Her satılan ayakkabı ile bir çocuğa yardım ediyor
‘Ayakkabısız Bir Gün’ etkinliğiyle ünlü-ünsüz herkesi çıplak ayakla yürüten TOMS Türkiye Başkanı ve Vakko Yönetim Kurulu Üyesi Rıfat Elhadef, Şamdan Plus’a etkinliğin amacını ve TOMS’un felsefesini anlattı
2006 yılında Blake Mykoskie tarafından kurulan TOMS, Blake’in seyahatleri sırasında tanıştığı yoksul çocukların hiç ayakkabılarının olmadığını gördüğü zamandan bu yana benzersiz bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. TOMS, satılan her 1 çift ayakkabı için, ‘One for One’ (Bire Bir) mottosuyla, dünyada 72 ülkede, kurulduğu ilk günden beri 35 milyon çocuğa yeni ayakkabı verdi. Tüm dünyada, aynı tarihte bu misyonda gerçekleştirilen etkinliklerin Türkiye’deki ikinci etabı Ortaköy’de hayata geçti. Türkiye’de ikincisi gerçekleşen ‘One Day Without Shoes’/‘Ayakkabısız Bir Gün’ projesinin geçen seneki ilk etabında Türkiye dahil tüm dünyada ihtiyacı olan birçok çocuğa ayakkabı ulaştırıldı. Tüm dünyada bu projeyle ile ilgili 2015’te bir ilke de imza atıldı ve Instagram üzerinden 1 milyon ayakkabı vermeyi amaçlayan #withoutshoes hashtag’li bir sosyal medya çalışması gerçekleştirdi. Çıplak ayaklı her paylaşım için bir çocuğa ayakkabı verilen bu projenin Türkiye mottosu “Ayağını çek, ayakkabı ver” idi. Türkiye’de bu hashtag ile çıplak ayağını paylaşan ilk kişi, TOMS Türkiye Başkanı ve Vakko Yönetim Kurulu Üyesi Rıfat Elhadef oldu. Rıfat Elhadef ile hem kampanyayı hem de TOMS’u konuştuk.
Nedir ‘Ayakkabısız Bir Gün’ etkinliği?
‘Ayakkabısız Bir Gün’ etkinliği bu sene TOMS’un doğum günü olan 5 Mayıs’ta start aldı. 21 Mayıs’a kadar Instagram’da #withoutshoes hashtag’iyle paylaşılmış her çıplak ayak fotoğrafı için bir çocuğa ayakkabı verilecek. Aslında ‘Ayakkabısız Bir Gün’, sekiz sene önce Kaliforniya’daki Pepperdine Üniversitesi’nde bir avuç öğrenci tarafından başlatılmış. Öğrenciler bir gün seçiyorlar ve o gün okula ayakkabısız gidiyorlar. Tek amaçları, dünya üzerinde ayakkabısı olmayan çocuklara farkındalık yaratmak. Bu farkındalık çabası, sonra Amerika’da giderek büyüyor. Birçok büyük firma çalışanı, o günü ayakkabısız geçiriyor ve giderek daha çok kişiye ulaşıyorlar. TOMS’un ana fikrine çok yakın olduğu için, bu işi çok sahiplenmiş durumda. Her sene bir gün tayin ediliyor. Bu sene 80 ülkede, 2 bin kadar aktivite yapıldı.
İstanbul dışında event var mıydı?
Türkiye’de bizim yaptığımız tek event burada. Seneye benim amacım bunu daha da sahiplendirmek. İnsan istiyor ki; alışveriş merkezlerinde, büyük şirketlerde çalışanlar, o gün birkaç saatliğine de olsa ayakkabılarını çıkartsınlar, farkındalık yaratsınlar. TOMS, daha çok ayakkabı satayım ya da ticari olarak daha da büyüyeyim amacıyla değil, daha çok çocuğa nasıl ulaşabilirim misyonunda. Bugün birçok şirket, ben kazancımın belirli bir yüzdesini şuraya bağışlıyorum diyor ama bunlar biraz gri şeyler. Kazancın ne kadar, ciron ne kadar, bunlar karışık şeyler. Bizim mottomuz ‘birebir’. Her satılan ayakkabı için bir çocuğa yardım ediliyor.
