'O adamı asla affetmem!'
Ünlü sanatçı Fikret Hakan, ilk kez böyle konuştu. Canlı yayında bomba açıklamalar...
12 Eylül döneminde kaleme alınan "Aydınlar Dilekçesi"nin yazılma sürecini ve sonrasında yaşananları anlatan Fikret Hakan, “Şimdi o hapishanede, eden buluyor. Bu konuda hala hıncımı, kincimi taşıyorum. Hayatım boyunca herkesi affettim ama o adamı asla affetmem” dedi.
İşte oyuncu-yönetmen Fikret Hakan'ın o açıklamaları....
“AYDINLAR DİLEKÇESİ BİR REZİLLİKTİ”
Aydınlar Dilekçesi ile ilgili anlatılanların doğru olmadığını söyleyen Fikret Hakan, sözlerine şöyle devam etti: Aziz Nesin bizi çağırdı. Toplandık ve şuna karar verildi: Yazarlar adına Yalçın Küçük, sanatçılar adına ben buluşacağız ve yazıyı beraber kaleme alacağız. Ben bu yazı için işlerimi iptal ettim ama Yalçın Küçük beni ne aradı ne sordu. Günün birinde kahvehanede otururken geldiler, “Sonra okursunuz” diyerek aceleyle imzalattılar. Bu kadar kötü dille yazılmış bir protesto olamaz. Ben olsaydım böyle bir rezillik olmazdı.
“YALÇIN KÜÇÜK ŞİMDİ HAPİSTE, EDEN BULUYOR”
Ben davayı filan satmadım. Ben karşı olsam zaten bu işin içinde bulunmazdım. Yalçın Küçük şimdi hapishanede, eden buluyor. Ben çok karalandım, onun yüzünden çok canım yandı. Çıktığı zaman gelsin, canlı yayında o geceyi konuşalım. Acaba yüzüme bakabilecek mi? Hapishanede olsun, dışarda olsun. Yalçın Küçük bütün gerçekleri ortaya koyarak yazmalıdır. Beni hayatımda en çok yaralayan olayların başında bu geliyor.
“1980 DARBESİNİN BÜYÜK İYİLİĞİ OLDU”
Seks filmleri furyası döneminde sinemadan uzaklaştığını ve geçimini turizmle sağladığını söyleyen Fikret Hakan “Dünyada hiçbir darbe güle oynaya karşılanmaz ama 1980 darbesinin büyük bir iyiliği oldu. Seks filmleri furyası bitti. Resmen kepazelikti. Bir yandan darbe olduğu için üzülüyorsun, bir yandan da o furya bittiği için seviyorsun. Ben de bir süre ne olacak diye bekledim, sonra da İstanbul'a döndüm.” dedi.
“MUHSİN ERTUĞRUL TÜRK SİNEMASI'NA ZARAR VERDİ”
Ünlü oyuncu, kitabında sert bir dille eleştirdiği Muhsin Ertuğrul hakkında da şöyle konuştu: Muhsin Ertuğrul Andre Antoine'den sonra Türk Tiyatrosu'nu Batılı anlamda kuran tek beyindir. Çok güzel bir kadro yaparak, çok iyi oyuncular elde ederek Şehir Tiyatroları'nı yaratmış olan adamdır. Ancak adamın sinemacı bir tarafı yok. En son yaptığı Halıcı Kız da Ertuğrul yerine Lütfi Akad ya da Atıf Yılmaz'a verilseydi o hikayeyi daha düzgün çekerlerdi. Türk Sineması'nın batılı anlamda gelişmesi olacaktı ki Muhsin Ertuğrul bunu engellemiş oldu, Türk Sineması'na zarar verdi.
“GÜNEY'İN AĞZINDAN BİR TEK KÜRT LAFI DUYMADIM”
Fikret Hakan, Halit Refiğ'in Yılmaz Güney'in başarısında Kürtçülük hareketinin sağladığı desteğin etkili olduğu iddiasını da değerlendirdi. Hakan “Yılmaz, yoksulluğun içinden kopup gelmiş, yıllarca sürünmüş. Arabasından inip sinema yapmaya başlamış bir insan değil ki. Elbette böyle bir insanın nefretleri olacaktır.. Beraber iki film yaptık, ağzından bir tek Kürt lafı çıktığını duymadım. Yılmaz'ın en büyük şansızlığı o cinayet olayıydı. Başlangıçta sırtını sıvazlayanlar yanından kaçtılar. Yol filminden sonra da Batılı züppeler onu terkettiler, yalnızlığa itildi. Bence bunlar olmasa daha çok yaşardı.
“BUGÜN OLSA HÜMEYRA'YA VURMAZDIM”
Hümeyra ile yaptığı kısa evliliği şiddet nedeniyle biten Hakan o dönem yaşadıkları için de şunları söyledi:
-Hümeyra benim için artık kalabalıktan biri. Şimdi olsa aynı şeyi asla yapmazdım. O zaman bugün varabildiğim görgü kalıplarında olsaydım arkamı dönüp giderdim. İnsan olgunluğa ancak belli bir yaşta ulaşıyor.