Hababam Sınıfı ayağa kalk Mahmut Hoca cennete geliyor
Türk sinema ve tiyatrosunun efsane aktörü Münir Özkul’u kaybettik. ‘Mahmut Hoca’, ‘Yaşar Usta’ gibi karakterlerle birkaç kuşak için ‘baba’ figürü olan; iyiliğin, vicdanın, temiz duyguların; yoksul ama onurlu insanların temsilcisi büyük usta, Yeşilçam’ın diğer unutulmaz isimleri gibi kalplerde yaşayacak...
05.01.2018 - 22:35 |
‘HABABAM Sınıfı’nın ‘Mahmut Hoca’sı, Yeşilçam’ın ‘Yaşar Usta’sı Münir Özkul, 93 yaşında İstanbul’daki evinde yaşamını yitirdi. Özkul, uzun yıllardır KOAH ve Demans hastalığı ile mücadele ediyordu. Hastalığı süresince özellikle Twitter’dan yüzlerce kez ‘öldü’ haberleri yapılan Özkul’un ölüm haberine sevenleri inanmak istemedi. Ta ki kızının açıklamasına kadar.
GÜNER Özkul, “Uzun bir süreçti. Defalarca asılsız haberlerle bugüne hazırlanmış olduk. 11.25’de hayatını kaybetti. Son nefesini verirken sesini duydum” dedi. Özkul, pazar günü Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda düzenlenecek törenin ardından öğle namazına müteakip Teşvikiye Camii’nden son yolculuğuna uğurlanacak.
Önce anma töreni ardından cenaze
Dün sabah saatlerinde hayata gözlerini yuman Münir Özkul’un cenazesi Pazar günü Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’ndaki anma töreninin ardından Teşvikiye Camii’nden kalkacak.
Münir Özkul’un cenazesi Cihangir’de bulunan evinden Zincirlikuyu gasilhanesine götürüldü. Küçük kızı Güner Özkul gözyaşları içinde yaptığı açıklamada “Babamın cenazesi pazar günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından defnedilecek. Öncesinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde bir anma töreni olacak. Mezarının nerede olacağına henüz karar vermedik. Zincirlikuyu mezarlığına ya da Bakırköy’e defnedeceğiz” dedi.
O hem çocuk hem sevgili
Usta sanatçının kendisinden 25 yaş küçük eşi Umman Özkul, eşinin cenazesi evden çıkarken gözyaşlarına boğuldu. Usta sanatçıyla 27 yıldır evli olan Umman Özkul, bir röportajında eşini şu sözlerle anlatmıştı: “Bence Münir’le beraber olan kadın zaman zaman arkadaş, zaman zaman anne, zaman zaman eş ve zaman zaman sevgili olmalı. Bazı kişiler aramızdaki yaş farkına bakarak mutlu olmadığımızı düşünüyorlar. Ben onun yanında kendimi çok mutlu hissediyorum. Çünkü benim için o hem çocuk, hem baba, hem de sevgilidir. Böyle olunca ne çocuk, ne baba ihtiyacı hissetmiyorum onun yanında.”
220 filmlik hayat
Usta oyuncu, 93 yıllık yaşamına 10 dizi, 20 tiyatro oyunu ve 220 film sığdırdı. ‘Hababam Sınıfı’, ‘Gülen Gözler’, ‘Neşeli Günler’, ‘Sev Kardeşim’, ‘Mavi Boncuk’ filmlerindeki rolleriyle hafızalara kazındı. Özkul, ‘Sev Kardeşim’ filmindeki rolüyle 1972 Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü, ‘Bizim Aile’de canlandırdığı ‘Yaşar Usta’ ile de 1977 Azerbaycan Film Festivali’nde özel ödül kazandı.
BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM...
Münir Özkul, 15 Ağustos 1925’te Bakırköy’de doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra Bakırköy Halkevi’nde tiyatroya başladı. 1950’lerden itibaren sinemaya geçti. 400’e yakın filmde rol aldı. Hababam Sınıfı serisi Adile Naşit’le beraber oynadığı filmlerle adını Yeşilçam tarihine yazdırdı. Hayatının önemli bir kısmını alkolle savaşarak geçirdi. 1990’lı yılların ortasında içkiyi tamamen bıraktı. Bir röportajında şunları anlatmıştı: “İçkiye ilk defa 13 yaşında özenmeye başladım. Ailemde sigara içen bile yoktur. Kendime model olarak hep içki içen tipleri seçtim. Bunda ailemin tüm sevgilerine rağmen mazbut bir aile çocuğu olmam için yaptıkları baskıların etkisi de olabilir. Dünyaya yeniden gelsem ne içki ne de başka şey kullanmam.”
