Oben Budak, yaz aylarının sonunda “Falan Filan” kitap serisinin soundtrack çalışmasıyla şarkıcılık yönünü de ortaya koydu. Budak, eğlenmenin hakkını veren nadir insanlardan. Bunun sırrı belki de hayatı gerektiği kadar ciddiye alması. Oben ile yeni single’ını konuştuk.
Konservatuar ve vokal geçmişini ele alırsak eğer sanki kendine ait bir single en büyük hayalin gibi... Bu yolda seni cesaretlenen şeyler neler oldu?
Cesarete değil de vakte ihtiyacım vardı galiba. Sertab Erener’den müthiş bir disiplin eğitimi aldım, onun şan hocası Gül Sabar daha sonra hocam oldu. Ardından Ajda Pekkan ile çalışmam dersen o kısım tam bir okul gibiydi. Kendine güveni olan ama diğer işlerden dolayı müziğe pek vakit bulamayan biriyim. Zaten günümüz şartlarında daha çok insanlar değil makineler şarkı söylediği için cesarete pek ihtiyaç yok. En detone insan bile albüm yapabiliyor.
Bu şarkının sözlerini yazarken hayata dair en çok neler seni etkiledi?
Bu ara hayatta neler olup bittiğine bir hayli kafayı yorar bir dönemimdeyim. Evet birileri bir şeyler söylüyor ama ispatlanamamış şeylere inanıyor olmak 2015 yılına gelmiş bir birey olarak beni fazlasıyla zorluyor. Bana anlatılanları değil de gerçekte olup biteni anlamaya çalışıyorum. Bu yüzden “Belki de söylenenlerin hepsi birden koca bir yalan” gibi sözleri tercih ettim. Youtube’ta şarkının sözlerinden hiçbir şey anlamadıklarına dair mesajlar bırakanlar var. Bir nesil şarkılarda sadece ayrılık ve laf sokma cümlelerine kilitlendi kaldı.
‘20 bin kişinin önüne çıktım’
Enrique Iglesias öncesi sahne almak nasıl bir duyguydu?
Ben gittiğimde Enrique kendi mikrofon ayarlarına bakıyordu. O indi ve bu sefer sahneye ben çıktım. Şarkı söylemeden önce DJ’lik yaptım. Yoksa o kadar kişinin karşısına bir anda çıkamazdım. “Tanrı küçük kulüplerle uğraştırmadı gördün mü oğlum”, dedim kendime. Direk 20 bin kişinin karşısındaydım.
15 yaşındaki Oben’in hayalini mi yaşıyorsun?
Ben 15 yaşındaki Oben’den çok ileri gidemedim aslında. Param olsa bir Neverland kurar, onun içinden dışarı çıkmazdım belki de. Şimdi öyle bir evim olmadığı için parti alanlarını evmiş gibi kullanıyorum.
İlk ve son kitap arasında uslup anlamında nasıl bir fark görüyorsun?
Son üç senedir çok sakinleştim. Hele geçen sene kendimle teke tek yüzleştiğim sert bir sene oldu. Artık hayatı biraz daha anlıyorum, çevremde olup bitenlerden de biraz daha uzaklaştım. Bu kitaplara da yansıyor. ‘Falan Filan’ daha heyecanlı bir dille yazılmışken, ‘Büyük’ ise kendinden emin.
‘Bir dahaki klipte ağzımı bantlayacağım’
Köşe yazıları, partiler, kitap ve single... İnsanları yazıların ve şarkılarınla eğlendirmenin gücünü nasıl tarif edersin?
5 yıl önce, DJ’liğe ilk başladığımda fark ettim ki ben eğlenirsem herkes eğleniyor. Bu yüzden partilerimi de kitaplarımı da kendi eğlenceme göre kurguluyorum. Kendi gitmeyeceğim mekanlara insanları çağırıp parti yapmam mesela. Eğlendirmenin gücü müthiş hakikaten. Ben biraz orkestra şefi gibi olabilirim bu durumlarda, orkestra arkadaşlarımı öyle güzel seçiyorum ki her gelen mutlu ayrılıyor partilerimden.
Eleştirilere yaklaşımın nasıl oldu?
Biz eleştiri yapmıyoruz, direk laf sokmaya çalışıyoruz. Listelere 31 numaradan girmiş olmak beni çok eğlendirdi. Ağzımı fazla açtığım konusunda yapılan eleştiriler de sayıca çok fazla. Bir dahaki klibe ağzımı bantlarım belki.