Gazete Vatan Logo
MagazinKemal Uçar: Şiir bütün kızları etkiler

Kemal Uçar: Şiir bütün kızları etkiler

Kemal Uçar: Şiir bütün kızları etkiler

‘7 Güzel Adam’ dizisinde Şair Nuri Pakdil’i canlandıran başarılı oyuncu Kemal Uçar, yeni tiyatro projesi ‘Siz Tek Ben Hepiniz’den Kahramanmaraş’ta çekimleri devam eden dizisine, Okan Bayülgen’le çalışmalarından özel hayatına samimi açıklamalar yaptı. Yakışıklı oyuncu birçok projeyi aynı anda götürmesiyle ilgili olarak, “Hepsinden farklı hazlar alıyorum” diyor.

Siz Tek Ben Hepiniz’ nasıl bir oyun?

Bir hastanın zihninde canlandırdığı beş karakteri oynuyoruz. Gerçek bir tarafımız var, normal hayatında onun tanıdığı insanların benzerleriyiz tabi ama onun hayal aleminde ve de zihninin içinde yaşıyoruz. Akıl hastanesinde yatmakta olan bir hastanın, seansa girmeden önce ki iki saatini oynuyoruz. O seansta iyi bulunursa taburcu edilecek. Sürreal ama aynı zamanda da, eğlenceli kara komedi bir oyun.

Başak Parlak’ın hayat kadınını canlandırdığı sahneler var. Sizin rolünüz nasıl?

Motosikletli kuryeyim bende. Adamın aslında içinde yaşatmaya çalıştığı genç, yakışıklı ve çapkın olmak istediği tarafıyım. Onun yaşadığı anlardan kesitler yansıtıyorum. Bir barda yaşadıkları, restaurant ve evde başına gelen ilginç anlar gibi.

Haberin Devamı

Bu beş karakteri oynayan diğer oyuncular kimler?

Başak Parlak, Cansu Diktaş gibi oyuncular yer alıyor. Çarşamba akşamları 20.30 ‘da Cihangir’de Tatavla Sahne’de seyirciyle buluşuyoruz.

Sinema, tiyatro, dizi, en çok hangisinden haz alıyorsunuz?

Hepsinden farklı farklı hazlar alıyoruz tabii ki de. Bu projeyle alakalı bir durum. Bu sene oynadığımız oyunu çok sevdiğimiz için zirvede o var! Geçen yıl kendi yazdığımız bir film vardı ‘Tut Sözünü’ onda da keyif alarak oynadık.

Kemal Uçar: Şiir bütün kızları etkiler

80’Lİ YILLARA GELDİK, NE YAŞANDIYSA O VAR!

TRT 1 ekranlarında yayınlanan ‘7 Güzel Adam’ Kahramanmaraş’ta çekilen bir dönem filmi. Finale az kaldı. Ne gibi sürprizler var?

Şairlerin hayatını anlatıyoruz orada. Bende bir şairi, ağabeyleri olan Nuri Pakdil’i oynuyorum. En son gelinen nokta Maraş Olayları’nı anlattık. Şimdi 80’li yıllara geldik. Darbe dönemi ve sonrası ne yaşandıysa onlar seyirciye sunulacak. 80’li yıllarla ilgili sürprizli ve insanların canını acıtacak şeyler var. Şu an 36. bölümü çekiyoruz.

Haberin Devamı

Siz 80’lerden sonra mı doğdunuz?

1985 doğumluyum. Bana göre sert bir final olacak gibi.

Biz darbe dönemini yaşadığımız için biliyorum öncesinde 78-79 yılları arasında da çok olaylar yaşandı.

Maraş Olayları’nı gördük tabii. O dönemleri yansıtan bir film.