O kavuğu 21 yıl taşıdı
Özkul, Türk tiyatrosundaki güldürü geleneğinin en önemli nişanesi sayılan Kel Hasan Efendi Kavuğu’nu da taşımıştı. Kel Hasan Efendi, Kavuk’u ilk olarak öğrencisi İsmail Dümbüllü’ye verdi. Dümbüllü 1968’de kavuğu Özkul’a törenle devretti. Usta isim 21 yıl taşıdığı kavuğu 1989’da Ferhan Şensoy’a verdi. Şensoy, Özkul’un kendisine “İlle birine vermek zorunda değilsin. Vereceğin adam, Türk tiyatrosunu senden sonra alıp başka bir yere götürecek bayraktar olacak. Bu halkın tanıdığı, sevdiği, muhalif bir komik olacak” dediğini anlatmıştı. Bir geleneğin sembolü olan Kavuk, Şensoy’dan Rasim Öztekin’e son olarak da Şevket Çoruh’a geçti.
Akıl hastaneleri özgür olduğum tek yer
Toplumla çok güç anlaştığını açıklayan efsane oyuncu, şunları anlatmıştı: “Benim gibi toplumla güç anlaşan insanlara ilgi duyarım. Bunun en sivri ve en tipik örneklerine meyhanelerde, akıl hastanelerinde ve sanat çevrelerinde rastlanır. Onun için akıl ve ruh hastanelerine karşı daima sempati duymuşumdur. Akıl hastaneleri en özgür olduğum, her şeyi objektif görebildiğim tek yerdir. Orada bütün problemleri bir sıraya koyar ve çözümlerim.”
Umman başka, ona kızamıyorum
Dört kez evlendi ve üç çocuğu oldu. İlk eşi Şadan, ikinci eşi Suna Selen, üçüncü eşi ‘Tophaneli Örümcek’ lakaplı Yaşar ve son olarak 27 yıldır evli olduğu eşi Umman Özkul... 1981 yılında Ses dergisine verdiği röporajda genç eşi Umman Hanım’dan söyle bahsediyordu: “Bugüne kadar tanıdığım bütün kadınlarla bir çatışma içindeydim. Aramızda bir uyuşmazlık olurdu. Ama Umman başka, devamlı bana uyum gösteriyor. Böyle olunca her şey değişiyor. Ona kızamıyorum. Kızdığım zaman vicdan azabı duyuyorum. Onunla çok mutluyum.”
15 yıldır evinden çıkmıyordu
Demans hastalığı ile yaşayan Özkul, 2003 yılından bu yana evinden dışarıya çıkmak ve kimseyle görüşmek istemiyordu. Hastalığı yüzünden geçmişe dair birçok şeyi hatırlamayan Özkul’u eşi Umman Hanım ve kızları ziyaret ediyordu.
KİM NE DEDİ?
Kaymak gibi, bal gibiydi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Türk sinema ve tiyatrosunun saygıdeğer isimlerinden biri olan Münir Özkul’un vefatını derin bir teessürle öğrendim.Canlandırdığı karakterler; oyunculuğu ve sanatçı kişiliğiyle, tüm vatandaşlarımızın sevgisini kazanan kıymetli sanatçımız, usta gelecek nesiller tarafından da her zaman sevgi ve saygıyla yad edilecektir.
Ali Poyrazoğlu: Türk sinemasının başı sağolsun. Zor bir adam olduğu söylenirdi ama kaymak gibi, bal gibi bir adamdı. Çok güzel işler yaptı. İmzasını bıraktı...Yaptıkları incelenmeli. Oyunculuk stili, üzerinde çalışmaya değer bir stildi. Tiyatroda birçok yabancı klasiği dört dörtlük oynamış bir adamdı.
Ayşen Gruda: Dünya çapında büyük bir oyuncuydu. Türkiye’nin başı sağolsun. O çocuklarına vicdanı öğreten bir babaydı. Asla yeri doldurulmaz.
Ediz Hun: Birçok filmde birlikte çalıştık. Zarif, kibar, güler yüzlüydü. Üzüntüm çok büyük. Ona büyük bir sevgiyle bağlanan eşine de saygılarımı sunuyorum.
Rasim Öztekin: Ustaların ustasını kaybettik. Çok önemli bir insandı. Bir konservatuar daha kayboldu, bir kütüphane daha gitti diye düşünüyorum. Hepimizin, Türkiye’nin başı sağ olsun.
Müjdat Gezen: 55 yıl önce onun tiyatrosunda, tiyatroya başlamıştım. Ben son 42 yıldır geleneksel Türk tiyatro hocalığı yapıyorsam Münir Abi sayesindedir. Kendisini çok sevdim. Benim ilk büyük ustam diyebilirim. Herkese başsağlığı diliyorum.
Ferhan Şensoy: Ustalar ölmez ki...
Emel Sayın: Güzel insan, büyük sanatçı. Çok üzgünüm. Nurlarda uyu...
Türkan Şoray: İyi yürekli bir insan, yeri doldurulmayacak dev bir aktördü. Onu çok özleyeceğiz, hiç unutmayacağız.
Tarkan: Biz onu çok sevdik çok. Başımız sağ olsun. Nur içinde yatsın.
Zafer Algöz: Her sene “öldü” diye yalan haber yapan akbabalar gözünüz aydın. Mahmut Hocamız da gitti.
Haberin Devamı