Gazete Vatan Logo
Magazinİlişki, başlamadan güzel

İlişki, başlamadan güzel

Şu sıralar Show TV’deki ‘Tutar mı Tutar’ adlı dizide oynayan Paşhan Yılmazel, hayatı geldiği gibi yaşamayı seviyor. Lise yıllarında profesyonel futbol oynayan ama sonrasında oyunculuğu seçen Yılmazel’in aşk konusunda da ilginç yorumları var.

İlişki, başlamadan güzel

Paşhan Serkan Yılmazel oldukça komik biri. Hayatta çok fazla şeyi dert etmiyor. “Aman be yaaa” deyip geçenlerden. Bugüne kadar hiç bir sevgilisini aldatmamış. Kadın ile erkeğin çekişmesini çocuklukta iki cinsin birbirinden uzak tutulmasına, arkadaş olmalarına izin verilmemesine bağlıyor. “İşte, bu yüzden biz karşı cinse nasıl davranacağımızı bilemiyoruz” diyor.

Çok zayıflamışsınız, hayırdır?

Bir dönem çok fazla kilo aldığım için şu sıralar sporla haşır neşirim. Abartılı olmasa da ‘slim fit’ bir vücut yapmanın peşindeyim. Neredeyse ideallerime yaklaştım. Onun keyfini sürüyorum. Toplamda 32 kilo verdim.

Sadece sporla mı? Diyet de yaptınız mı?

Diyet değil de daha çok yediklerime dikkat ettim. Tatlı ve ekmek yemiyorum. Çok fazla su, soda, kahve içiyorum.

Gayet güzel, devam öyleyse… O zaman çocukluğunuza dönerek başlamak istiyorum. Nasıl bir çocukluktu sizinki?

Zeytinburnu’nda büyüdüm ben ve bu bana çok şey kazandırdı. Oyunculuğuma çok şey kattı. Dostluğu, kavgayı, gürültüyü, acıyı, tatlıyı birçok şeyi yaşayarak büyüdüm. Mahalle kültürü bambaşka bir dünya. O yüzden şimdiki çocukların mahalle kültürünü yaşayamamasını görüyorum ve üzülüyorum.

Haberin Devamı

Haylaz mıydınız?

Hayır değildim. Tiyatroyla uğraştım. İlk önce Zeytinburnu İlköğretim Okulu’ndaydım. Sonrasında da İhsan Mermerci Lisesi’nden mezun oldum. Lise bitince konservatuvar, o bitince de Devlet Tiyatrosu... Sonra da oyunculuk başladı işte.

İlişki, başlamadan güzel

Grafiker olmak istediğinizi okumuştum. Bunun dışında hiç aklınızdan başka bir meslek geçmedi mi?

Hedefimde hep oyunculuk vardı. Ortaokulda tiyatro oynadığım zaman bunu meslek olarak yapabilir miyim dedim kendi kendime. Sonra Zeytinburnu’nda olmaktan dolayı futbolcu olma gibi bir durum vardı çünkü Zeytinburnu futbolcu fabrikasıdır. Ben lisede okul takımındaydım ve futbolla çok alakalıydım. Ama liseye geldiğim zaman artık seçmem gerekiyordu. İkisini de bir arada yürütemeyeceğimi anladım. Konservatuar sınavına hazırlanırken yine futbol oynuyordum. Sonra Zeytinburnu Spor’daki hocamız beni B takımına atınca ben amatöre transfer oldum. Türk Hava Yolları’na transferle geçtim. İki sezon daha futbol oynadım okulla beraber ama yürütemeyeceğimi anlayınca bıraktım.

Haberin Devamı

Futbolcu olmadığınız için pişman mısınız?

Hayır, çok mutluyum.

Çok büyük ve çok kazanan bir futbolcu olabilirdiniz...

Para benim hayatımda ilk planda değil. Biz Trakyalı olduğumuz için bir şeye üzülmemeyi seçen insanlarız. ‘Aman beya’ deriz. Durumumuz olmadığında bile bizim hiçbir şeyimiz eksik değildi. Babam bir şekilde, “Olur beya, takma beya’ dediği için benim için de para her zaman ikinci planda kaldı.

Brezilya restoranınız vardı, hala devam ediyor musunuz?

Hayır, devam etmiyor. 5 yıl yaptık biz onu Sortie’de. Çok da güzel geçti. Sonrasında kar marjları bize uygun gelmediği için bıraktık. Ama kafamda yine bir yer var. Onu hayata geçireceğim inşallah.

Peki, bir sürü mutfak varken niye Brezilya?

Bu soruyu o zaman ben de sormuştum çalıştığım diğer patronlara. “İstediğimizi yapalım, Brezilya da arada olsun” demiştim. Ben çok et yiyen bir adam olmadığım için bana saçma gelmişti. Sonra Brezilya’dan bir usta geldi ve biz bir test yaptık. Ben o eti yiyince, “Tamam, Brezilya mutfağı da yapmamız lazımmış” dedim.

Haberin Devamı

AŞK HAYATIM ŞU AN YOK

Aşka bakış açınızı anlatır mısınız?

Aşk hayatım şu an yok. Ben şuna inanıyorum; çocukken kızlarla erkekleri arkadaş etmiyorlar, büyüdüğümüzde de arkadaş olamadığımız için sevgili de olamıyoruz. En başından başlayan bir hastalık bu. Aslında biz arkadaş olabiliriz. Sizi tanıma şansı vermiyorlar bize. Benim ilişkilerimde genelde şöyle oluyor. Beraberliğimizin ilk dönemlerinde her şey çok güzel gidiyor. Ben kavga etmeme taraftarıyım ama bizim kızlarımız kavgadan ve mutsuzluktan beslenmeye başlıyor. Bence Türkiye’de ilişkilerin en güzel anı başlamadığı an. O zaman birbirimize imtina ediyoruz. Sevgiliyken arkadaşımıza yapamayacağımız şeyi sevgilimize de yapmamız lazım; dişi ya da erkek. Her şeyden önce arkadaşız biz, omuz veriyoruz birbirimize.

HAYATA MUTLU BAKMAK LAZIM

Yeni dizi nasıl gidiyor?

Dizi güzel gidiyor. Şu an BKM ile absürd bir iş yapıyoruz. Çok keyif alıyorum. İnanılmaz güzel bir senaryo. Hatta bazen şakaları Adam Sandler filmlerindeki şakalara benzetiyorum.

Haberin Devamı

Keyif demişken… İş dışında nelerden keyif alırsınız?

Gezmeyi seviyorum. Berlin’e çok sık gidip geliyorum. Yazın tatil yapmayacağım diye yılbaşında Tayland’a gittim. 20 gün kaldım. Değişik yerleri görmeyi seviyorum.

Türkiye’den ayrılıp başka bir ülkede yaşamayı düşündünüz mü?

Ben birçok yeri gezdiğimi düşünüyorum ve her seferinde şu karara vardım. Bir tane İstanbul daha yok. Ben Boğaz çocuğuyum. Başka bir yerde yaşamam zor. Maksimum bir ay kalabilirim. Almanya’ya gittiğimde bile altıncı günde titreme geliyor bana. Yarım saat mesafe olsun, on dakika mesafe olsun Boğaz’ın orada olduğunu bilmek bambaşka bir duygu.

Hayat felsefeniz nedir?

Hayat felsefem; “Hayata olabildiğince mutlu bak, hayattaki üzüntü sıralarını her zaman değerlendir”...