Gazete Vatan Logo
Magazin'Modellik zeka ister'

'Modellik zeka ister'

Özge Ulusoy ve Cengiz Abazoğlu adL defilesinin ardından bir araya geldi...

adL, 2012 ilkbahar-yaz koleksiyonunu hazırlaması için Cengiz Abazoğlu ile anlaştı. 32 parçalık koleksiyonun marka yüzü de Özge Ulusoy oldu. Abazoğlu ve Ulusoy, İstanbul Fashion Week’te düzenlenen adL defilesinin ardından Hafta Sonu dergisi için bir araya geldi.
Nasıl tanıştınız?

Özge Ulusoy: 2003 yılıydı, ben Miss Turkey seçilmiştim. Yarışmanın ertesi günü de Cengiz’in defilesine çıktım. Öyle tanıştık.

Cengiz Abazoğlu: Provaya geldiği ilk günü unutamıyorum. Gerçekten büyülü bir kadındı. Sen buradasın diye kompliman yapmıyorum Özge, arkandan da böyle konuşuyorum! (Gülüyor) Özge’nin enerjisi de çok yüksektir, arkadaşlığı keyiflidir. Ondan sonra da ismi gerçekten marka olan, başka bir model çıkmadı.

Bu proje sizi nasıl buluşturdu?

Cengiz Abazoğlu: Altı ay önce kız kardeşim Berna ile firma yetkilileri görüşme yaptılar, sonra benimle paylaştılar. Fikir çok hoşuma gitti. Yurtdışında da markalar tasarımcılarla hep işbirliği içinde. Biz Türkiye’de bunu başlattık. Teklifi kabul etmemdeki en önemli etken, adL’nin gençler tarafından çok beğenilen ve tüketilen bir marka olması, geniş satış noktalarının bulunması. Beni bugüne kadar ulaşamadığım bir çevreye ulaştırıyorlar.

Özge Ulusoy: adL’nin marka yüzü olduğum için bana “Cengiz Abazoğlu ile birlikte çalışacağız” dediklerinde çok mutlu oldum. Çünkü Cengiz’in defilelerinde kendimi çok iyi hissediyorum.

YOK BÖYLE DANS’TA İDDİALIYIM

Model olmaya nasıl karar verdin Özge?

Özge Ulusoy: Konservatuvarda okurken herkes, “Manken gibisin, neden modellik yapmıyorsun?” diyordu. Hep anlatırlar ya, “Beni yarışmaya annem götürdü” diye. Bana da ablam önayak oldu. Hevesliydim de. Yarışmaya katıldım, Uğurkan Erez’le çalışmaya başladım ve buralara kadar geldim.

Okul yıllarında ne olmak istiyordun?

Özge Ulusoy: O zamanlar balerin olmak istiyordum ama sakatlanınca baleyi bırakmak zorunda kaldım, modelliğe yöneldim. Not ortalamam yüksek olduğu için konservatuvarı erken bitirmiştim. Modelliğe başladığım zaman tekrar üniversite sınavlarına girdim, Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetmenliği Bölümü’nü kazandım, oradan da mezun oldum. Şimdi vakit bulabilirsem inşallah master yapmak istiyorum.

Balede nasıl sakatlanmıştın?

Özge Ulusoy: Dans ederken provalarda sakatlandım. Aslında tekrar geri dönebilirdim ama bu bende fobi yarattı. O yüzden şimdi “Yok Böyle Dans”a katılmak benim için büyük bir heyecan.

“Yok Böyle Dans”ta iddialı mısın?

Özge Ulusoy: İddialıyım tabii, eminim herkes iddialıdır. Çünkü çok zor bir çalışma süreci bekliyor bizi. Bütün hayatımızı kaplayacak. İnşallah başarılı olurum.
Cengiz Abazoğlu: Biz de SMS’lerle destek olacağız...

Teklif gelse katılacağınız bir yarışma programı olabilir mi Cengiz Bey?

Cengiz Abazoğlu: Çok geliyor ama yok. Jüri üyesi oldum, şu anda da Kanal D’de “Bana Her Şey Yakışır” devam ediyor. Dizi ve reklam teklifleri geliyor ama bu bende sadece tebessüm yaratıyor. Geçen sene bir deterjan firması çok ısrarlıydı, haftada üç kere arıyorlardı ama hiç düşünmediğim bir şey. Mesleğimle örtüşen projelere sıcak bakıyorum.

