Gazete Vatan Logo
MagazinMelis Sezen: Farkında olmadan cilve yapanlardanım

Melis Sezen: Farkında olmadan cilve yapanlardanım

Kanal D'nin sevilen dizisi Sadakatsiz'de Derin rolüyle hayatlarımıza giren Melis Sezen samimi açıklamalarda bulundu.

Melis Sezen: Farkında olmadan cilve yapanlardanım

Kanal D'de Sadakatsiz'in Derin'i rolüyle gönüllerde taht kuran Melis Sezen Hürriyet'ten Hakan Gence'ye samimi açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj...

Beş-altı yıl gibi bir sürede yaptığın her hareket haber olacak noktaya geldin. Ne hissediyorsun?

Bunu oyunculukla başardığım için gurur duyuyorum. Benim en önemsediğim şey mesleğimde yol almak.

Ünlü olmanın en keyifli yanı ne sence?

Yaptığın işin takdir görmesi.

Sokakta ne gibi tepkiler alıyorsun?

Başlarda Derin’e kızgınlıklarını söyleyenler olsa da dizi ilerledikçe beni Melis olarak sevmeye başladılar.

Aldığın en sert tepki neydi?

Bir kere yüzüme tükürmüşlerdi ama o, ‘Siyah İnci’ dizisindeki rolüm yüzündendi. Şimdi sert tepkiler sosyal medyadan geliyor. Bazen Derin ve Melis’i karıştırıyor, ben gerçekten Derin’mişim gibi davranıyorlar. Ama takılmıyorum. Mesleğimin getirdiklerinden biri...

DERİN KÖTÜ BİRİ DEĞİL

Sana ‘Dişi Erol Taş’ diyenler var...

Aaa! Gerçekten mi?

Evet. İnternette okudum.

Ben Derin’in kötü olduğuna inanmıyorum.

Yok artık...

Zaafları var ve duygularına yenik düşüyor. Kabul ediyorum, yanlış bir pozisyonda ve kötü olarak algılayacağımız biri. Ama iç dünyasında kötü değil, bile isteye kötülük yapmıyor.

Haberin Devamı

“Yuva yıkanın yuvası olmaz” derler. Derin tam da bunu yaşıyor.

Katılıyorum, yuva yıkanın yuvası valla olmuyor! Zaten Volkan (Caner Cindoruk’un oynadığı karakter) bence ilişkisinin en başından beri hem Derin’i hem Asya’yı, “İkisini de seviyorum” diyerek aldatıyor.

Bir insan aynı anda iki kişiye âşık olur mu?

Hayır, aynı anda iki kişiye âşık olamazsın. Bu bence hastalıklı bir şey. Kendinde eksik gördüğü şeyleri karşısındaki kişilerle tamamlayarak iki kişiyi aynı anda idare etmeye çalışanlar var. Volkan için bir tarafta daha baskın bir kadın karakter söz konusu, Asya’nın yanında pasif kalıyor. Diğer tarafta, Derin’leyken kendini daha baskın bir erkek olarak hissediyor.

FAVORİLERİ

'Uğultulu Tepeler’ ve ‘Aden’ Melis Sezen’in en sevdiği kitaplar.

BAZEN ÇOK ÇİRKİNİM

Sen de Derin gibi takıntılı bir aşk yaşadın mı?

Hayır. Ama bana karşı ilgisini yüksek yaşayan oldu. Oğlakburcuyum, yükselenim Balık. Bu tip şeylerde devreye mantığım giriyor. Duygum ne kadar yüksek olsa da gururlu dururum.

Haberin Devamı

“Aldatıldım” demiştin. Peki, sen aldattın mı?

Hayır.

Aklınla aldattın mı diye sorayım o zaman?

Aldatma sadece fiziksel olmaz, insan beyniyle de aldatıyor. Maalesef ilişkide insanların duyguları bitebiliyor, başkasından hoşlanmaya başlayabiliyorlar. Bu, hayatın gerçeği. Böyle bir şey yaşarsam konuşur, anlatır ve ayrılırım.

Kendini beğenir misin?

