinde o projeleri hayata geçirmek istiyorum. Diğer taraftan da oyunculuk ve sunuculukla ilgili gelen teklifleri değerlendirmeyi planlıyorum.

Yaşanmışlık önemli bir kavram artık, vintage olmasa da vintage havası verilmiş eşyalar çok. Vintage havası verilmiş bir eşya, gerçek vintage’ın yerini tutar mı?

Elbette ikisi farklı kavramlar. Bir eşya 20 yıl öncesine aitse ancak vintage olarak adlandırılır. O zamanlar üretilmiş ürünlerin materyalleri günümüzde kullanılan materyallerden farklıdır ve kolay kolay bulunmaz. Keza o zamanlardaki el işçiliğiyle şimdikini kıyaslamak da anlamsız olur. Kumaş ya da malzemenin dokuları, renkleri ve modellerine günümüzde rastlanmaz. Dolayısıyla bu durum vintage ürünleri özel kılar. Vintage ürünleri günümüzde üretilen parçalardan ayıran bir diğer özellikse, ürünlerin birçoğunun tek adet olması. Yeni üretilenlerde böyle bir durum söz konusu olamaz.


Auvintage’de sadece vintage ürünler satmıyorsunuz, tasarımcıların ürünlerine de yer veriyorsunuz. O tasarımcılara vitrin açarken kriterleriniz nedir, neler arıyorsunuz? Sizde satılması için nasıl bir ruh taşıması gerekir?

Evet, vintage ve retro ruhu taşıyan tasarım ürünleri satışa sunuyoruz. Tasarımcılarla birlikte 2. el ürünlere de yer veriyoruz. Asıl amacımızsa günümüz trendleriyle vintage parçaları harmanlayarak müşterilerimiz için farklı tarzlar yaratmak. Yeni tasarımda da giyilebilir ve vintage ürünlerle kombinlenmesi kolay parçalar seçmeye özen gösteriyoruz.

Modadan anlıyorsunuz, stil sahibisiniz. Bu özellikler sizde varken tasarım da yapabilirsiniz, ama siz farklı bir kulvar seçtiniz. Niye tasarımı düşünmediniz? İleride düşünür müsünüz?

Tasarımı elbette düşünüyorum. 20 senedir moda sektörünün içinde yaşayan biri olarak tasarımla ilgili çok güzel projelerim var. Sadece hayata geçirmek için doğru zamanı bekliyorum. Şu anda sitenin İngilizce versiyonuna start verdik ve yurtdışı gönderimlerine başladık. Bu çok mutluluk verici. Blog kısmını dergi mantığına yaklaştırıyoruz. Belirli periyotlarda benim yazdığım yazıları yayınlıyoruz. Tasarımcı işbirliklerimiz devam edecek. Anlaştığımız tasarımcılar auvintage’ın vintage ruhuna özel kapsül koleksiyonlar hazırlayacak.

Dergicilik hayaliniz de mi var?

Blog’umuzu dergi kıvamında sunmak için hazırlıyoruz. İsmi AUMAG olacak. Burada modadan sanata, tasarımdan yaşama dair pek çok konuyu ele alacağız. Dergilerle de işbirliklerimiz devam edecek.

"ÜRÜNLERİ TEK TEK İNCELEYİP FİYATLANDIRIYORUM"

Vintage giyinmek zordur, herkes ister ama bıçak sırtı bir denge söz konusu. Nedir vintage giyinmenin sırları?

Biraz geçmişe merak, biraz araştırma ve vizyon. Vintage giyinmenin bazı püf noktaları vardır. Şimdi konuyu çok detaylı anlatamıyorum. Çünkü uzun bir konu bu. Ama bir, iki tüyo verebilirim. Diyelim ki vintage ile çok haşır neşir değilsiniz ama kullanmak da istiyorsunuz, o zaman büyük parçalardan kaçının. Vintage’a ilk adımı aksesuvarlarla atmakta fayda var. Bir bilezik, bir kolye, bir gözlük veya minik bir çanta havanızı tamamen değiştirebilir. Konuya çok hâkim değilseniz baştan aşağı vintage giyinmekten sakının!

Peki ya vintage ev dekorasyonunda nelere dikkat etmek gerek?

