Başarısız bir kaleciydim çok başarılı bir menajer oldum diyorsunuz yani? Menajerlik nasıl başladı peki?
Aynen öyle, kötü kaleciydim, süper menajer oldum... (gülüyor) Ben Zeytinburnu’nda futbol oynarken takım birinci lige çıktı. Bende onlara Almanya’da kamp yeri ayarladım yani takıma aracılık yaptım. Yine yurtdışından bir futbolcu transfer edeceklerdi, ben yine yardımcı oldum. Hala futbol oynuyorum bu arada. Hoşuma gitti aracı olmak, aklımın bir yerinde kaldı. Sonra 32 yaşında futbol hayatım bitti, ne yapacağımı bilmiyordum. Sudan çıkmış balık gibiydim. Okan, benim eski takım arkadaşımdı Galatasaray’dan, bir gün bana gelip dedi ki; "Ahmet senin yabancı dilin de var, ve ayrıca sana çok güveniyoruz, sen menajerlik yapsana. Sen bu işi çok iyi yaparsın." Benim de aklıma yattı. İlk olarak Okan Buruk ve Emre Belözoğlu bana bu şansı verdiler, ben de bu şansı iyi değerlendirdim diye düşünüyorum.
Sonra?
Böylelikle zirvede başlamış oldum. Okan ve Emre’nin ardından Fatih Akyel ile çalışmaya başladık. Biri Mallorca‘ya, diğeri İnter -Milan’a gitti. Sonrası da çorap söküğü gibi geldi. Bugüne kadar benimle çalışması için kimseyi ikna etmeye çalışmadım.