Bazen beğeniyorum, bazen beğenmiyorum. Ruh halime göre değişiyor. Bazen “A burada güzel olmuşum” diyorum, bazen de “Çok çirkinim”.

Melis Sezen: Farkında olmadan cilve yapanlardanım

Bu meslekte güzelliğin ekmeğini çok yedin mi?

Güzellikten ziyade değişebilmeyi seviyorum. Her karakterde de bunu yapıyorum. Mesela makyajsız yaşım çok daha küçük görünüyor. ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ filminde 16 yaşında bir kızı oynadım. Aynı sene beni Derin rolüyle izliyordunuz, kucağımda bir bebek vardı.

Sen bir de ‘Kovala’ isminde bir rap filminde oynadın.

Evet, sokakta büyüyen, küfürlü konuşan, içine kapalı, kendini şarkı sözleri yazarak ifade eden birini canlandırdım. Hiç oynamadığım, ters köşe, sert bir roldü. Yakında Exxen’de yayımlanacak.

Haberin Devamı

Kendini seksi bulur musun?

Güzellik sorusunda da söylediğim gibi... Bazen bulurum, bazen bulmam. Bu durum ruh halime göre değişir.

Cilveli misin maskülen mi?

Ben farkında olmadan cilve yapanlardanım.

O nasıl oluyor?

Cilve yapmak için özel bir şey yapmıyorum. Yani cilveli olmaya çalışmadım hiçbir zaman. Yapmaya çalışırsam da kütükleşirim zaten. Ama çok sıcakkanlıyım ve insanlara samimi davranıyorum. İnsanlar bunu bazen cilve gibi algılayabiliyor. Oysa ben olduğum gibi davranıyorum ve bu benim samimiyetim.

Şeytanlığa kafan çalışır mı?

Hiç! Biraz çalışsın isterdim.

Neden?

Çünkü sana gelen şeytanlığı göremiyorsun o zaman. İnsanları iyi tanıdığımı sansam da başka amaçla yapılan şeyleri bazen algılamıyorum.

BİR ERKEKTE BENİ ÇEKEN ŞEY FİZİĞİ DEĞİL, ENERJİSİ...

- Oyunculuğu bir iş, para kazanma aracı olarak görmüyorum. Bu benim bir parçam, oyunculukla kendimi bütün olarak hissediyorum.

Haberin Devamı

- Oyunculuk sadece ünlü olmak için yapılacak bir meslek değil. İçeriden dışarıya çıkacak bir şey... Bu mesleği yapacaklara şunu söyleyebilirim: Bol bol kitap okumak ve film izlemek çok önemli. En gerekli şey de tiyatro eğitimi...

- Roman okumayı seviyorum. ‘Uğultulu Tepeler’ ve ‘Aden’ en sevdiğim kitaplar... Şimdilerde Piraye’nin ‘Seyir’ kitabını okuyorum.

- Amerikalı yönetmen Quentin Tarantino’yu çok seviyorum, Umma Thurman’a da bayılıyorum. ‘Kill Bill’ filminin hastasıyım! Hatta bu sene doğum günü pastam ‘Kill Bill’ temalıydı.

- Bana bir erkekte enerji çekici geliyor. Samimi ve dürüstlük de çok önemli. Onun dışında fizik beni çeken, etkileyen bir şey değil.

KENDİMİ BAZEN AŞIRI ELEŞTİRİYORUM, YARGILIYORUM

Koç Üniversitesi’nde Medya ve Görsel Sanatlar bölümünde okuyorsun. Oyunculuk nereden çıktı?

İlkokul beşinci sınıftayken drama dersimiz vardı. Öğretmenim “Bu kız tiyatroya başlasın” deyince annem her hafta sonu beni Silivri’den Cihangir’deki Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne getirip götürdü.

Bu yolda en büyük destekçim oldu. Lisede de tiyatroya devam ettim, üniversitede kamera arkasını öğrenmek istediğim için bu bölümü seçtim. Koç Üniversitesi’nde okumak da hayalimdi.

Bu hayali hakkıyla noktalayıp mezun oldun mu?

Hayırrr (gülüyor)... 10 dersim kaldı!