35 milyon çocuk mutlu oldu
Bu yardım nasıl yapılıyor?
Geçen sene Bebek’de yapmış olduğumuz etkinlikten sonra Türkiye 64. ülke oldu. Şu anda 72 ülkede yardım yapılıyor. 100’den fazla STK kullanılıyor. Hiçbir siyasi kuruluşla işbirliği yapılmıyor. Tamamen insani yardım kuruluşu olma koşulu var; global olma ve lokal operasyonu olma koşulu var. Türkiye’de geçen yıl International Medical Corps aracılığıyla 50 bin çocuğa ayakkabı dağıtıldı. Çok iyi bir rakam bu... İlla satılan yerde yardım yapılacak diye bir şey söz konusu değil. Dünyada nerede ihtiyaç varsa, oraya yardım yapılıyor. Bir de yardımın şekline de çok önem veriyorlar. Kamyonlara yükleyip, çocukları başlarına toplayıp kamyondan atmıyor. ‘Giving Trip’ adı altında TOMS çalışanları bizzat gidip; o çocukları rencide etmeden, kendilerini iyi hissedecek şekilde veriliyor. Çocukların ayaklarını temizliyorlar ve ayakkabıları kendileri giydiriyorlar. Ve bu çocuğa ayakkabıyı sürekli olarak vermek önemli... Bir kere vermekle çocuğa kötülük yapıyorsunuz, çünkü altı ay sonra ayağı büyüyor. Ayağı büyüyünce, o çocuğa yeniden sistematik bir şekilde yeni bir ayakkabı ulaştırıyorlar. Kurulduğu günden bu yana 35 milyon çocuğa ayakkabı verildi.
Bir elin verdiğini, diğer el bilmemeli
Cemiyet hayatı sosyal sorumluluk projelerine duyarlı... Arzu ettiğiniz kadar destek görüyor musunuz?
Bir elin verdiğini, diğer elin bilmemesi lazım... Ama bu iş öyle bir iş ki, ne kadar çok verirseniz, o kadar çok çocuğa ulaşıyor ve duyurmanız gerekiyor. Şunu söylemeliyim ki, ben her türlü ortamda, herkesten çok büyük destek aldım. Herkes nasıl daha çok yardımcı olabilirim diye soruyor, herkes gönülden destekliyor. Ben fazla bir şey yapmadım açıkçası; kendi kendine büyüdü. O yüzden de çok mutluyum.
İNSAN APAYRI BİR HUZUR HİSSEDİYOR
Merak ediyorum; sizin TOMS hikayeniz nasıl başladı?
Yaklaşık 7-8 sene önce bizim ekibimizden arkadaşlar satın almış. Sonra bunun hikayesi bizi çok etkiledi. Yaratıcısı Blake Mycoskie ile tanıştıktan sonra markaya olan bakışımız çok değişti. Bunu Türkiye, dünyada olduğu gibi büyütme kararı aldık. Blake ile çok samimi dost olduktan sonra, ben birkaç değişik yerde ‘Giving Trip’e katıldım. İlk önce bir haftalığına Kırım’a gittim. Oradan döndükten sonra insan kendisini apayrı hissediyor. Sabah 6’da kalkıyorsunuz, akşam 10-11’e kadar, çok kötü yollarda 400-500 kilometre yol yapıyorsunuz. Birçok okula gidip, çocuklara ayakkabı dağıtıyorsunuz ve bunu her gün yapıyorsunuz; bir hafta boyunca. Oradan dönünce bundan çok etkilendim ve mutlu oldum. İnsan apayrı bir huzur hissediyor ve orada gerçek anlamda TOMS markasının felsefesini özümsedim.
Bu yıl Türkiye’de nasıl bir noktaya ulaştı ‘Ayakkabısız Bir Gün’?
