İyi müzik hayatınızı kurtarabilir
Yılın ilk açıkhava festivali Parkfest, 13 Mayıs’ta yapılacak. Festival kapsamında Unkle, Koop Oscar Orchestra ve birçok önemli isim sahnede olacak. Tel Aviv merkezli yeni indie-pop grubu Lola Marsh da festivalde yer alacak. 2013 yılında Gil Landau (gitar ve keyboard) ve Yael Shoshana Cohen (vokal) tarafından kurulan Lola Marsh ile müziklerini konuştuk
Müzik yapmayı kariyer olarak edinmeye nasıl karar verdiniz?
Gil Landau: Kendimi bildim bileli, müzik ile içiçe olan, sürekli müzik çalınan bir evde büyüdüm. Babam gitar çalardı, ara ara şarkı da söylerdi. Gitar çalmayı ondan öğrenmeye başladım. Buna ek olarak 6 yaşından itibaren de piyano dersleri almaya başladım.
Yael Shoshana Cohen: Klasik olacak ama çok küçük yaştan bu yana şarkı söyleyip dans ediyorum. İzleyici karşısında onlara bir hikaye anlatmak, şarkı söylemek veya performans sergilemek, sahnede olma hissi her zaman büyüleyici gelmiştir. 13 yaşında gitar çalmaya ve ders almaya başladım. Gitar eğitmenim, şarkı söylemeye beni yönlendiren ilk kişidir.
Lola Marsh adını grup ismi olarak neden seçtiniz?
Gil: Uzun süre sahnede ikili olarak bir ismimiz olmadan çaldık. Ancak ilk resmi konserimizi duyurmak için bir isme ihtiyacımız olduğunda birkaç günlük bir beyin fırtınası yaşadık. İsim önerileri havada uçuştu. The Lost Penguin, One Night Zebra, The Dreamers gibi... Sanırım Lola Marsh kulağa en iyi gelen isimdi, biz de öyle devam ettik.
Müzik sizin için ne anlam ifade ediyor?
Yaeli: Müziği, tutku, düşünce ve hislerimi iletmek için harika bir yol olarak seçtim. Tamamen yeni dünyalar yaratabilir, fantezilere dalabilir ve çılgın hayaller kurabilirsiniz. Müziğin iyileştirici bir gücü var. Güzel bir günse iyi bir melodi gününüze ayrı bir heyecan katar, kötü bir günse belki de iyi bir melodi hayatınızı kurtarabilir.
Şarkılarımız fazlasıyla sinematografik
Yeni single’ınızı nasıl tanımlarsınız?
Yaeli: İşte bu zor bir soru. Ancak şarkının ortaya çıkış hikayesini anlatabilirim. İlk olarak şarkının nakarat kısmıyla çalışmaya başladık. Normalde bu tam tersi şekilde gelişir. Şarkının prodüksiyon kısmı çok önemli bizim için. Şarkıyı çok sinematografik bulduk netice olarak. Sonuçtan dolayı çok gururluyuz.
Şarkıların yaratım süreci nasıl ilerliyor. İkiniz de ortak mı çalışıyorsunuz?
Yaeli: Her ikimiz de hem melodi yaratımından hem de şarkı sözü yazmada ortak derecede sorumluyuz. Yaratım sürecinden sonra iki opsiyonumuz var. Tüm fikirleri içeren bir demo kaydetmek veya grubun diğer kısmı ile biraraya gelip ortak fikirde buluşmak. Örneğin ‘You’re Mine’ ilk olarak folklorik bir şarkıydı. Bas gitaristimiz oldukça etkileyici bir bas fikri ile geldi, davulcumuz bazı şeyler ortaya koydu ve sonuç oldukça tatmin edici oldu.
İnsanlar genelde solistinizin sesini Lana Del Rey’e benzetiyorlar. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Yaeli: Oh, evet bunu bazen duyuyorum. Sanırım ikimiz de esmer olduğumuz ve çiçekleri sevdiğimiz için. Şaka bir yana Lana Del Rey inanılmaz başarılı bir sanatçı ben de en büyük fanlarından biriyim.
13 Mayıs’ta ilk kez sizi Parkfest’te izleyeceğiniz. İstanbul hakkındaki fikirleriniz neler?
Yaeli: Henüz hiç gelmedim ama ülkenizi ziyaret eden çok fazla arkadaşım var ve hep güzel şeylerden bahsediyorlar. Muhteşem manzaralardan ve zengin bir kültüre sahip olduğundan yana fikirlerim var. Gelmek ve keşfetmek için sabırsızlanıyoruz.