Birbirimizi biraz daha sevsek tüm sorunlar aşılır

O zamanlar sağ-sol olayları gibi bir ayrımcılık vardı, şimdi günümüzde daha farklı bir ayrımcılığa girebiliyor insanlar…

Bazı şeylerin belli dengede ve sevgi üstünde gitmesini istemeyen bir grup her zaman vardır. Ve bu insanlar insanları ayrıştırmak için o dönemin dinamiklerini kullanır. O dönem sağ-sol, şimdi gözümüzün önünde olanlar gibi… Aslında insanların bireysel olarak birbirleriyle hiçbir problemleri yoktur. Hiçbir zamanda olmaz, aynı mahallede yaşarlar bir sorun yoktur. Ama sonra birgün çok ustaca sokulan o nifak, insanların sanki birbiriyle problemi varmış gibi hissetmesine neden olur. Uzağa gitmeyelim, Galatasaray-Fenerbahçe maçı oynanıyor, aynı konu, aynı mahallede oturuyorsun, babası Fenerli kendi Galatasaraylı bir sorunları yok ama stada gidince ya da stad çevresinde görüyorsun neler oluyor… Bizim temel problemimiz ülke olarak bu galeyana hızlı gelmemiz her halde, yoksa fikir tabi ki değişik olacak.

Haberin Devamı

Türk-Kürt sorunu var deniyor aslında vatandaşlar arasında hiçbir sorun yok..

Tabii ki, bir ara onu kaşıdılar tabi, her şey bitse bu sefer başka bir şey çıkacak. Zengin fakir ayrımı, mahalle sorunu çıkarabilirler, o sorun yaratılmak istendi mi yaratılabiliyor. Bizim orada dediğim gibi biraz sevgisizlik yönümüz ağır basıyor. Genel olarak sevgisiziz ve bu tür şeylere çabuk kanıp, reaksiyon verebiliyoruz. Birbirimizi biraz daha çok sevsek tüm sorunlar aşılır.

Kemal Uçar: Şiir bütün kızları etkiler

ÜNİVERSİTEDE EDEBİYAT OKUMAM OYUNCULUĞUMU ÇOK DESTEKLEDİ

Amerikan Edebiyatı okumuşsunuz. İlginizi nereden çekti bu bölüm?

Ben hep edebiyatla ilgiliydim. İngilizce’nin üstüne üniversite de okumaya karar verince, başka bir bölüm hiç düşünmedim, Amerikan Edebiyatı okumayı düşündüm. Çünkü hem günümüzün popüler edebiyatının çok içinde, hemde İngiliz edebiyatını öğrendiğimiz gibi bir bölüm. Yazmayı çizmeyi de çok severim. O benim sevdiğim bir tarafım.

Haberin Devamı

Oyunculuğunuza katkısı oldu mu edebiyatın?

Hep oyunculuk yaptım. Ankara Sanat’tan yetişmeyim, amatör tiyatro da yaptım, sonra yüksek lisansı bitirip Bahçeşehir’de oyunculuk yaptım. Edebiyat benim için çok önemli. Bütün oyunculuğumu destekleyen tarafım diyebilirim. Duygusal hezeyanımı destekleyen şeyde odur. O yüzden o bölümü okudum. İyi ki de o bölümü okumuşum. Çünkü oyunculuk okumadım gibi görünmesine rağmen müthiş destekleyen bir bölüm.

Kitap düşünüyor musunuz?

Bir şeyler yazıyoruz tabii ki. Bir senaryo yazdık, şimdi öykü kitabı denemem var. Ağabeyimle birlikte bu yaz bir şiir kitabı çıkarma durumumuz var. Bunlar oyunculuğumun dışında sevdiğim şeyler.

Giray Altınok ile çalışıyorsunuz bu oyunda. Onunla çalışmak nasıl?

