'Gerçek aşk zarar vermez'
‘Poyraz Karayel’ dizisinde ve Zeki Demirkubuz’un ‘Bulantı’sında çok farklı iki kadın olarak karşımıza çıkan Şebnem Hassanisoughi Makaron’a konuştu: “Yaşamda kendiliğinden, dürüstçe yaşanan hiçbir şey zarar vermez. Aşk ancak özgürleşmeye, çoğalmaya götürür. Zarar veren ise hesaplar, iktidar kaygılarıdır.”
‘Aşk insanı özgürleştirir’
Oynadığı rollerle hep akılda kalan oyunculardan Şebnem Hassanisoughi... Son dönemin önemli dizilerinden Poyraz Karayel’de hayranlarını selamlıyor. Zeki Demirkubuz’un Bulantı’sında da çok farklı bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Hassnisoughi ile oyunculuğun gücünü konuştuk...
Poyraz Karayel geçen sezondan daha yüksek bir ivme ile başladı macerasına. Dizinin yeni sezondaki gücünü nasıl tarif edersiniz?
Poyraz Karayel televizyon dizilerinde alışkın olmadığımız biçimde hemen her bölümde hikayesini geliştiriyor. Senaryo, merak uyandıran durumlar ve ilişkiler kurmayı sürdürüyor. Tüm ekip de bu hikayeyi anlatabilmek için emek veriyor. Bahsedilen etki buradan kaynaklanıyor olabilir.
Bir dizinin kadrosuna sonradan dahil olmanın avantajı ya da dezavantajı nedir?
Ben ilk defa Poyraz Karayel dizisinde işe, ekip oluştuktan çok sonra dahil oldum. O nedenle genelleme yapamam. Fakat çalışma koşulları açısından oturmuş bir düzene dahil olmanın avantajı çok büyük. Hikayenin evreni kurulu, oyun arkadaşlarınız rollerine hakim. Bu da senin rolünü çalışabilmen, yaşayabilmen için çok elverişli bir ortam sağlıyor. Olumsuz hiçbir yanı olmadı yani benim için. Bu hayatı nasıl algılamayı tercih ettiğinle alakalı olabilir tabii...
‘BENDE MERAK UYANDIRAN ROLLERE VARIM’
Rolünüzden pay biçersek eğer aşkın ve terk edilişin kadınlara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
Yaşamda kendiliğinden olan, dürüstçe ve hakikaten var olan hiçbir şeyin ilişkinin herhangi bir tarafına zarar vereceğine inanmıyorum. Aşk, ancak özgürleşmeye, çoğalmaya, mutluluğa götürür insanı. Nasıl zarar versin? Zarar veren fikirlere, hesaplara, iktidar kaygılarına aşk diyemem.
Sizin terk edilişlerden etkilenmemenizi sağlayan his hep ne olmuştur?
Terk etmekte birliktelik değil, tek taraflılık var. Bir insanla arandaki aşk biter, ilişkin biter, yolların ayrılır. İnsan değişir. Değişirsiniz ve birlikte yaşamayı, hayatı paylaşmayı artık istemezsiniz. Karşındakinin hissi senden önce tükendiyse de durup şükranla üzülürsün. Hayat akar ve sen de onunla yürürsün. O kadar…
Özellikle televizyona bir iş yaparken oynadığınız kadınların hangi özelliklerinin sizi çekmesi lazım?
Basitçe; bende merak uyandıran bir temel isteğinin, arzusunun, derdinin ve içinde bulunacağı durumların çeşitlilik gösterme ihtimalinin fazla
olması…
‘NERİMAN ACIYI YAŞAMAKTAN KAÇMIYOR
Aynı zamanda Zeki Demirkubuz’un Bulantı filminde de çalıştınız...
Canlandırdığım Neriman yaşam ne getirdiyse kabul etmiş, özümsemiş, acıyı yaşamaktan kaçmamış, büyüklüğe heves etmeyen; genç, yalnız ve emekçi bir kadın. Kendi gibi, olduğu kadar olmak, hayatta kalmak, çocuklarıyla birlikte basitçe yaşamak için çalışıyor. Emeği kadar görünür bir insan ve bununla ilgili bir benlik sıkıntısına düşecek kadar boş vakti yok. Bence insana dair çok kıymetli bir varoluş hali bu.
Yönetmenler için nasıl bir oyuncu olmak size gurur verirdi?
Anlatısı için birlikte emek vermek isteyeceği, rolün yazılı halinin can buluşunu heyecanla merak ettiği, yaratım sürecine tüm varlığıyla dahil olan bir oyun arkadaşı…
Yönetmen, çok kişisel olarak adlandırıyor Bulantı’yı... İlk kez senaryoyu okuduğunuz zaman hissettiğiniz duygu neydi?
Birinin en sefil hallerini, zaaflarını açmaktan utanmayışına duyulan bir sıcaklık…
Hayatınızın nasıl bir yerine koyuyorsunuz bu filmi?
Hayat bu filmi Zeki Demirkubuz filmografisine koyacak. Bu tabii ki çok heyecan verici. Fakat benim için Neriman’ı tanımak ve bu süreçte deneyimlediklerim nedeniyle daha kıymetli.
‘OYUNCULUĞA SAYGIDAN ÖNCE SEVGİM VAR’
Mesleğinize karşı saygı duymanızı sağlayan şey nedir?
Saygıdan önce sevgi ilişkisi galiba aramızdaki. Hiçbir işin çok saygın olduğunu düşünmüyorum. Senin o mesleği icra edişin, saygı uyandırıyor bence. O yüzden rolün hakkını ona vermek için elimden geleni yapıyorum.
Bu meslekte hayal ettiğiniz çoğu şeyi yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Hayatta olduğum sürece tabii ki hayır.
Poyraz Karayel’de seyircinin canlandırdığınız kadına karşı tepkileri nasıl oldu?
Begüm’ün, Ayşegül’le Poyraz arasına girdiğini düşündükleri için rolü sevmeyenler, aşık bir kadın olduğunu düşündükleri için hak verenler ve oyunculuğu beğendikleri için kafası karışanlar... Yani hem çok sevip hem de öfkelenenlerle karşılaştım.
Son dönemde şehirde sizi mutlu eden şeyler neler?
Gülümseten, ferah yaşamayı tercih eden ve iyi ki hâlâ var olan güzel insanlar; yağmur, güneş, Maçka Parkı, vapur.