Müzikten kazandığımı sadece müziğe yatırıyorum
Geçtiğimiz haftalarda bu köşeye taşıdığım rock festivallerine dair eleştirilerime Umut Kuzey’den cevap var...
Avrupa’daki çoğu köklü festivale baktığınız zaman hepsi ufak kasabalardan dünyaya yayılmıştır. Belçika’daki Werchter kasabasında gerçekleşen Rock Werchter’da bu yıl Radiohead, Foo Fighters gibi önemli isimler sahne alacak. Yıllar evvel Hollanda’da Lowlands’e gitmiştim. O da ülkenin en ufak şehirinde gerçekleşen bir festivaldi. İstanbul’dan biletimi alıp o minik kasabalara sadece müzik dinlemek için değil bir kültürün de parçası olduğumu hatırlamak için hep yola çıktım. Gittiğim ilk çadırlı festival Rock’n Coke’da tek başıma çadırda kalmıştım, bu bir ayrıntıydı esas olan birey oluşumu bir rock festivalinde kutluyor olmamdı. Yalnız başıma odamda dinlediğim müzikleri binlerce kişi ile aynı anda bağırarak söyleyebiliyor olduğumu görmekti.
Yıllarca gerek yurt içi gerek yurt dışında izlediğim konserler bende bir estetik algısı oluşturdu. Sanatçıların sahneyi kullanış şekilleri, şarkı seçimlerindeki özen, bazen dinlediğim bir albümde es geçtiğim ayrıntıları bana göstermeleri hep bu algıya hizmet etti. Ufacık kasabalar, o büyük sahneler (Bunu metafor olarak da düşünebilirsiniz, sahnedeki kişi o sahneyi müziği ile büyütme lüksüne sahiptir) ile adeta metropol haline geliyordu.
Gel gelelim ülkedeki festivaller de değişime uğradı. Geçtiğimiz haftalarda bu köşede ülkedeki yerli festivallere dair gözlemlerimi iletmiştim. Bir de yerinde olaya bakmak istedim ve Adana’daki Çukurova Rock Festivali’nin yolunu tuttum. Festivalleri düzenleyen Milyon Yapım’ın kurucularından olan müzisyen Umut Kuzey ile de bir araya geldim. Olaya tek taraflı bakmak yerine bir de ondan dinlemek en doğrusu olacaktı...
Buyrun Kuzey’in bakış açısına.
İş konusunda gözü kara bir adamım
Yaptığınız festivallere dair yazdığım eleştirileri yazısında sizin karşı çıktığınız noktalar nelerdi?
Karşı çıktığım bir şey yok. İnsanların fikri, vicdani ve düşünce özgürlüklerine saygı duyan birisiyim. Ama olaylar dışarıdan görüldüğü kadar parlak, alkışlı ve keyifli değil. O işin en son noktası. Yazını okuduğumda biraz kızdım ama buraya dair yanlış fikirleri değiştirmek istedim.
Ben bu festivallerin sanat yönetmeni olmadığını ve festival değil de konser serisi olduğunu düşünüyorum. Mesela festival alanında seyirciye sunacağınız özel etkinlikler yok. Konser aralarında DJ’ler yer alabilirdi… Enstalasyon sanatçısı ile alanı değiştirebilirdiniz…
Son on yıldır sürekli devam eden ve kendini yenileyen bir rock festivali bana örnek verebilir misiniz? Yok şu anda… Hedefimiz önce istikrarı oturtmak. Bahsettiğiniz her şeyde bütçeler devreye giriyor. Bu işin hiçbir belediyeden maddi bir yardımı yok. Bizzat belediyelerle görüşmeye kendim gidiyorum ve yer bulmaya çalışıyoruz. Bir takım bedeller ödeyip festival alanlarını kiralıyoruz. Hiçbir destek almadan sanatçıların kaşelerini karşılıyoruz. Hiçbir maddi kazanç düşünmeden herkesin izleyebileceği ve bütün sanatçı arkadaşlarımın içinde olacağı bir line up hazırlamaya çalışıyoruz. Bunların hepsi maddi olanaklarla alakalı… O noktada gözü kara bir adamım. Hiçbir şeyin getirisini düşünmeden en iyiyi nasıl yapabiliriz üzerine düşünüyorum. Yerli sanatçılara bir mecra olması için bu festivalleri yapmaya başladık.
Derdimiz sanatçıların konserlerle para kazanmasını sağlamak ki işlerini yapabilecek heyecanlara sahip olsunlar. Onlar da iş yapıp para kazanacak ki sahnesine yatırım yapacak. Onun için bu festivallerin biraz zamana ihtiyacı var. İddiamız şu; Anadolu’da da festivallerin olabileceğini yerel halka gösterebilmek. Ardından üzerine ne koyacağımızı düşünmek… Zeytinli Festivali ile 2014 yılında ilk yola çıktığımızda bizim de tecrübemiz sınırlıydı. Ardından yatırım yapmaya başladık.