Yazarlık yapıyor o da, geçen sene senaryosunu beraber yazdığımız ‘Tut Sözünü’ sinema filmini birlikte yaptık, bu sene de bu oyunu kendi yazıp yönetmek istedi. Bende çok heyecanlandım çünkü müthiş bir senarist yönü var. Oyunculardan biri de çok uzun senelerdir Şehir Tiyatroları’nda oynayan Eraslan Sağlam. Yeni bir oyun daha yaz oynayalım dedi. Bence yeni dönemde çok iyi bir tiyatro yazarı olacak.

SUNUCULUKTA KENDİMİ GELİŞTİRMELİYİM

‘Aşk adamı’ diyebilir miyiz sizin için?

Sanırım deriz ya… Bu kadar Edebiyatla içli dışlı olunca tabi insan ister istemez romantik oluyor. Olmamak zor… Geçenlerde kızları etkilemenin en önemli 10 yolu vardı bir gazetede, bence şiirin dönemi hiç bitmedi bu anlamda. Güzel bir şiir hâlâ bütün kızları etkileyebilir!

Bizim dönemimizde 80’li yıllarda TRT’de Pazar akşamları hep Atilla İlhan’ı dinlerdik…

Hayır zannediliyor ki artık şiir bir işe yaramıyor, yaramaz mı şiir her zaman işe yarar. Güzel şiir, güzel yazı her zaman etkiler. Güzel şiirlerden şarkı bile oluyor. Bizde seviyoruz tabi, o da çok önemli bir tarafım.

Daha önce ‘Ezel’ dizisinde Ezel’in kardeşini oynamışsınız. Kenan İmirzalıoğlu ile çalışmak nasıldı?

Şahane. Kenan İmirzalıoğlu müthiş bir abi, müthiş bir rol model. Anadolulu bizim gibi o Ankaralı, ben de Adanalıyım. O yönden hissel anlamda çok benziyoruz birbirimize. Zaten müthiş bir oyuncu ve de çok yakışıklı bir adam. Matematik okumuş, çok zeki bir adamdır. Sürekli kendisini geliştirdiği için buralara geldi. Ben de kardeşini oynadığım için kendimi yakışıklı hissettim. (gülüyor) Çok karizmatik bir adam.

Okan Bayülgen ile çalışıyorsunuz bir taraftan da…

Okan Ağabey ile Cumartesi akşamları Dada’dayım. 5 dakikalık programa skeç ve canlı bağlantılar yapıyorum. Onun ötesinde Okan Bayülgen’in yanında olmak ve televizyonculuğu geliştirmek çok önemli. Sağ olsun bende böyle bir yetenek olduğunu düşünüyor. Benimde çok yapmak istediğim bir şey TV programı. Sunuculuk konusunda kendimi daha da geliştirmeye çalışıyorum.

Onu bende hissettim hatta ilk görüşmemizde ‘dublaj yapıyor musunuz, çok mikrofonik bir ses’ demiştim…

Evet, sağolsun o da öyle düşünüyor. Onun yanında olmamı sağolsun o istedi, ‘hem bu mevzuyu öğren’ dedi, hem de müthişte bir okul alabilene… 4-5 hafta staj gibi ben gidip geliyordum böyle ve 5 hafta sonra “Çok komik birisin, gel bir şeyler yapalım” dedi. Sağ olsun güzel de oldu, birkaç program yaptık, ara sıra yine yapıyoruz. Olmayı çok sevdiğim, kendim için yaptığım bir şey.

Çapkındım duruldum

Çapkın mısınız?

Eskiden belki ama şimdi çok daha stabil haldeyim.

Duruldunuz mu?

Oldukça cok duruldum artık.

Geçtiğimiz haftalarda görüntülenmişsiniz…

Çok fazla görüntülenen biri olmadığım için haber oluyorum hemen. Çünkü şaşırtıcı oluyor herkes için.

Haberde ‘Saçlarını dağıtırsın, rüzgârlara bırakırsın…’ diyordu...

Evet, haberin içeriği biraz garip ama ben çok fazla o tür haberlerin içinde olmadığım için hiç sevmedim.