Mustafa Sandal: İnsanlar artık yemiyor, ben çabuk uyandım
26 yıldır şarkılarıyla farklı kuşaklara hitap eden Mustafa Sandal, başarılı bir kariyer sürdürürken yaşadığı zorlukları anlattı. Şimdi yeni şarkısı ‘Damar’la gündemde. Melis Sütşurup’la yeniden ilişki yaşamaya başladığını ilk kez açıklayan Sandal, kitabındaki bir bölüm nedeniyle Defne Samyeli’yle mahkemelik olmasıyla ilgili de pişmanlığı olmadığını belirterek 'Kırdıysam özür dilerim' dedi. İşte Mustafa Sandal'ın açıklamaları...
Frene basmadan, içinden geldiği gibi konuşanlardan. Tıpkı sahnesindeki gibi sohbet ederken de kıpır kıpır, zaten hayattaki en çok önem verdiği şey de ‘samimiyet’. Bu sefer de yine bütün samimiyetiyle hayatında olup bitenleri anlatmaya koyuluyor: “Başıma gelen iyi veya kötü her şeyi tecrübeye çevirme gibi bir özelliğim var. Yaşanmışlara takılmam, yaşamak istediğim yeni şeylere odaklanırım. Çok üretken bir Mustafa var, aklımda sürekli yeni melodiler, yüreğimde yepyeni sözler.” İşte Mustafa Sandal'ın açıklamaları...
En son 10 ay önce konuştuk. “Mustafa Sandal versiyon 2.0’da yaşıyorum” demiştiniz. Bu versiyona bir güncelleme geldi mi?
Geldi tabii. Siz 2.0’ı izlerken ben 3.0’ı hazırlıyorum.
Bu güncellemeler sırasında kendinize format mı atıyorsunuz?
Hayatımın her döneminde bir reset’leme olmuştur. Pandemi sürecinde de oldu. Meğer ne boş şeylere kafamızı takıyormuşuz. Ben de formatımı attım, hem de damardan! ‘Damar’ diye dinlediğiniz şarkı da benim formatlanmış ruh halim.
Şimdi nasıl bir Mustafa var?
Enerjim, hayata bakış açım hep pozitif. Hayatta başıma gelen iyi ya da kötü her şeyi tecrübeye çevirme gibi bir özelliğe sahibim. Yaşanmışlara takılmam, yaşamak istediğim yeni şeylere odaklanırım. Çok üretken bir Mustafa var, aklımda sürekli yeni melodiler, yüreğimde yepyeni sözler...
26 yılda pek çok hit ürettiniz. Bunlar sizde nasıl bir ego yarattı?
Öyle bir dönemden geçtim. Bizim dönemde star olanlar zaten o anlamsız egolu durumu tattı. Ben o duygudan çok hızlı uzaklaşıp işime baktım. Hayattaki anahtar kelimem samimiyet. Samimiyetten vazgeçmedim. Ego samimiyeti öldüren koca bir canavar!
Peki bunca yılda ‘sandal’ hiç su aldı mı? Batacak gibi oldu mu?
Ne fırtınalar, hatta kasırgalar atlattık be Hakan’ım! İnan hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değil. Özellikle bizim sektörde... Ama ben iyi bir kaptan olduğumu düşünüyorum; her fırtınada dümenimi sağlam tuttum. O yüzden senin tabirinle ‘su almadık’.
Yıllardır farklı kuşaklara hitap ediyorsunuz. Eskimeden devam etmenin sırrı ne?
Kendimi sürekli yeniliyor, zamanı, bu dönemin gençlerinin yaşam tarzlarını iyi analiz ediyorum. Bunları tecrübelerimle ve ruhumla birleştirince her döneme hitap edebilecek şarkılar çıkıyor.
Zaman içinde pop ve starlık kavramında neler değişti?
İnsanlar artık o Michael Jackson triplerini yemiyor. Hepimiz o hataya düştük ama ben çabuk uyandım. Robotlaşmış starcılık oyunları 2020’nin dünyasında yemez.
1990’larda Tarkan, Serdar Ortaç, Kenan Doğulu gibi isimlerle bir yarış içinde gösterildiniz. Bu yarıştan galip çıktınız mı?
Başka arkadaşlarım hakkında konuşmayı pek sevmiyorum. Herkes kendi hedeflerinde iyi yerlerde. Benim yarışım hep kendimle. Kendi açımdan baktığımda son iki-üç yılda 90’lar moda ya, hangi mekâna kulak versen iki saatte en az yedi-sekiz Mustafa Sandal bestesi, sözü duyuyorsun. Sosyal medyada insanlar “90’ların yıldızı Mustafa’ydı” diyor ya, işte 2020’li yıllarda o Mustafa’yla yarışacağım.
