Nasreddin Hoca olacak!
Müfit Can Saçıntı’nın senaryosunu yazdığı, yönettiği ve başrolünü üstlendiği ‘Yaşamak Güzel Şey’ filmi bugün seyirciyle buluşuyor. ‘Mandıra Filozofu’ filmleri ile tanınan Saçıntı, yeni filminde mutluluğun bedava olduğu söylerken, bir sonraki projesinde Nasreddin Hoca’yı canlandırabileceğinin müjdesini verdi
Filmin hazırlıkları ve çekimleri ne kadar sürdü?
Senaryoyu da hazırlıktan sayarsak çok uzun sürdü... Filmdeki bazı konular 3-4 yıldır kafamda evirip çevirdiğim konulardı. Yazmam 3-4 ayımı aldı. Bazı oyuncularımızla provalar yaptık hazırlık sürecinde. Bu yüzden çekimde zaman kaybetmedik.
Çok usta oyuncular ve marifetli bir ekiple çalıştığımız için çekimler 3 hafta sürdü. Kurgu, renk düzenleme, ses tasarımını içine alan post dediğimiz süreç çok özendiğimiz için tam 5,5 ay sürdü. Laf olsun diye demiyorum gerçekten çok özenli bir çalışma oldu.
Filmdeki birçok karakter ailenizden, çevrenizdekilerden isimler, anılar taşıyor. Neden böyle bir karar aldınız? Bunu yaparken yakınlarınızdan izin aldınız mı?
Bazı yönetmenler koskoca filmi kendi yakınlarına ithaf ediyor ben bir rol karakterini ithaf etmişim çok mu? Şaka bi yana... Gerçekçi bi film yapmak için bu yola başvurdum... İsimlerini koymak için eşim Çiğdem ve kızım Duru’dan izin aldım... Kendimden izin almadım. Annemle babamın da isimlerini koydum ama onlara haber vermedim, sürpriz olacak.
Kendi karakteriniz için “Benim söyleyemediklerimi de söyledi” demişsiniz... Genelde içinizde mi yaşarsınız birçok duyguyu? Pek dile getiremez misiniz?
Aslında ben de normal hayatta söylerim pek çok duygumu, düşüncemi ama daha çok dolaylı ve yumuşak bi uslupla söylerim... Tabii içime attığım duygular da olur ama genelde korkudan değil kibarlıktan. Filmdeki Müfit ise daha doğrudan söylüyor söyleyeceklerini ve kibarlık yapma gereği hissetmiyor.
‘Hayal değil, hayat ürünü’
Film için “Hayal değil, hayat ürünü” diyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz...
‘Bu film gerçek hayattan alınmıştır’ demenin bir başka yolu... Ama bir kişinin hayatından değil, her kişinin hayatından gerçekleri aldım... Kendi yaşadığım ve bazılarına şahit olduğum şeyleri senaryoya kattım. İlla örnek isterseniz vereyim... Hayat ve ölümle ilgili diyaloglar gerçek kızım Duru ile aynen yaşandı. Filmde lise öğretmeniyle yaptığım konuşmayı, bir üniversitede bir öğretim görevlisiyle aynen yaşamıştım.
Film seyirci ile buluştuğunda nasıl tepkiler bekliyorsunuz? Siz hangi mesajı vermek istediniz özellikle?
Ben mutluluğun parayla satılan bir şey değil bedava olduğunu anlatmaya çalıştım... Filmi izleyenlerin bazen gülüp, bazen hüzünlenip, arınıp rahatlamalarını ve filmden çıktıktan sonra hayatın gerçek güzelliklerini yakalamaya çalışacaklarını hayal ediyorum. Bakalım hayal kırıklığına uğrayacak mıyım? Bunu 14 Nisan’dan itibaren sinemalarda göreceğiz.
Bundan sonrası için planlarınızın arasında neler var?
Bundan sonra Nasreddin Hoca’yı oynamak istiyorum... ‘Nasrettin Hoca Timur’a Karşı’ diye bir proje şekillenmeye başladı. Yönetmenliğini Hasan Kalender yapacak. Senaryoyu 20-30 yıllık senarist arkadaşlarım Yaşar Arak, Ömer Pınar, Caner Güler ve Resul Ertaş yapacak... Bir de kendimin yazacağı bir aile filmi düşünüyorum, bu sefer gençler ön planda olacak.