"İnsanlar Mekanlar Nesneler" sahnelendi
İngiliz oyun yazarı ve yönetmen Duncan Macmillan'ın kaleme aldığı "İnsanlar Mekanlar Nesneler", İbrahim Çiçek'in çevirisi ve yönetiminde 4 Mart'ta Zorlu PSM’de tiyatroseverlerin beğenisine sunuldu.

İnsanın varoluşsal mücadelesi ekseninde şekillenen hikaye, bağımlılık ve rehabilitasyon gibi hassas konuları barındırıyor. Geçmişiyle başı dertte olan Nina, Emma ve Sarah karakterlerinin trajikomik öyküsüne hayat veren eser; seyircisine "aydınlanmayı" vadediyor.
Macmillan, hikayede yer verdiği şu metin ile söz konusu aydınlanmayı ulaşabildiği tüm seyircilerine yaşatıyor:
“Biz sınırlara inanmayız. Biz öncülüğe inanırız. Biz vizyona inanırız. Herkese imkansız görünse de biz evet diyoruz. Yaşamak ne güzel şey. Denizde yüzmek, gökyüzüne bakmak, güneşi teninde hissetmek…Bir dağa tırmanmak ya da bir tanecik merdiven çıkmak. Sevmek ve sevilmek. Ne güzel şey…Şimdi benim! Şimdi sensin! Şimdi biziz! Bu ise sadece bir başlangıç.” İnsanlar Mekanlar Nesneler geçmişin yüklerinden kurtulmaya çalışan bir insanın hikayesi. Nina’nın, Emma’nın, Sarah’nın veya şimdilik Sarah’nın hikayesi.
Kim bilebilir?
Korkularımızın üstüne gidebildiğimiz, gerçekle yüzleşebildiğimiz ve en önemlisi kendimizi sevebildiğimiz sürece varız.
Eğer bir varoluş savaşıysa hayat, ve eğer varoluş ailede başlıyorsa, bazen tüm bağımlılıklarından kurtulman gerekir. Annenden bile. “Çakal sadece aşağı baktığında düşer. Yani aslında havada koşabiliyor ama ne zamanki aşağı bakıyor ve düşmesi gerektiğini anlıyor işte o zaman yer çekimi devreye giriyor. Benim ruhsal aydınlanmam bu.”