Game of Thrones’un Osmanlı kalesi
Milyonların gözünü kırpmadan izlediği Game of Thrones’taki en önemli yerlerden biri de 111 yıl Osmanlı‘nın elinde kalan Klis Kalesi. Khaleesi’nin Meereen kenti tarihimizden izler taşırken Split’in güneşi de insanı yaz-kış kendine çekiyor
1537-1648 yılları arasında Split’teki Osmanlı hakimiyetini gösteren Klis Kalesi artık Khaalesi’nin evi!
Kışın ortasında güneş öyle güzel vuruyor ki Split’e insan kapalı alana girerek heba etmek istemiyor bu güzelliği... Hırvatistan’ın ikinci büyük kentindeyiz. Seyahat çılgınlığımıza bir yenisini eklemek için başlıyoruz yürümeye. Bir dönem Osmanlı‘nın cirit attığı topraklarda Türk olduğumuzu öğrenen hemen kendi dillerindeki Türkçe kelimeleri saymaya başlıyor. Börek aynı börek, meydan aynı meydan... Neredeyse her 5 kelimeden biri aynı.
Riva diye bilinen sahil kısmından tarihi kent merkezine doğru ilk adımı atıyoruz... Kenti UNESCO Dünya Mirası listesine sokan Diocletianus Sarayı‘nın duvarları bizi karşılıyor. Roma İmparatoru Diocletianus’un tahtı bırakınca yaşamak için yaptırdığı saray, kısa bir süre kullanılsa da ayaktaki yapı birimleri ile kenti çevreliyor. Ancak bu yapıyı yeniden dünyaya hatırlatan ise Game of Thrones dizisi oldu. Khaleesi’nin Meereen şehri gerçekte ise Split’in tarihi yerleri... Diocletianus Sarayı‘nın içi, Khaleesi’nin ejderhaları ile olan sahnelerinin merkezi... Ara sokaklar ise isyan sahnelerinin çekildiği alanlar.
Bir yandan tarihi yerleri gezip bir yandan da dizi sohbetleri yaparak bir başka alana doğru yola çıkıyoruz. İstikamet Klis Kalesi... Şehrin karayolu ile girişindeki bir tepede yer alan kaleyi kazanan kentin de hakimiyetini kazandığı için sık sık el değiştirmiş... 1537-1648 yıllarında ise hakimiyet kayıtsız şartsız Osmanlılar’ın! Ancak rehberimiz hatırlatıyor kaleyi alan Osmanlılar sahil kesimini elinde tutan Venedik bölgesini almamış. Sadece zaman zaman ‘ticari’ akınlar yapmış...
Bu kale ise Khaleesi’nin yaşadığı yer olarak diziye konu oluyor. Set ortamı olmayınca anlamak zor ancak hatırlatmalar yapıldıkça sahneler de gözümüzün önüne bir bir geliyor.
HAJDUK SPLİT’İ KİRLETEMEDİLER!
Split halkını birleştiren yegane başlık futbol takımı Hajduk Split... Ara sokaklarda tarihi bir çeşmenin hemen karşısına grafiti ile koskocaman bir Hajduk Split arması ve sloganları yazılmış. Tarihi kente yakıştıramayıp altında yatanı soruyoruz. Buradaki çeşmenin gece kuytu bir yer olmasından dolayı tuvalet olarak kullanıldığı ancak bu armanın yapılmasının ardından kimsenin Hajduk armasının yanına bile yanaşmaya cesaret edemediği için tuvalet ortamının da doğal olarak son bulduğu bilgisi ilginç geliyor.
SPLİT’İ ‘SARAN’ YATIRIM
Hırvatistan’ın ikinci büyük şehri Split. Ancak Türkiye’nin kıyılarındaki otelleri ile kıyaslanınca yatırım ise yok denecek kadar hayli az. Genelde sahil boyunca herkes evini pansiyon şeklinde işletiyor. Adriyatik’in bu güzel kıyı kentinin en dikkat çekici oteli Grand Hotel Lav ise artık bir Türk şirketinin. Saran Holding, 75 yatlık marinası da bulunan 381 odalı bu tesisi alarak Split’te yatırım kapısını açarken Hırvat Hükümeti de Sadettin Saran’a bir yandan teşekkür ediyor bir yandan da yeni yatırımlar için kapılarını sonuna kadar açıyor.
‘TÜRK GİBİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ’
DİZİ setinin çekildiği yerler, müze olarak geçen alanların fiyatlarını biraz yükseltse de ne bir hediyelik eşya var ne de bir anı için fotoğraf alanı. Hemen rehberimize bu konudaki eksiğimiz açıyoruz. Ancak karşılaştığımız yanıt net: “Siz Türk gibi düşünüyorsunuz. Böyle şeyler zaman içinde olur ve gerçek değerini bulur.”
N’olur para atmayın! Sarhoşlar tapınağı soyuyor
Kent gezisinde sıra Jupiter Tapınağı‘nda. 3-4’üncü yüzyıla tarihlendirilen yapı artık St. John Kilisesi olarak kullanılıyor. İçeri adım attığımızda ortada herkesin içine para attığı mezarı görünce biri hemen bozuk para çıkarıp atmaya yelteniyor. Ancak rehberimiz şu sözlerle elinden alıyor: “Lütfen para atmayın. Burası ağzına kadar para doluydu ve bir gece sarhoşlar bin yıllık kapıyı kırıp paraları aldı. Bir daha kapının kırılmasını istemiyoruz.”