Bir pazar günü ayağımı çektim ve Instagram’a koydum. İnsanlar ilk başta anlamadı. Hatta ışıktan biraz da mor çıkmış ayağım, “Ayağında bir sıkıntı mı var da paylaşıyorsun” diye soranlar oldu. Sonra birden, çok fazla kişi hashtag’la birlikte kendi ayağını paylaşmaya başladı. Herkes çok destekledi. Şu konuda çok gururlandım; dünyanın birçok yerinde binlerce kişi ayaklarının fotoğrafını çekip paylaştı. Bir hafta içerisinde viral olarak dünyaya dağıldı. Ama Türkiye’de inanılmaz hızlı şekilde yayıldı. #withoutshoes hashtag’ine bakıyordum ve herkes Türk’tü! Türkiye’nin bu katılımı adına oldukça mutlu ve gururluyuz. Çok keyifli bir şekilde herkes gönülden destek verdi ve her geçen sene de bu destek büyüyerek artacaktır.
BİR PAKET KAHVEYE BİR AFRİKALI’YA 140 LİTRE İÇME SUYU SAĞLANIYOR
TOMS artık bir espadril markası olmaktan da çıktı. Bir sürü değişik ürünleri de var...
Evet, mesela gözlükleri var. Her satılan gözlük için, gözü görmeyen kişinin görmesi sağlanıyor. Türkiye’de de gözlük satışı var. Kahveye de bu senenin sonunda başlamayı düşünüyorum. O da çok güzel bir şey çünkü... İlk TOMS dükkanı Los Angeles’ta, Abbot Kinney Caddesi’nde yer alıyor. TOMS dükkanları çok keyifli dükkanlar; samimi bir dekorasyonu var, dünyanın en iyi kahveleri sunuluyor ve kahve içerken biliyorsunuz ki, birilerine su veriyorsunuz. Bir paket çekilmemiş kahve karşılığında Afrika’daki bir kişiye 140 litre içme ve yıkama suyu temin ediliyor. 140 litre şu açıdan önemli, bir kişinin günlük su ihtiyacı 20 litre. Yani bir kişinin bir haftalık su ihtiyacını karşılamış oluyorsunuz. Hem kahve içiyorsunuz hem de iyi bir şey yapıyorsunuz.
Ticaretin başka türlü yapılabileceğini de gösteren bir model...
Blake’in hep misyonu bu şekildeydi; şirketlerin yardımı, faaliyetlerinin bir parçası olarak kullanması üzerine... Türkiye’de bunu yapan çok firma var ve bence bu, fazlasıyla da insana geri dönüyor.
Türkiye’de siz bizzat gidip ayakkabı dağıttınız mı?
Türkiye’de henüz böyle bir dağıtımda yer almadım. Ama bu sene amacım, Kenan Doğulu ile birlikte gitmek. Kenan bizim gönüllü marka elçimiz, çok destekliyor.
TOMS’un taklit ürünlerle başı dertte. Görünce üzülüyor musunuz?
Bu, TOMS’un çok popüler olduğunun bir göstergesi ama çok üzülüyorum. Çünkü hem sahte hem de bir çocuğun ayağından ayakkabısını almış oluyorsunuz! Bu yüzden konuyla ilgili çok ciddi, bizzat kendim savaş veriyorum. Geçen sene 120’den fazla direkt baskın yapıldı ve 25 bin civarında ayakkabı toplatıldı. Üstelik sağlıklı da değil. Geçen sene Blake, İstanbul’a gelince bir canlı yayına çıktık, orada da söyledim. TOMS’un satıldığı yerler belli, taklit olduğu da hemen anlaşılıyor. Taklitlerini görenler de bize hemen haber verirlerse, oraya baskın yaparız. Belki bir şikayet hattı kurabiliriz. Sırf bu işle ilgilenen bir avukatımız var. Siz sahteyi alıp şikayet ettiğinizde, parayı hemen hesabınıza yatırıp, anında oraya baskın yapıyoruz.