Konuk vokalleri ile güçlü albüm
Müzik sahnesinin genç yeteneği Anıl Şallıel liderliğinde kurulan What Da Funk; her biri kendi enstrümanlarının önde gelen isimleri olan kreatif müzisyenlerden oluşuyor. Grubun ilk albümü ‘WDF1’ için müzik dünyasının en önemli isimlerinden Harun Kolçak, İrem Derici, Ferman Akgül, Gökçe, Simge Sağın, Buray, Can Gox biraraya gelerek eşsiz şarkıları grup ile beraber seslendirdi. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Harun Kolçak’ın da kaydettiği son şarkılardan biri bu albümde. Şallıel ile albümü konuştuk.
Müzik ile uğraşmaya karar verdiniz, o ilk anı hatırlıyor musunuz?
Müzik içinde doğmuş olmam çok büyük bir etken, bütün ailemiz müzisyen onların da çok etkisi oldu. En başta tabii ki babam Mümin Şallıel’in çok büyük emeği var. Saksofon üstadı ve çok iyi bir öğretmen. 8 yaşında ilk eğitimime başladım ve kardeşim Batu Şallıel ile bugünlere kadar geldik.
What da Funk’ın ilk yolculuğu nasıl başladı?
Küçükken benim hep bir hayalim vardı; WDF gibi bir grubu hayata geçirebilmek. Ama biraz zamana ihtiyacım vardı çünkü kafa olarak tam olgunlaşmamıştım, o yüzden biraz daha müzik dinleyip doğru adımlar atacağıma karar vermiştim. İncognito, Tower of Power, James Brown, Chicago, Eart Wind Fire gibi gruplardan esinlenerek ilk adımı atmaya karar verdim. Grubun bel kemikleri aynı zamanda benim için çok önemli iki insan; davulda Cengiz Tural, bas gitarda Deniz Beydili, grubun armonik ve neşeli yüzü tuşlu çalgılar da Koray Üsgülen, sempatik ve yetenek abidesi elektro gitarda Tolga Şanlı, vokallerde harika ses teknikleri ile Duygu Tarhan ve Ebu Talip Yeniyol ve son olarak kardeşim saksofon üstadı Batu Şallıel ile yola koyulduk.
Çok önemli isimler bizi kırmadı
Uzun süredir sahnede canlı performanslarını izlediğimiz bir grup WDF. Albüm yayınlamanız neden bu kadar uzun sürdü?
WDF olarak ilk Beyoğlu’nda canlı müzik yapılan barlarda çalıyorduk. 2012-2014 arası her pazartesi Mask Live Music’de sahne alıyorduk ve mekan ağzına kadar dolup taşardı. Konuklu bir albüm zaten kafamızda vardı ama stüdyoda canlı çalıp aynı zamanda video kaydıyla beraber yayınlamak istiyorduk, o sıralar Özlem Köseoğlu aracılığıyla yurt dışından sanatçılar getiriyorduk, İstanbul Ghetto’da harika konserler verdik. İncognito vokali; Kelli Sae, Stevie Wonder’ın ‘Büyüdüğüm zaman onun gibi olmak istiyorum’ dediği Omar Lye Fook ve Groove in the Heart’dan Lady Kier ile çalışmış olmuş bizim için harika deneyimlerdi. Bu kadar güzel tecrübeyi artık albüme aktarma zamanı gelmişti.
Albüm ağırlıklı olarak düet şarkılardan oluşuyor. Farklı tarzlardan ünlü isimlerle müziğinizi harmanlamışsınız. Düet yapacağınız isimleri nasıl belirlediniz?
Senelerdir sahnelerinde ve albüm kayıtlarında beraber çalıştığımız dostlarımız bizlere desteklerini esirgemediler. Albümde yer alan Harun Kolçak, İrem Derici, Buray, Simge Sağın, Gülçin Ergül, Ferman Akgül, Can Gox, Bedük, İrfan Özata, Gökçe’ye tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum. Aranjmanları yaparken çok eğlendik hem müzikalite hem de dinlenebilirliği göz önüne alarak güzel iş çıkarmaya çalıştık.
Harun Kolçak’ın son şarkısı albümde
Çok yakında kaybettiğimiz Harun Kolçak ile de bir şarkınız var...
Harun abi benim için çok değerliydi, albümde olması büyük bir onur. Kendisi esasen bas gitarist ve caz müzisyeni olduğu için ‘’İstersen’’e elimizden gelen en güzel müzikal rif ve cümleleri kullandık. Harun abinin de son kayıtlarından biri oldu bu, bu sebepten dolayı içimiz biraz buruk.
Bu albümü sahneye taşımak zor olmayacak mı?
Albüm sürecinde konuklu konserler yapmaya devam ettik, dostlarımız bizleri kırmıyor. Çok güzel mekanlar ve festivallerde çaldık ve daha yeni başlıyoruz.