Önce Eypio, sonra Zeynep Bastık’la düet yaptınız. Onların popülaritesini kullanmakla eleştirildiniz. Ne diyorsunuz?
Her ikisi de çok sevdiğim, iki genç, süper yetenek. ‘Reset’ ve ‘Mod’ şarkılarının sözü ve müziğinde Mustafa Sandal imzası görürsünüz. Ve ben iki genç yıldızımızın da beni kullandığını düşünmedim, tam aksine, müthiş bir sinerjiyi müzikseverlere yansıttık. Soruna böyle cevap vermiş olayım!
Bir dönem çok çapkındınız. Şimdi sular duruldu mu?
Aa öyle mi, hiç haberim yok (gülüyor)! Yok be Hakan, öyle çok çapkındım diyemem. Zaman zaman aşkın peşinde koştum, onu aradım, evet doğru. E sonuçta aşk adamıyım. Onu kovalamayı da bırakmam, durulmaz o sular.
Şarkılarınızda hep aşka iltifat ediyorsunuz, “Sebebi aşkı onurlandırmak” demiştiniz. Neden aşkı onurlandırma misyonu edindiniz?
Ben özel hayatımda da şarkılarımda da aşka ve kadına iltifat etmeyi seviyorum. Benim yaşam tarzım, hayata bakış açım bu. Aşkı onurlandırmak bizi daha güzele, daha doğruya götürür ve o sevgi denizinde asla boğulmazsın. İnsanlara sevgiyi aşılamak, aşkın iltifata layık olduğunu anlatmak, bir sanatçı olarak -misyon demeyelim de- görevim.
Bir kadını etkilemek için en çok kullandığınız iltifat ne?
Kişisine göre değişir. Şahsa göre taktik geliştirmek daha doğru (gülüyor). Genel taktikler herkeste aynı reaksiyonu veremeyebilir.
Melis Sütşurup’la yeniden barıştığınız söyleniyor. Doğru mu?
Doğru, yeniden görüşüyoruz. Birbirimize çok iyi geliyoruz. Sağlıklı, güzel bir ilişkimiz var. Mutluyuz ikimiz de, önemli olan da bu. Geçmişe sünger çekip önümüze bakıyoruz. Bana güzel şeyler hissettiriyor, sanırım ben de ona.
‘Bu Kız Beni Görmeli’den ‘İsyankar’a pek çok klibinizde danslarınız adeta fenomen oldu. Göğsünüzü okşadığınız o meşhur figürlere şimdi bakınca ne hissediyorsunuz?
Ekranda o dansları seyircilerle birlikte izleyip eğleniyoruz. O günlerde herhalde kendimi dünyanın en iyi dans eden adamı sanıyordum, meğer değilmişim (gülüyor). Ama ne bileyim, o dönem o şarkılar bana o dansları hissettirmiş demek. ‘Aya Benzer’ dansının birçok ülkede ve sosyal medyada hâlâ trend olduğunu duyuyorum. Demek hâlâ insanlar eğlenebiliyor. Özeleştiriyi severim, ben de onlarla eğleniyorum.
Ertuğrul Özkök’e “Bu ev hapsinde ya korona beni altı baklava yapacak, ya ben koronayı ‘six pack’...” demiştiniz. Kaslı erkek modasına mı uymak istediniz?
Hiçbir şeyi moda olsun diye yapmam. Spor benim için en önemli meditasyon. Kötülüklerden, hayatımdaki olumsuzluklardan arınma yöntemi. O dönem sadece şarkı ürettim ve o gördüğünüz baklavaları yaptım.
Karantinada herkes kilo alırken siz kas yapmayı nasıl başardınız?
Spor bir disiplin işi. Hedefi belirler, o yolda çok çalışırsın. Ben de kafayı taktım, yaptım. Pandemi dönemiydi, evde boş duvarlara bakıp günde beş öğün ekmek yoğurup yemek istemedim.
40’lı yaşların sonunda böyle kaslı bir vücuda sahip olmak özgüven veriyor mu insana?
Bunun kendini iyi hissetmekle alakası var. Kendini aynada nasıl görmek istediğinle ilgili bir durum. Ben kendimi böyle görmek istiyorum.
Kasların aşka ve cinselliğe etkisi ne?
Bunu kadınlara sormak lazım bence...
Bir kitap yazdınız, olay oldu. Bir daha yazmam diye tövbe ettiniz mi?
Asla, tam aksine “İyi ki yazmışım” dedim. Okuyanlardan çok iyi reaksiyonlar aldım. O kitapta özeleştiriler de var, gençlere örnek olabilecek birçok olay, benim müzikal yolculuğumdan kesitler... Haliyle, amacına, okuyucusuna ulaştı.
