Kendi sözlerimi söylemek istiyordum!
Solo müzik kariyerini başarıyla sürdüren eski One Direction üyesi Zayn Malik, hayatının hiç bilinmeyen yönlerini anlattığı ‘Zayn’ adlı kitabını yayınladı. 24 yaşındaki şarkıcı, kitabında, One Direction grubundan ayrılma nedenini “Stüdyoya girip beni yansıtan sözler söylemek istiyordum, başkalarının yazdıklarını okumak değil” sözleriyle açıkladı
Malik’in kitabında anlattıklarından satır başları şöyle:
Günlerce yemek yemedi
Kasım 2014 civarında çekilmiş fotoğraflarıma baktığımda ne kadar hastalıklı göründüğümü fark ediyorum. Gruptan ayrıldıktan sonra kabullendiğim bir sorunum vardı: yeme bozukluğu. Kilom konusunda endişelendiğim falan yoktu gerçi, yalnızca birkaç gün üst üste ağzıma tek lokma koymadığım oluyordu. […] Sanırım işin özü kontroldü. Hayatımın hiçbir alanında kendi lafımın geçmediğini düşünüyordum, oysa yemek yemeyi kontrol edebilirdim, ben de ettim.
Dünyayı kadınlar yönetmeli
Hayatımdaki kadınlar, duygusal dünyalarını erkeklerin beceremediği bir biçimde şekillendirebiliyorlar. Her zaman söylerim, bir sorunun sağduyulu ve barışçıl bir şekilde çözülmesini istiyorsan, bunu bir kadına çözdür. İşte bu nedenle dünyanın güç odaklarının kadınlar tarafından yönetilmesini tercih ederim.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
Asla odaklanamaz, beynimin gitmek istediği yerlere yetişemezdim. Devamlı başımı belaya sokardım. Daha sonra doktorlar, ele avuca sığmayan hallerim yüzünden bana DEHB yani Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu teşhisi koydu.
Çılgın partiler evden kovdurdu
Önce hep birlikte Hollywood tepelerinde fütüristik, modern bir eve yerleştik, ama gürültü yüzünden şikayet edilince oradan atıldık. Sonra Malibu’da daha geniş bir eve geçtik; burada devasa bir barbekü partisi verdik. Bu benim Los Angeles’daki ilk partimdi. Parti çığırından çıkınca yine evden atıldık. Son olarak, albüm yapımcılarından Trevor Horn’a ait Bel Air’deki daireye yerleştik.
Müzik zevki
Dünyanın dört bir köşesindeki milyonlarca hayranımızdan çok büyük destek görüyor, olumlu geri dönüşler alıyorduk. Ben de grup arkadaşlarımın bu destekten faydalanıyor olmasına saygı duyuyordum. Açıkçası, bu durum, yani müzik zevklerimizin uyumsuz olması, aslında benim açımdan fena halde zorlayıcıydı. Kendimi bana hiçbir zaman uymayacak bir kalıba sıkışmış gibi hissediyordum. Stüdyoya girip beni yansıtan sözler söylemek istiyordum ben, başkalarının yazdıklarını okumak değil.
Tek istediği hayranlarına karşı dürüst olmak
Kaygı duymak, utanılacak bir şey değildi ki; her gün milyonlarca kişiyi etkileyen bir sorundu. Hayranlarımın da böylesi sıkıntılara yabancı olmadığının farkındaydım, hiç değilse onların hatırına dürüst davranmam gerektiğini düşünüyordum. One Direction’dayken de kaygı sorunları yaşamıştım ancak grup içinde olmanın getirdiği bir güvenle hepsinin üstesinden gelebilmiştim. Solo sanatçı olarak, kendimi çok daha savunmasız hissediyordum. Sahneye çıkmanın psikolojik baskısı başa çıkabileceğim türden değildi, en azından o an için. Saklanıp süslü sözlerle olan biteni gizlemek yerine, sorunu dürüstçe söylemem gerektiğini biliyordum.
Kaygı sorunları yaşadı
Daha fazla o şekilde devam edemeyeceğim bir noktaya varmıştım. Çok yorulmuştum. Numara yaptığımı düşünüyor, bundan nefret ediyordum. […] Aslında dünyaca ünlü olmuş, başarısının zirvesindeki bir müzik grubunu terk etmek pek de mantıklı bir iş değildi. Fakat neredeyse beş senedir dur durak bilmeden turneye çıkmak ve tanıtımlara katılmak canıma tak etmişti. Bir zamanların eşi bulunmaz deneyimi artık yoğun bir kaygının kaynağına dönüşmüştü. […] Aklım kalmamı söylüyordu belki, fakat kalbim ‘git’ diyordu. Ben de onu dinleyip gittim.
Anneden destek
Son hızla mutsuzluk ve sağlıksızlık çukuruna düşüyordum. Ailemle birlikte olmaya, normal hayata dönmeye ihtiyacım vardı. Sonunda kararımı destekleyen annem oldu. Bana, ‘Mutlu değilsen devam etmek zorunda değilsin’ dedi.
Okula dönmek istiyor!
Belki Londra ya da Los Angeles’da dışarıdan verilen derslere katılırım. Üniversiteden mezun olmanın da bana, albüm çıkarmak ya da turneye çıkmak kadar gurur vereceğini sanıyorum.