Ürünlerin dönemleri ve kondisyonları çok önemli. Çok uğraşacağınız, orasını burasını yaptırmak zorunda kalacağınız eşyalardan uzak durun. Dekorasyonda vintage ürünler kullanılacaksa, önce ev objelerine sonra mobilyaya yönelmek yumuşak bir geçiş sağlayabilir.

Siz evde çok vintage eşya kullanır mısınız?

Hayır. Seçici olmaya özen gösteririm. Mobilya alacaksam art deco bulmaya çalışırım. Ev objesindeyse dönem çok fark etmiyor benim için.

Ürünlerinizi nasıl temin ediyorsunuz? Mesela seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Hepsine tek tek bakmaya fırsatınız oluyor mu?

“Satmak istiyorum” adlı bölümümüzden eşyalarını değerlendirmek isteyenler form doldurup bize ulaştırıyor. Bu ürünleri tek tek ben inceleyip fiyatlandırıyorum. Ürünleri seçerken ikinci el ise az kullanılmış ve markalı olmasına, vintage’da dönemi yansıtan ve hasarsız olanlarını almaya özen gösteriyoruz.

"OYUNCULUK BENİM MESLEĞİM"

Gelecekte oyunculuğu düşünüyor musunuz?

Elbette! Oyunculuk benim mesleğim. Eylülden beri projeleri inceliyorum. İçime sinen bir proje olunca kaldığım yerden devam edeceğim.

"KAMERA GÜZEL VE ESTETİK OLANI SEVİYOR"

Belki ülkenin en uzun süre podyumda yürüyen modellerinden ancak onun gönlünde yatan aslanlardan biri oyunculuk. Zira eylülden bu yana senaryo okuduğunu, yakın zamanda iyi bir proje olursa oynayacağını söyledi. Akademi İstanbul’da sahne sanatları eğitimi alan, Amerika’da da oyunculuk eğitimlerine katılan Yağtu, en son Nurgül Yeşilçay ve Murat Yıldırım’ın başrolde oynadığı “Aşk ve Ceza” filminde Pelin karakterini canlandırmıştı. Üstelik Pelin’in hikâyesi belli bir noktada sona erecekken sevilip dizinin son bölümüne kadar devam kararı alınması onu çok mutlu etmişti. “Kamera güzel ve estetik olanı seviyor” diyen Yağtu, Uzaktan Kumanda, 90-60-90, Savcının Karısı, 29,30; Komiser Nevzat ve Kavak Yelleri’nde oynadı. Berrak Tüzünataç ve Engin Altan Düzyatan’la rol aldığı “Bir Avuç Deniz” filmiyse vasat bulunmuş ve eleştirilmişti.

19 YIL MODELLİK

Ahu Yağtu’yu İstanbul Moda Haftası’nda pek çok defilede izledim. Kendine has yürüyüş tarzıyla hemen dikkati çekerdi. Bir Selma Ergeç öyle güçlü güçlü öne atardı adımlarını bir de o. O zamanlar yakın arkadaştı ikisi... Yağtu ülkenin en uzun süre modellik yapan isimlerinden; 14’ünde başladığı modelliği Cem Yılmaz ile evlenince bıraktı. Oysa 22 yaşında bir avukatla yaptığı ve 5 yıl süren ilk evliliği boyunca devam etmişti. Bir röportajında “Eşim beni o zamanlar çok destekliyordu. Paris Fashion Week’e bile çıktım” demişti.

19 yıl, dile kolay! Ama podyumda yürümek zor. Saatler öncesinde defile alanında bulunacaksın. Saçın ve makyajın yapılacak, ardından provalar... Onun için de mankenliğin en zor yanı “Erken çağırılıp bekletilmek”miş. “Modellik sabır işi” diyordu mesleğinin son yıllarında. “Yeni başladığınızda heyecandan bunları görmüyorsunuz. Ama benim için artık tahammül işi”. Diyet yapmak falan değildi derdi, zira hayatı boyunca diyet yapmamıştı, şanslıydı. Hamileliğinde 15 kilo aldı ancak kısa zamanda formuna kavuştu. İstediği anda podyumda yine salınır ama onun gözü kameralarda...

























Haberin Devamı