'Öcalan'ın eli havada kalsaydı'

63 kişilik Akil İnsan Heyeti'nde yer alan Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Enver Aysever'in sorularını yanıtlayarak süreç hakkında önemli bilgiler verdi.

Karaca, barış sürecinde Akil İnsanlar Heyeti'nin görevlerine ve gittikleri bölgedeki izlenimlerine dair açıklamalarda bulundu.

Karaca'nın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

'SİYASETİN ÜZERİNDE SİLAHLI VESAYET VAR'

PKK'ya meşruiyet kazandırmakla suçlanıyoruz. Ancak bu PKK'yı ve Abdullah Öcalan'ı göklere çıkarma harekatı değil. Bu sürecin mimarlarından biri de Erdoğan. Siz Erdoğan'ın Öcalan'ın doğum gününü kendinden geçerek kutlayanlarla aynı haleti ruhiyede olduğunu hayal edebilir misiniz? Elbette hayır. Sonuçta ben de ve heyetteki bazı tanıdığım insanlar da siyaseti esir alan silahların nihai olarak susması, ondan sonra ne istenecek bir şey varsa bu taleplerin siyasetle savunulması için süreci destekledik. PKK'nın Kürtler üzerindeki silahlı vesayeti bu suretle kırılacak, bu silahla esir alınan Kürtlerin özgürleşmesini sağlar, siyaset şiddete rehin olmaktan kurtulur. Bu görüş beni bağlıyor elbette, heyeti değil.

'UZATILAN EL HAVADA KALMAMALIYDI'

Barış sürecini desteklemek demek, örgüte sempati duymak değildir. Ben duymuyorum. Ama şunu da takdir etmeyi bilmek gerekir diye düşünüyorum. Bebek katili denilen bu kişi 21 Mart Nevruz'nda kapsayıcı birleştirici bir çağrıda bulundu ve insanlara helalleşme teklifi sundu. O konuşma karşılık verilmeyecek bir konuşma değil. 'Madem öyle, tamam deneyelim' diye karşılık verilmesi gereken bir durumdur bu. 30 yıldır çatışan iki taraf var. Kaybedilen onbinlerce insan. Denemeye değmez mi? Uzatılan el havada kalsaydı asıl o zaman büyük bir vebal altına girilirdi.