Gazete Vatan Logo
Magazin'Kırmızı Oda'nın 'Maria'sı Derya Taşbaşı'dan olay açıklamalar!

'Kırmızı Oda'nın 'Maria'sı Derya Taşbaşı'dan olay açıklamalar!

Son olarak final yapan 'Kırmızı Oda' dizisinde 'Maria' karakterine hayat veren Derya Taşbaşı, Nişantaşı City’s’de görüntülendi. Alışveriş turu sonrasında ayaküstü basın mensuplarıyla sohbet eden 37 yaşındaki oyuncu, ses getirecek açıklamalarda bulundu.

'Kırmızı Oda'nın 'Maria'sı Derya Taşbaşı'dan olay açıklamalar!

1985 yılında Almanya’nın Mönchengladbach şehrinde doğan, ortaokul-lise eğitimini Köln’de tamamlayan ve 15 yıldır Türkiye’de yaşayan Derya Taşbaşı, uluslararası şirketlerde müşteri temsilcisi olarak çalışırken, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Endüstri Ürünleri Tasarımı okudu. Öğrencilik yıllarında oyunculuk ve sunuculuğa olan ilgisi ağır basınca dizi oyunculuğuna başladı.

"KENDİ İSMİMLE TANIMIYORLAR"

Taşbaşı, “Anadil seviyesinde İngilizce, Almanca ve orta seviyede Portekizcem mevcut. O yüzden genelde yabancı karakterleri tercih ediyorlar. Sokakta beni gören insanlar kendi ismimle bilmiyorlar, 'Biz sizi nereden tanıyoruz?' diyorlar. Ne demişler; ‘1 lisan 1 insan’. Her lisan insana dünyaya dair bakış açısı getirir. Çünkü her lisan bir insan konumundadır" dedi.

"GÖLGEDE KALAN OYUNCULAR İÇİN BÜYÜK ŞANS"

Bir döneme damga vuran 'Arka Sıradakiler' adlı gençlik dizisinde ilk kamera önü deneyimini yaşayan, şu anda yeni sezon için iki projeyle görüştüğünü açıklayan oyuncu, dijital platformlar hakkında çok konuşulacak bir açıklamaya imza attı.

Haberin Devamı

Türkiye’de dijital platformların yayına başlaması aslında gölgede kalan oyuncular için büyük bir şans. Aynı zamanda TV–dijital platform rekabeti, kaliteyi artıracaktır. Bilmiyorum farkettiniz mi? İnsanlar özellikle son beş yıldır hep aynı kişileri, aynı senaryoları izlemekten bıktılar. Bu açıdan bakarsak finalde kazanan Türk dizi sektörü olacaktır.

"İKİSİ DE ÖZ EVLADIM GİBİ"

'Haydi Spora', 'Uçan Halı' ve 'Türk Dansları' isimli programların sunuculuğunu yapan Derya Taşbaşı, “Oyunculuk mu, sunuculuk mu?” sorusuna, "İkisi birbirinden çok farkı. Sunuculukta kendin oluyorsun, kendi enerjini aktarıyorsun, aktarıcısın. O ayrı bir keyif veriyor. Oyunculukta bir karakteri devralıyorsun ve o karakteri en iyi şekilde yansıtmaya çalışıyorsun. Daha teknik bir şey, o da ayrı bir keyif veriyor. İkisini de çok seviyorum, ikisini de yıllardır yapıyorum. Çok politik bir cevap vermek durumundayım, gerçeği de bu zaten. İkisi de öz evladım gibi" yanıtını verdi.