Hara savunmasında, "Fizyoterapist lisansına sahibim. Hastalık dışında yapabileceğimiz bazı şeyler de vardır. Ben Sufi nefesi dediğimiz, aparatsız, yan etkisiz, bilimsel olarak kanıtlanmış bir teknik uyguluyorum. Öğretilen tekniğin amacı, hastalıkları iyileştirmek değil. İyilik halini artırmaktır. Bahsi geçen teknikle ilgili Türkiye'nin lider hastanesinde bilimsel makale hazırlanmıştır. Bunu da ibraz edebilirim. Yaklaşık 14-15 yıldır süre gelen bu etkinliklerimizde katılımcılarımızdan tıbbi tedavi yerine geçmediğine dair ıslak imzalı onay belgesi alınmaktadır. Bu etkinlikler devlet kurumları, birçok üniversitede, bir çok firmada ve tıbbi sempozyumlarda verilmiştir. Tek bir şikayet konusu olmamıştır. Etkinliklere katılanlar arasında yaş, hastalık, şikayet olarak bir benzerlik yoktur. Yıllardır mesleğimi etik olarak yaptım. Hiçbir teknik aparat, besin takviyesi pazarlanmamış, satılmamıştır. Böyle bir durumda nasıl bir tedavi, teşhis uygulayabileceğimi bilmiyorum. Benzer konularda birçok etkinlik yapan insanın, birçok kanun ihlali yaptığını görmüşken böyle bir durumun içinde olmam beni yaralamıştır. Basında 'diploması yok, işyeri mühürlü' şeklinde yapılan haberler de itibarımı zedelemiştir" dedi.