'Nazlı Ilıcak'ı bugün öldürürdüm'
Kemal Belgin Türk spor basınını değerlendirdi
Türk spor basınının geldiği noktayı, gazeteciliğin kimlik değişimini ve medyanın içinde bulunduğu durumun sorumlusu olarak Nazlı Ilıcak'ı gören usta gazeteci Kemal Belgin, 'Kemal Ilıcak yaşasaydı, Türk basını bu durumlara düşmezdi.' dedi. Belgin, efsane Tercüman gazetesini Nazlı Ilıcak'ın bitirdiğini belirterek, 'Bir adam öldürme hakkım olsa Nazlı Ilıcak'ı bugün öldürürdüm.' diyor. Belgin, ayrıca 12 kere tüzüğü çiğnediğini söylediği Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a da çok kızgın.
Cihan Medya Haber dergisinin Kasım/Aralık sayısına çarpıcı açıklamalar yapan Belgin'e göre Nazlı Ilıcak'ın başında olduğu Bulvar gazetesinin hastalık derecesindeki Süleyman Demirel tutkusu ve Turgut Özal düşmanlığı üzerine kurulu yayın politikası yüzünden, gazeteyi okuyucunun terk etmesi ve Turgut Özal'ın da devlet ilanlarını kesmesi sonucu Tercüman gazetesi de Ilıcak ailesi de yerle bir olmuş.
Günümüzde patronların gazete ve televizyonları tehdit unsuru olarak kullandığını iddia eden Belgin, "Adamın amacı gazetecilik yapmak değil. O gazeteden zarar edeyim ama diğer işlerimden zarar etmeyeyim mantığı ile yapıyor bu işi. İşlerini kolaylaştıracak bir güç gibi görüyor, gazete ve televizyonunu." diyor.
"3 Temmuz 2011'den bu yana yaşanan şike olayında büyük takımların yerine bir Anadolu takımı olsaydı çoktan küme düşürülürdü." diyen Kemal Belgin, yazı yazmak ve yorum yapmaktan iğrendiğini, sadece evinin nafakası için bu işi yaptığını, ekonomik olarak rahat olsa bunları yapmayacağını da söylüyor.
'Yazdıklarını ya da söylediklerini okuyup dinleyenlerin yüzde 80'i sana ana-avrat küfür etmiyorsa okunmuyorsun ya da izlenmiyorsun.' mantığının Türk gazetecilik mantığı olduğunu üzülerek dile getiren Kemal Belgin, bunu yapanların da bu ülkede parsayı topladığı siteminde bulunuyor.
Kemal Belgin'in günümüz patronlarına da göndermesi var. 'Gazetecilik şudur. Değişen patronaj profili Türk basınını perişan etmiştir. Rahmetli Kemal Ilıcak, Ercüment Karacan, Erol Simavi sağ, Haldun Bey. Bu gazeteciler hem babadan oğula intikal etmiş patronlar veya gazetecilikten gelme patronlardı. Hakiki gazeteci hakiki patron olduğu zaman her şeyden evvel yalan yazamıyorsun. Bugün ne spor müdürünün ne patronun muhabire bu haber doğru mu diye sorduğunu sanmıyorum.' iddiasında bulunuyor.
Bugün patronların çok müdahale etmesi konuşuluyor, istenmeyen gazeteciler var. O gün de var mıydı? sorusuna Belgin'in verdiği cevap ise tüyler ürpetecek cinsten, 'Süleyman Demirel'in iki tane spor bakanını indirmiştik. Bir gün Kemal Bey'in başbakan evimizde ona göre yazın dediğini hatırlamıyorum. Tahsin Kaya Fenerbahçe'ye başkan olduğu zaman Kemal Bey servise geldi. Bana, 'Ulan elini biraz hafif tut" dedi. Kemal Bey ilk defa böyle laf ediyor. O ayın maaşını Tahsin Kaya'dan borç alarak dağıtmış bize. Büyük krizde olduğu, sağdan soldan borçlar alarak maaşları ödediğini duyduk. Ettiği tek laf bu elini hafif tut diyor yazma demiyor.'
Yalan haberle, yanlış haberi de yorumlayan Kemal Belgin, 'Doğan Koloğlu, Hürriyet Gazetesi'nin spor müdürüydü. Selçuk Yula'nın verem olduğuna dair bilgileri alıyor. Haberi gazetede yayımlıyor. Erol (Simavi) Bey gazetenin sahibidir. Bu çocuk yarın halkın içine girecek, soyunma odasına girecek, kim bununla oturur deniyor. Erol Bey, Doğan Koloğlu'nu çağırıyor. Doğan, Fenerbahçe'den tepki aldım diyor. Doğan Koloğlu da haberde görüldüğü üzerine belgeler burada diyor. Erol Bey 'Bunlar tamam da bu oyuncular kamuya mal olmuş sporcular. Biraz daha dikkat etseydik' deyince Doğan abi de 'Hürriyet Gazetesi'nin amacı haberi herkesten evvel vermektir. Böyle bir şey gözetmedim.' diyor ve görevi bırakıp spor yazarlığına devam etmek istediğini ifade ederek ayrılıyor.'
Kemal Belgin, 'Aziz Yıldırım'ın başkan olmasında en büyük etki benim.' diyor ardından da pişmanlığını, 'Biz Aziz'i torbadaki yüzüyle tanımışız. Torba çıktıktan sonra karşımıza başka yüz çıktı.' diyerek dile getiriyor.
Aziz Yıldırım'ın tüzüğü 12 kere çiğnediğini de belirten Kemal Belgin, 'Bu kulüpte Divan Genel Sekreterliği yaptım. Bir tüzük var ona uymamız gerekiyor dedim. Benim Divan Genel Sekreterliği yaptığım zaman 12 tane resmi uyarı yazım vardır. Aziz Yıldırım tüzüğü çiğniyor diye ısrarlı uğraştık. Plajın büfesini bugünkü Divan Başkanı Yüksel Günay'a verdi. Onlara menfaat sağladı.' gibi çok büyük bir iddiada da bulundu. Arjantinli oyuncu Ortega olayında da Yıldırım'la kapıştığını ve kulübün 10 milyon dolar zarar ettiğini dile getirdi.
'Benim babam Fenerbahçe'de tek başına bilet satışını üstlenmiş bir insandı. Biraz öyle - böyle olsa Kadıköy'ün yarısı bizimdi. Öldüğünde bir tane dikili ağacı yoktu, 7 bin lira borcu vardı. Hepsini ödedim. Bugün yaptığım yorumculuk ve gazetede yazı yazmaktan iğreniyorum. Yaşamımı devam ettirecek makul bir gelirim olsa ne yazarım ne konuşurum.' ifadelerini kullanıyor.