Güzel bir ailen var, sen de güzelsin, e bir de zekisin. Çok sinir bozucu bir mükemmellik... Defoların neler?

Ayrıntılarda boğulurum.

O nasıl bir şey?

Kendimi aşırı eleştiriyorum, yargılıyorum. Hatta bazen fazla ileriye gidiyor ve bunu kendimi infaz edermişçesine yapıyorum. Bazen dünyanın en kötü, beceriksiz insanı gibi hissediyorum. Bunu aşmaya çalışıyorum ama...

Melis Sezen: Farkında olmadan cilve yapanlardanım

BEN HAVALANAMIYORUM HAKAN!

Dizi ve film değerlendirme platformu IMDB’nin ‘Gündemde Olan Oyuncular Sıralaması’nda ilk 100’e girdiğin yazıldı. Üstelik 2019 ve 2020’de olmak üzere iki kere... Bunu nasıl başardın?

Hiçbir fikrim yok. Duyduğumda ben de inanmadım, “Gerçek mi” diye menajerim Ufuk’u (Ergin) aradım. Gerçekti... O dönemki algoritmayla alakalı bir durummuş. Hem ‘Mucize Aşk’ filmim hem de oynadığım dizi gündemdeydi.

Havalandın mı?

Ben havalanamıyorum Hakan! Hatta menajerim “Biraz havalanabilirsin” diye espri yapıyor.

Sal sen de, havalan biraz. Ne olacak?

Havalanmak yapımda yok. Egoyu devreye sokmak işime, gelişmeme engel olacakmış gibi hissediyorum.

Yıllar sonrası için hayal kuralım... Hangi yönetmenle çalışmak isterdin?

Tim Burton filminde oynamak isterim.

Ne uçtun...

E hayal dedin. Tim Burton’ın gotik dünyasına bayılıyorum. Margot Robbie’nin canlandırdığı Harley Quinn gibi karakterleri oynamak istiyorum. Bir de güçleri olan karakterler...

Seninle başrolü de Robert Pattison paylaşsın mı?

Hakaann... Robert ya! Ona gerçekten bayılıyorum. Ben onun yan rolü olurum, hiç fark etmez. Aşırı karizmatik. Bu ilgi, ergenliğimde izlediğim ‘Alacakaranlık’ serisinden geliyor. Sonra daha da karizmatik oldu, kendini dönüştürdü.

ARNAVUT DAMARIM ATTIĞINDA SEVİMLİ HALİMDEN ESER KALMIYOR

Silivri’de doğup büyümüşsün. Aileni anlatır mısın?

Annem de babam da çok tatlı insanlar. Babam ticaretle uğraşıyordu, şimdi emekli oldu. Bir erkek kardeşim var. Çok şükür, aile konusunda şanslıydım.

Baba tarafın Arnavutmuş. Arnavut damarın var mı?

Var. Ve o damar attığında sevimli halimden eser kalmıyor. Derin’in çıldırmaları var ya, onun gibi oluyorum!

Seni o noktaya ne getirir?

Birinin arkamdan yalan söylemesi ve bunu öğrendiğimde o ‘gerçekliğin’ yıkılması beni çıldırtır. Bu çok nadir olur tabii, sabırlıyımdır. Beni tanıyanlar da sıcakkanlı ve sakin durduğum için benden hiç böyle bir şey beklemez, “Çok minnoş bu, sinirlenemez” derler ama o anımı gördüklerinde çok şaşırırlar.

Silivri gibi daha küçük bir yerde büyümek hayatını nasıl etkiledi?

Ben beş yaşımdayken annem ayağımız toprağa basarak büyüyelim istediği için apartman dairesinden çıktık, yine Silivri’de bir köye taşındık. Babam orada prefabrik bir ev yaptı, bahçeye çam ağaçları dikti. Köpek, kedi, ördek, kaplumbağa, kurbağa, hatta iguanam bile oldu. Küçük yerde ilişkiler de daha samimiydi. Yani bana olumlu getirisi çok oldu. Toprağa basarak büyümek gerçekten çok önemliymiş, şimdiki çocuklar bunu yaşayamıyor.