Hollywood yıldızları çevreci olursa!
10.02.2015 - 23:49 | | EDA SOLMAZ / MAKARON
Dünya değişirken peki, biz neler yapıyoruz? Nat Geo’da yayınlanan “İklim Değişikliği ve Biz” belgeseli karşımıza geçip bize bu soruları soruyor. Programın yapımcıları Joel Bach ve David Gelber ile telefonda bir araya geldik. Belgeselde Harrison Ford’un Endonezya’nın Ormancılık bakanına nasıl kafa tuttuğunu konuştuk...
İklim değişikliğiyle ilgili gördüğümüz şeyler sadece bazı haberler ya da dünyanın sonuyla ilgili Hollywood filmleriyle sınırlı. Dolayısıyla, bu tip bir projeye başlamak için size motive eden neydi?
David Gelber: “60 dakika” programının yapımcılarıydık ki bu Amerika’da önde gelen bir haber programıydı. İklim değişikliği ile ilgili haberlerin bu kadar yetersiz olmasına hayret ettik. Bu dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehdit. Bu tehdidin büyüklüğüne dikkat çekecek habercilik yapmak için daha fazla şey yapmamız gerektiğini düşündük.
Joel Bach: Evet, sanırım bu gerçek konusunda insanları uyandıran Al Gore’duydu. Elbette iklim değişikliği üzerine başka belgeseller ve haberlerde yapılmıştı ancak hiçbiri tüm hikayeyi anlatacak kadar büyük değildi. Bunu tek bölümlü bir belgesel olarak düşündük ve zaman geçti bunun bir TV dizisi, çok bölümlü bir proje olarak daha uygun olacağını fark ettik. Anlatacak çok fazla hikaye var, ikinci sezon için hızlandığımızda fazladan hikayemiz vardı. Eğer imkanımız olursa üçüncü ve dördüncü sezon için de yeterince hikayemiz olduğunu biliyorduk. Çünkü bu konunun üzerine gittikçe sandığımızdan da fazla sorun olduğunu gördük.
‘Matt Damon’dan dinlemek izleyici için dikkat çekici’
Hollywood oyuncularının belgeselde yer almasının nedeni nedir? Onları ne motive etti?
Joel: Hikayeyi faklı bir şekilde anlatmak istedik. İnsanların bu yıldızlara kapılmalarını istedik. Onlar kamerada gerçekten çekici karakterler. İnsanlarla iyi iletişim kurabiliyorlar, kamerada rahatlar, çalıştığımız oyuncular çok zekiler. Onların uzman olmasını istemedik, onların seyircinin bağlantı kurabileceği insanlar olmasını istedik. Örneğin Matt Damon sahaya indiğinde sadece sorular sordu, aynı normal bir seyircinin soracağı gibi sorular. Onlar bir şekilde izleyicilerin elçisi olarak görev aldı, izleyicinin düşündüğü şu kısım önemliydi, “Ben de bu soruyu sorardım ve şimdi Matt soruyor, bu harika.” Bu çok özel bir şey ama aynı zamanda bir riskti. Çünkü bunun işe yarayacağından emin değildik. Ancak gerçekten bayağı izleyici açısından işe yaradı.
David: Ve bir konu daha; programın sadece bilgi verici değil aynı zamanda eğlendirici olmasını istedik. Söylemeliyim ki Harrison Ford, Endonezya’ya gittiğinde ve Arnold Schwarzenegger yangına girdiğinde bu eğlendirici ve ilgi çekici oldu. Bunu seyretmek istiyorsunuz, daha sonra ne olacağını bilmek istiyorsunuz ve onlar bu sırada iklim değişikliği ile ilgili bilgi sunuyorlar. Bu noktada, en geniş izleyiciyi hak eden bir konuyu Matt Damon, Arnold Schwarzenegger ve Don Cheadle gibi insanları kullanarak izleyici kitlesini genişleteceğimizi biliyorduk.
‘Havayı kirleten büyük şirketlerden ücret alınmalı’
Bu yıldızların etrafta gezip araştırma yapmalarını seyrettikten sonra insanların günlük hayatlarında değişen ne olur?
Joel: Web sitemizde karbon kullanımını fiyatlandırmak ile ilgili bir kampanyamız var. İzleyiciler olarak şunu yapabilirsiniz, siteye girin ve yaşadığınız ülkeyi tıklayın, orada seçilmiş temsilcilerinizin kim olduğu çıkacaktıp, onlara e-mail veya tweet mesajı gönderebilir ve onları karbon kullanımının fiyatlandırılması konusunda teşvik edebilirsiniz. Bu problemi çözmek için bu konuyu dikkate alıp havayı kirleten şirketlerden ücret almaya başlamalıyız.
İklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarıyla ne zaman karşılaşacağımızı öngörüyorsunuz?
David: Bence iklim değişikliğinin bazı yıkıcı etkilerini zaten görüyoruz. Yani, toprak kaymaları ve kuraklık, bunların her ikisi, Türkiye dışında, dünyanın her yerinde halı hazırda oluyor.
Joel: Sandy Kasırgası ile ilgili haber yaparken denizin yükselmesi nedeniyle New York ve New Jersey bölgesinde 75 bin evin bundan etkilendiğini öğrendik.
‘Bakana kızan Harrison’ı izlemek enteresandı’
Biraz Türkiye’den bahsettiniz, iklim değişikliği açısından ne tip bir zarara neden oluyoruz?
David: Araştırmalardan anladığım kadarıyla Türkiye’nin şu anda aciliyetin çok ötesinde, yeni artan hidroelektrik enerji için kapasitesi bulunuyor ve Türkiye bunu yaparsa gezegene muhteşem bir katkısı olur. Aynı zamanda anladığım kadarıyla Türkiye kuraklık ve su baskınları yaşadı. Bunu zaman içinde artan şekilde yaşayacaktır çünkü Türkiye de diğer ülkeler gibi iklim değişikliğinin etkilerinden muaf değil .
Belgeselle ilgili ilginç bir anekdot var mı?
Joel: Harrison Ford’u Endonezya’ya götürdük. Gezinin bir bölümünde Endonezya’da, bir ulusal park üzerinde uçtu, burası özel uluslararası hazine olarak tamamen korunma altındaydı. Havadan uçarken bölgenin yüzde seksen ya da seksen beşinin yanıp kül olduğunu gördüler. Bu onu çok kızdırdı, bu ülkenin kendi ulusal parkını bile koruyamadığı için... Daha sonra Endonezya Ormancılık Bakanı ile bir görüşme ayarladı ve Ormancılık Bakanı Harrison Ford’u göreceği için çok heyecanlıydı. Harrison Ford ile fotoğraf çektireceklerini düşünüyordu. Ancak bunun yerine Ford geldi ve ona ülkesinde ne olup bittiğini sorarak sıkıntılı anlar yaşattı. Harrison’ın Ormancılık Bakanına çıkıştığı o sahne tüm serinin en unutulmaz sahnelerinden biridir.
Haberin Devamı