Nejat İşler'in neyi var?

Milliyet yazarı gazeteci, psikolog Tolga Akyıldız, Nejat İşler'le ilgili spekülasyonları ortadan kaldıracak bir yazı kaleme aldı.

İşte Akyıldız'ın o açıklaması..

Nejat İşler'in başına gelen üzücü olayla ilgili bilip bilmeden ileri geri konuşanlar, içinde adamlıktan zerre kalmamış insan müsveddeleri umurumda değil. Ancak dilim döndüğünce olanı anlatmak isterim.

"GRİBAL ENFEKSİYONDAN MÜZDARİPTİ"

Nejat, bir süredir (birçok kişi için geçerli olduğu üzere) gribal enfeksiyondan muzdaripti. Gümüşlük'teki evinde hasta vaziyetteydi. Enfeksiyon bağışıklık sistemini çökertmiş ve akciğere hızla yayılmış. Solunum zorluğu çeken Nejat da Bodrum Acıbadem Hastanesi'nin aciline gitmiş. Burada yapılan tetkikler sonucu durumun ciddiyeti anlaşılmış ve Nejat yatırılmış. Ne yazık ki vücutta "septik şok" oluşmuş.

SEPTİK ŞOK NEDİR?

Septik şoku en basit şekliyle anlatmaya çalışayım: (doktor değilim ancak konulara ilgili bir psikologum) Enfeksiyonun yayilmasi sonucu bakteriler "endotoksin" denilen zehirli bir madde üretiyor. Metabolizma da mücadele etmek için tüm antikorları o bölgeye yolluyor. Bu kurtarıcı antikorlar gidip endotoksinlere bağlanıyorlar. Bu baglanma sonucu "anafilatoksin" maddesi üretimi başlıyor vücutta. Bunun anlamı şu: Bu madde yüzünden metabolizma olanı vücutta büyük bir kanama varmış gibi algılıyor ve tüm damarlar hızla daralmaya başlıyor. Kandaki birçok madde ise kontrolsüzce serbest kalıyor.

VÜCUT ŞOKA GİRİYOR

Bunun sonucunda vücut bir nevi şoka giriyor ve çoklu organ hasarları ve akabinde yetmezlikleri ortaya çıkıyor. Olanların içkiyle, karaciğerle, sirozla, sedefle bir bağlantısı yoktur. Sadece bağışıklık sistemi zayıf olduğu için enfeksiyon geniş yayılma alanı bulmuştur diye düşünebilirsiniz ancak bunu bir sebep olarak da gösteremezsiniz.

Çok ciddi bir sağlık sorunuyla pençeleşen dünya güzeli bir adamın arkasından atıp tutarken bilginiz olsun istedim. Ya da atıp tutun siz, Nejat İşler'e hiçbir zaman değmediniz; yine de değmeyeceksiniz o hastalıklı düşüncelerinizle...

Hadi Nejat İşler diren de gel...