SANKİ ELBİSEYİ DEĞİL DE KENDİLERİNİ PAZARLIYORLAR

Cemiyet hayatındaki birçok hanım ‘modacı’ oldu. Onlara gerçekten ‘modacı’ diyebilir miyiz?

Cengiz Abazoğlu: Herkes bir yerden başlayabilir. Ama kendi elbiselerini kameralar karşısında modeller gibi poz verip sunuyorsa, orada şekil değişiyor. Elbisesini değil de kendini pazarlıyormuş gibi bir durum oluyor. Mesleki eğitim almadan böyle bir işe başlamış bir hanım varsa ve mesleğin gereklilikleri olan senede iki defileyi, moda çekimini, modellerle tanıtımı yapıyorsa, kabiliyeti de varsa, buna sebat ederse ve yıllarını da bu mesleğe verirse tabii ki bir yere gelebilir.

Yurtdışında Paris Hilton da bir şeyler yapıyor ama kim ciddiye alıyor?

Özge Ulusoy: Victoria Beckham da yapıyor ama haute couture değil, günlük kıyafetler.

Cengiz Abazoğlu: Ama Victoria Beckham kendi elbisesiyle podyuma çıkmıyor. Moda haftasına başvuruyor, kabul ediliyor. New York Fashion Week’te profesyonel mankenler kadının koleksiyonunu sunuyor.

Özge, iç çamaşırı ve tesettür defilelerine çıkmadığını açıkladın. Bu kararı nasıl aldın?

Özge Ulusoy: İki uç şeye çıkmak istemiyorum. Hiç çıkmadım, bundan sonra da çıkmam. İkisi de bana doğru gelmiyor.

Mesleğinle ilgili kuralların var mı?

Özge Ulusoy: Kurallar değil de, yaşam tarzıma yansıyan şeyler var. Disiplinliyimdir, hiçbir yere geç kalmam, erken giderim. Modellik, dışarıdan bakan insanlara çok kolay bir meslek gibi geliyor ama bir defile yapmak bütün günümüzü alıyor. Modellik zekayla yapılan bir meslek, hiç kolay değil. Yeni model olan genç kızlar okullarını okusunlar, eğitimlerine önem versinler, yaşamlarına, kimlerle görüştüklerine dikkat etsinler.

KEŞKE İTALYA’YA GİTSEYDİM

‘Keşke’ dediğin bir şey var mı?

Özge Ulusoy: Modelliğe ilk başladığımda İtalya’daki büyük bir ajanstan teklif gelmişti. Ama o zaman üniversitede okuyordum, her şeyi bırakıp İtalya’da yaşamaktan emin olamadım, tereddüt ettim, gitmedim. Şimdi “Keşke gitseydim” diyorum. Orada iki sene bir deneyim yaşayabilirdim.

DÜNYA ARTIK TÜRK KADININI KONUŞUYOR

Cengiz Bey, size Türk kadınını sormak istiyorum. Fizik olarak büyük bir değişim var, basenler küçüldü gibi. Yanılıyor muyum?

Cengiz Abazoğlu: Bunda basının çok büyük etkisi var. Beslenme uzmanları devamlı yazılı ve görsel basında. Bütün doktorların söylediği gibi; fazla kilolar her vücutta sorunlar yaratır. Türk milleti de zeki olduğu için bunu uygulamaya başladı, Türk kadını daha bilinçli, fiziğine dikkat eder hale geldi. Kadın beğeni dolu bir bakışı görmezse kendine kahreder. Türk kadını artık dünya üzerinde çok konuşuluyor, aranılıyor ve beğeniliyor.

NİHAT DOĞAN’LA ORTAK PAYDAMIZ YOK

“Survivor”, hayatının dönüm noktalarından biri mi?

Özge Ulusoy: Kesinlikle. Acun’a (Ilıcalı) bana böyle bir şans verdiği için teşekkür ediyorum. O şansı doğru kullanım. “Survivor”la çok farklı bir kitleye ulaştım. Sabırlı ve kendi önüme bakan biri olduğum görüldü.

Yarışmacılardan konuşmadığın bir isim var mı?

Özge Ulusoy: Yok. Nihat Doğan’la orada tartışmalarımız oldu ama İstanbul’da karşılaşırsak merhabalaşırım. Karşılaşmıyoruz, çünkü ortak bir paydamız yok. “Survivor”a gitmeden önce de Nihat’la hiç karşılaşmamıştım. Bulunduğumuz ortam, yaptığımız meslek, yaşadığımız yerler hep ayrı.

Hurriyet

Haberin Devamı