İngilizce şarkılar hep hayalimdi
Fransa’nın dünden bugüne en çok tanınan first lady’si Carla Bruni, 13 Aralık akşamı Zorlu PSM sahnesinde olacak. Bruni, söylemeyi hayal dahi edemediği İngilizce şarkılarını anlattı
Fransız kadınlarının sofistike tavrı yaptıkları her şeyde kendini gösterir. Carla Bruni, 90’larda model olarak, 2000’lerin sonlarında Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’in eşi yani first lady olarak, şimdilerde ise müzisyen kimliği ile adından söz ettirmeyi başardı. 2002’de çıkardığı ‘Quelqu’un m’a dit’ albümü her zaman çok beğenmişimdir. Eski bir Fransız albümü dinliyor gibiydim. Şimdi ise sevdiği müzisyenlerin şarkılarını yeniden cover’ladığı İngilizce albümü “French Touch” ile hayranlarının karşısına çıktı. Bruni, o duru güzelliği ile sakin sesini birleştirdiği albümünün turnesi kapsamında 13 Aralık akşamı piu organizasyonu ile Zorlu PSM sahnesinde olacak. Bruni ile albümün temel taşlarını konuştuk.
İlk albümünüz uzun zaman favorim olmuştu. Yeni şarkılar üretmek yerine neden French Touch gibi cover bir proje yapmaya karar verdiniz?
Yaklaşık 3 yıl önce Los Angeles’ta yaptığım konserden American Label’in başkanı olan David Foster beni görmeye geldi ve benimle bir albüm üzerinde çalışmak istediğini söyledi. Bu fikre karşı çok heyecanlandım. Davis dünyadaki en büyük şarkıcılarla çalışmış efsanevi bir yapımcı. Ertesi gün bu konu hakkında konuşmak için buluştuk ve benden İngilizce bir albüm yapmamı istedi. Maalesef, bunu çok kez denemiştim ama sadece Fransızca şarkılar yazabiliyordum. Bu yüzden o da ‘cover’ bir albüm yapmamı önerdi ve işte bütün her şey böyle ortaya çıktı. David ile çalışmak çok harikaydı ve ‘cover’ yapmakta çok eğlenceliydi. Ayrıca ilk kez bir albümde sadece şarkıcı olarak çalıştım. Kariyerime başkaları ve kendim için şarkı yazan bir müzisyen olarak başladım ve bu albümde tam tersi oldu. Bir gün bunu yapabileceğimi hayal bile edemiyordum, o yüzden ilginç bir süreç yaşadım.
French Touch’ta seçtiğiniz şarkıların hayatınızda nasıl etkileri oldu?
Genel olarak hayranı olduğum sanatçıların, söylemeyi çok sevdiğim şarkılarından oluşuyor. Tek problem, sevdiğim herkese övgümü sunmak için, 200 şarkı arasından seçim yapmak zorunda kalmamdı.
Çocukken Tom Boy stilim vardı
Stil olarak hiçbir zaman gösterişi tercih etmediniz. Yazdığınız şarkılar da aynı minimallikte. Genç bir kızken nasıldınız?
Kıyafetlerimi hiç önemsemedim ve çocukken de biraz Tom Boy’ları andırıyordum. Model olmam ve dünyadaki en büyük tasarımcılarla çalışmam oldukça ironik.
İzlediğiniz en iyi konser hangisiydi?
Yaklaşık 25 yıl önce, Paris’te küçük bir kulüpte sabaha karşı 5’te, akustik bir gitarla sahne alan Prince’ti.
Sizin Paris’iniz nasıldı? En sevdiğiniz yerler nerelerdir?
Lezzetli yemekleri ve şöminesi ile evime yakın olan, küçük Fransız restoranı Honoré’yı severim. Eski bir İngiliz kitapevi olan, Seine Nehri’nin kenarında yer alan sevgi dolu ‘Shakespeare&Company’ favorim. Ve Paris’in köprülerini seviyorum. Nehrin iki koluna da bağlı olan özellikle The Pont Neuf...
Bugün hangi şarkıları dinlediniz?
Bob Dylan’dan Lay Lady Lay.
İstanbul’a dair hafizanızda neler var?
Birkaç kez İstanbul’a gelme şansım oldu ama ne yazık ki her zaman iş içindi. Bu yüzden turistik bir ziyaret için hiç vaktim olmadı. Ama şehrin güzelliğini ve muhteşem cazibesini hatırlıyorum. İstanbul’da şarkı söylemeyi dört gözle bekliyorum!