Borç paralarla festival yaptım
Adana’da daha önce birçok kez konser vermiş biri olarak festivalin üç günü sizce nasıl geçti?
Çok güzeldi. Ben inatçı bir adamım. Zarar etsem dahi yapacaktım bu festivali. Bundan sonra devam etmesi çok önemli. Festival turizmi diye bir şey var. Bu işi oturttuğumuzda yurt dışından insanlar da gelecek. Para kazanmak isteyen bir organizatör bu kadar uğraşmaz.
Para kazanıyor musunuz?
İlk sene yani 2014 yılında borç paralarla Zeytinli Festivali’ni yaptım ve zarar ettim. İkinci sene birinci yılın borcunu kapattım. 2016 yılında para kazandım ve festivale yatırım yaptım. Müzikten kazandığımı yine müziğe harcıyorum. Bu işleri yayınlamak için internet televizyonu kurdum. Tek gücümüz sanatçılarımız ve seyircilerimiz.
Tepkilerden korkuyorlar
Ben lineup konusundaki fikirlerinizde pek ikna olamadım. Orayı daha organik bir hale getirebilirsiniz diye düşünüyorum…
Zeytinli’deki keşif sahnesinde bunu yapıyoruz. Buradaki festival ise çok yeni. Buraya önce insan çekmemiz lazım.
Mesela farklı janr isimler neden yok?
Ceza, Zeytinli’de geçtiğimiz yıl sahne alacaktı ama gelmedi. “Rap yapan rock festivalinde olur mu?” gibi tepkiler gelince vazgeçti herhalde. Bu yıl Zeytinli’de farklı türden müzikler konusunda sürprizimiz olacak.
Sanatçıların bu festivallerde yer alma konusunda bakış açıları nasıl?
Beni bugüne kadar reddeden bir sanatçı olmadı. Hepsi seve seve geldi. Ben de onları her zaman memnun etmek için elimden geleni yaptım. Zaten bu festivalleri bir müzisyen yaptığı için geliyorlar. Organizatör mantığı başka bir şey, müzisyen bakışı başka… Sanatçı memnuniyeti her zaman benim için ön planda.
Olgunluklarını sahnede yaşıyorlar
Festival ile bir kültür de getiriyorsunuz Anadolu’ya… Böyle bir misyona sahipken neden hep aynı isimleri sahnede izlemek zorunda kalıyoruz?
Türkiye’de geçtiğimiz on yıl içerisinde müzik sektörü çöktü ve popüler müzik ön plana çıktı… Alternatif müzik yapanlar arasında star bir isim yetişmiyor artık. O festivali güzel hale getirecek, diğer sanatçıları da izletecek ana isimler kısıtlı. Listenin başındaki müzisyenler de müziğe emek vermiş ve kendi olgunluklarını en iyi şekilde yaşaması gereken isimler.
Sanatçılar ile bir araya geliyor musunuz? Neden bu sahneye özel projeler ile çıkmıyorlar?
Geliyorlar fakat şöyle bir durum var; bizim herhangi bir desteğimiz yok. Sadece kendi yağımızla kavruluyoruz. Sanatçı bir şey yapmak istediği zaman da bunun parasını bizden istiyor. Kendi kaşesinin içinden bunu yapmıyor.
Bir sanatçı olarak siz devamlı aynı şarkı listesi ile konser vermekten sıkılmaz mısınız? Adana’da üç gündür izlediğim konserlerde en büyük sıkıntı buydu. Sanatçılar hep aynı şarkı listesi ile seyircisini selamlıyor.
Sanatçı zaten o ünlü şarkıları ile var olduğu için hayatı boyunca da çalar. Teoman, Paramparça çalmadan sahneden inerse izleyici üzülür. Sahnedeki enerjisi önemli olan. Bunu da hit şarkılar ile sağlayabiliyorlar.
Festival alanına katkı sağlayacak isimlerle neden çalışmıyorsunuz?
Mekanlar bize o alanı bomboş veriyor. Mesela burada Adana’da bir AVM’nin bahçesinde bu işi yapıyoruz. Sonuçta, buranın sahipleri her şeye izin vermiyor. Sanat yönetmeni orada bir şey yapar, ertesi gün de alanı yeniden değiştirmek zorunda kalırız bütün iş çöp olabilir. Biz sıfırdan bir alan kuruyoruz. Bomboş bir araziye bir yaşam alanı yaratıyoruz. Festival alanına aktivite koymak daha oturmuş festivallerde olabilir; Zeytinli Rock Festivali gibi… Ama insanlar şu an arkadaşları ile eğlenmek ve sevdiği sanatçıyı izlemek istiyor. Sanat için değil deşarj olmak için buralara geliyorlar. Mesela Zeytinli’nin tek bir ismini bile açıklamadık. Tek belli isim benim. Ama şu an 3 bin kadar kamplı bilet satıldı. Geçen yıldan daha da iyi olacak, bu yıl.