Milano modası çok daha özgür
Geçtiğimiz hafta sona eren Milano Moda Haftası defileleri 2018/2019 sonbahar kış koleksiyonu özgür ve güçlü kadına övgü niteliğindeydi. Tasarımcıların kıyafetlerinde bağımsız, düşüncelerini dile getirmekten ve kadınsılığını öne çıkarmaktan çekinmeyen cesur kadınları vurguladı. Moda haftası kapsamında işte dikkat çeken defileler...
Moncler’in çoklu evreni
Şu ana kadar bildiğiniz bütün marka işbirliklerini unutun, Moncler Genius’dan sonra artık hepsi eski moda sayılacak. ‘Hayal Gücü Cumhuriyeti’ başlığı altında sekiz tasarımcı, sekiz mini koleksiyon ortaya çıkardı. Moncler’in mini ama görkemli koleksiyonlarında; Craig Green ve Palm Angels distopik ve havalı, Simone Rocha ve Kei Ninomiya romantik, Hiroshi Fujiwara grunge ve Valentino’nun tasarımcısı Pierpaolo Piccioli haute couture’a Moncler’in imzası dolgu kumaşlar ile ironik bir selam gönderdi. Sonuç ise biraz sanat, kısmen politik ve usta ellerden çıkan bir moda. Milano moda haftasının da açılışını yapan şovda öne çıkan tasarımlar ise Craig Green’in bilimkurgu tadında uzay elbiseleri, Simone Rocha’nın viktoryen kar melekleri ve Pierpaolo Piccioli’nin şişme gökkuşağı kaftanları oldu. Moncler 15 Haziran itibari ile başlayacak devrim niteliğindeki stratejisi ile yılda iki koleksiyon geleneğini yıkıyor. Marka her ay farklı bir tasarımcı ile yeni bir koleksiyonu moda tutkunlarına sunacak.
Fendi’nin romantik üniformaları
Silvia Venturi Fendi veya Karl Lagerfeld, Fendi’nin aksesuarları hangi orkestra şefi tarafından yönetiliyor olursa olsun, akıllıca kodlanmış şık detaylar ile bizi şaşırtmaya devam ediyor. Hafifleyen yeni Peekaboo X-Lite çanta buna verilebilecek en güzel örnek. Koleksiyonun genel hatları ise, 80’li yılların o güçlü silüetine maskülen bir yorum katıyor. Silvia Venturi’nin bugünün güçlü kadını için tasarlanmış bir üniforma olarak nitelendirdiği koleksiyonunda, zarif kutu omuzlu elbiseler ve ceketler öne çıkan parçalar. Fendi, Logomanyanın geri döndüğünü “F” logoyu çizmelerden, mantolara ve elbette çantalara kadar her şey ile buluşturarak bir kez daha hatırlattı.
Max Mara, biraz punk biraz vamp
Max Mara sonbahar kış 2018/2019 koleksiyonu, markanın uzun yıllardır altını çizerek vurguladığı güçlü kadın imajının ulaştığı en son nokta. Max Mara, erkek egemen kurumsal kültürün klasik kurallarını yıkıyor ve kadına dilediği gibi giyinme özgürlüğü veriyor. Koleksiyona hakim olan kalem eteklerin altına giyilen dar pantolonlar ve sanatçı François Berthoud ile birlikte tasarlanan tişörtler, leopar desenli kabanlar ile bir araya geliyor. Lara Stone ve Doutzen Kroes gibi modelleri, 80’lerin süper modellerinin kızları Gigi Hadid ve Kaia Gerber ile buluşturan Max Mara podyumunda dünden bugüne güçlü kadının etkisi hakimdi.
Tod’s ile şık italyan stili
Gigi Hadid kucağında sevimli bir Fransız bulldog ile Tod’s 2018/ 2019 sonbahar kış defilesinin açılışını yaptı. Gucci’nin bebek ejderhası kadar dikkat çekmedi ama en az onun kadar heyecan yarattı. Defilede Tod’s’un aksesuar alanındaki uzmanlığı vurgulanıyordu. Geniş bir tote veya küçük bir clutch hangi tarz olursa olsun neredeyse her model birer çanta taşıyordu. Geçen sezonun sportif tavrının devam ettiği koleksiyonda, patchwork anorak ceket öne çıkan parça oldu. Baharat tonlarındaki deri etek ve pantolonların güçlü aksesuarlar eşliğinde sunulduğu koleksiyon İtalyan tarzının imzası niteliğindeydi.
Sportmax, karlı zirvelerden şehre
Bugünlerde Milano’daki baskın trend nedir? Spor giyim. Nerede bulabiliriz? Her büyük markanın podyumunda. Özellikle her zaman genç ve dinamik kadınlar için kıyafet tasarlamaya öncülük eden Sportmax’da. Max Mara kararlılığındaki etiket, doğrudan kış sporlarından ilham alıyor ve markanın moda ve konfor arasındaki hiç bitmeyen flörtü bu koleksiyonda da devam ediyor.
Sergio Rossi, mineral patlaması
Sergio Rossi her sezon benzersiz ve anlamlı mekanlar seçerek bizleri büyülemeyi başarıyor. bu sezon bizleri 1868 yılında inşa edilmiş Teatro Gerolamo’da misafir etti. Cazibeli ve sofistike Milano kadınından ilham alan SR MILANO koleksiyonunda, pullu çizmeler ve ayakkabılar dikkat çeken parçalar.
Missoni ile zamansız bir yolculuk
Missoni bu sezon bizi 70’lerin sonu 80’lerin başında New York’ta büyülü bir geziye çıkarttı. Basquiat, Robert Mapplethorpe ve Lisa Bonet gibi isimlerden ilham alan koleksiyon Afrika, İskoç ve İtalyan kültürünün bir karışımı niteliğinde. Kadın ve erkek koleksiyonlarının birlikte sunulduğu defilede Missoni’nin imzası zikzaklar, leopar ve çizgi desenler ile birlikte harmanlanırken, Missoni kadını canlı tonlarda uzun silüetlerle karşımıza çıktı. Bu yıl 65. yılını kutlayan İtalya’nın önemli moda evlerinde Missoni, arşivlerindeki kumaşları bir araya getirerek tasarladığı patchwork palto ile köklü ve zamansız tarzını bir kez daha gözler önüne serdi.