“Eski ilişkilerini, aşklarını kullanıyor” diye eleştiriler de aldınız. Ne hissettirdi bunlar?
Üç-beş cılız sesti onlar. Kimse ciddiye almadı, ben de... Çünkü okumadan bir kitap hakkında yorum yapmak insanları komik duruma düşürebiliyor. Gülüp geçtik. Okuyanlar da zaten aşka, kadına iltifat ettiğim satırları gördü, çok sevdi. Yaptığım işin arkasındayım.
Defne Samyeli’yle ilgili kısım mahkemeye taşındı. Siz kitaptan o bölümleri çıkardınız. Yazdığınıza pişman mısınız?
Pişmanlık yok. Ama kırdıysam çok üzgünüm. Övmek isterken kalp kırmak pek tercih ettiğim bir şey değil. O yüzden koca bir kitabın üç cümleyle anılmasını istemedim ve yeni baskıdan çıkardık. Hani çok da dert etmedik, ekipçe aldığımız olumlu tepkilerden ve kitabın beğenilmesinden memnunuz.
Yanlış anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?
Biz bir gün araşır, hallederiz aramızda. Bu konuyla gündeme gelmek çok hoşuma gitmiyor.
Hiç yaşlanmıyorsunuz. Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?
Beslenmeme dikkat ediyorum, spor olmazsa olmazım! Kendimi ve ailemi sevdiğim için, beni sevenlere karşı da sorumluluklarımı bildiğim için dikkat ediyorum kendime. Sebep bu olabilir. O nedenle öyle bir korkum hiç olmadı.
Estetik yaptırıyor musunuz?
Estetik yok. Ama botoks dokunuşları zaman zaman yaptırıyorum.
Albüm dönemi bitti, devir single devri
Yeni şarkınız ‘Damar’ çıktı. Albüm yerine tek şarkı çıkarmak işin kolayına kaçmak mı? Yoksa devir artık single devri mi?
Sürekli yazıyorum; dilimde özel nağmeler, melodiler var. Hemen hemen her üç ayda bir dinleyicilere yeni şarkı sunuyorum. Artık albüm dönemi bitti. İnsanlar CD dinlemiyor. Devir single devri, biz de insanların isteklerine göre üretim yapıyoruz.
‘Damar’ şarkısı nasıl bir yenilik vaat ediyor?
Damarlarıma kadar hissederek yazdığım, çok özel bir şarkı bu. Özellikle şarkının sözlerini okumanızı, oradaki ruhu, anlatılmak isteneni görüp yaşamanızı rica ediyorum. Güzel bir şiir yazdım Hakan. Sonrasında onu besteleyip nağmelendirdim. Şarkıda yeni Mustafa var. Sözlerde o aylardır konuştuğumuz pandemi döneminde oluşan yeni dünyanın damarı var. Aslında hepimizin ruh hali; “Kader yazarsa aşka isyan eder / Kalemde yok sorun, sayfası boş bunun” diyorum şarkıda.
Yeni bir reklam filminiz var. Aklında bazı fikirleri olan bir adamı canlandırıyorsunuz...
‘Fusetea Musti’ye karşı’ diye bir senaryo üzerinde çalıştık. Küçük küçük hikâyeler çektik. Fusetea bir gençlik ikonuysa, Musti de o gençlik iksirinin ne olduğunu çözmeye çalışıyor. Seninle daha önce konuştuğumuz ‘Musti Vol. 2.0’daki ana hedefim yeni gençleri anlamaktı. Biraz da o fikirden kopya çekip gençleri yakalamaya çalışan bir Musti’yi ekrana taşıdık. Yeni bölümleri de çıkacak.
‘Kimseye hak ettiğinden fazla güvenmeyin’
Ağlayabilen adamlardan mısınız?
Tabii. Baba olduktan sonra daha da arttı.
En son ne için gözyaşı döktünüz?
Yeni doğduklarında gaz çıkarınca dünya kupası finalinde şampiyonluk golünü atmış gibi seviniyordum. Sonra onların başarılarını gördükçe gözyaşı dökmeye başladım. En son Yaman’ın sportif bir başarısında mutluluk gözyaşları döküldü gözümden.
İki oğlunuz var. Bir baba olarak onlara en büyük nasihatiniz ne?
Kimseye hak ettiğinden ve gerektiğinden fazla güvenme. Hep dürüst, samimi ol; kimse bu sebeple hayatta mağlup olmaz, sadece galibiyet için biraz daha bekler. Hürriyet/Hakan Gence