Filmi sevenler bizi de sevecektir

Sizi bu projeye çeken şey ne oldu?

Senaryo elime ulaştığında bunun korkunç bir fikir olduğunu düşündüm ve senaryoyu okumadım. Bunun sebebi ciddi bir korku filmi hayranı olmam ve projenin The Exorcist’in yeni bir uyarlaması olacağını düşünmemdi. Uzun bir süre e-posta kutumda bekledi çünkü bu projeye gelene kadar yapabileceğim birçok iş olduğunu düşünüyordum. Sonra menajerim bana neden hala bir video hazırlamadığımı sordu. Tam itiraz edecek gibi olduğumda da öncelikle senaryoyu okumam konusunda ısrar etti.

Bunun üzerine senaryoyu okumaya başladım ve üzerinden bir saat bile geçmemişti ki 180 derecelik bir dönüşle bu işi nasıl alabileceğimi planlıyordum. Karakter de senaryo da harikaydı ve ortaya çıkarılan işe bayılmıştım. Projenin senaristi Jeremy Slater’dı ve tahmin edebileceğiniz gibi kendisi büyük bir korku filmi hayranı. Ona sunulan ilk öneri The Exorcist’in yeniden uyarlanması olmuş ve Jeremy de bunun korkunç bir fikir olduğunu söyleyip onlara The Exorcist’in dünyasına sadık kalarak onu genişettiği ve canlandırdığı bu fikri sunmuş. Ben de bu dünyada çok kapsamlı bir karakteri canlandırıyorum ve bundan bir hayli keyif alıyorum.

Dizi, film ile ne tür benzerlikler taşıyor?

The Exorcist hayranlarının da fark edeceği, ve umuyoruz ki seveceği, birçok unsur var diziye taşınan. Örneğin, 70’lerde yaşayan karakterlerden bahsediyoruz ve benim canlandırdığım karakter 41 yıldır şeytan çıkarma işini yapıyor. Bu işe başka bir ülkede başlayıp buraya sonradan geldiği bariz. Chris MacNeil’in filmlerini görmüş olması ve durumdan haberdar olması kuvvetle muhtemel. İlk şeytan çıkarma ayinini 11 yaşında gerçekleştirmiş. (gülüyor)Bunu neden eğlendirici bulduğumu bilmiyorum çünkü aslında oldukça şok edici bir durum. Bu işe oldukça genç başladığını söyleyebiliriz. Soruya dönecek olursak, pilot bölümün yönetmeni Rupert Wyatt idi ve her daim ayakları yere basan, gerçekçi bir iş olmasına özen gösterdi. Bunu orijinal filmde de roman da görebilirsiniz. Üç boyutlu ve tanıdık bir dünya kuruluyor. Umarım dizide de aynı hissiyatı yaratabileceğiz.

En kapsamlı karakter araştırmamdı

Role nasıl hazırlandınız?

Bu işte en çok keyif aldığım şeylerden biri karaktere bürünmek. Ekip de gerçekten uyumluydu. Karakterim için kapsamlı bir geçmiş hazırladım ve bu geçmiş diziye de aktarıldı. Bu, dizilerde çok sık duyabileceğimiz bir şey değil. Özellikle de bu tür büyük yapımlarda.

Bu konuyu inceleyen birçok belgesel izledim ve yine birçok kitap okudum. Hatta bir rahiple uzun bir görüşme yaptık. Çok ilginç bir tecrübeydi çünkü bu konu benim için hep kurgusal bir alandaydı. Sanırım bu konuda yapılmış tüm korku filmlerini izledim ve hemen hemen hepsi onları gerçeklikten uzaklaştıran birçok unsur barındırıyordu. Daha çok araştırdıkça ve bu konuda daha çok okuyup daha çok insanla konuştukça yavaş yavaş bu fikre yaklaşımım değişti. Belki de gerçekten iyi ve kötü güçler vardır, bilemiyorum. Ancak ‘ele geçirilme’ olayları hakkında çok fazla beyan var ve yalnızca ABD’de her yıl yüzlerce şeytan çıkarma ayini gerçekleştirildiğini söylüyorlar. Bu sayı gittikçe artıyormuş.

Katolik Kilisesi’nin bu konuda oldukça sıkı yaptırımları var. Ele geçirildiğini iddia eden kişinin Katolik olmayan kişiler tarafından birçok tıbbi ve psikiyatrik teste tabi tutulması gerekiyor. Ancak tüm bu süreçte problemin kaynağı bulunamazsa bir rahip, piskopostan izin alarak şeytan çıkarma ayinini gerçekleştirebiliyor.

Oldukça katılar. Bahsi geçen olaylar kişinin bilmediği bir dilde konuşabilmesi, yaşının üzerinde bir fiziksel kuvvete sahip olması ya da sahip olmaması gereken bir özelliğe sahip olması ve rahipler hakkında bilmemesi gereken şeyleri bilmesi olunca insan bir an duraksıyor. Belki hepsi yalan söylüyordur, belki de içlerinde gerçeklik payı vardır. Bilemiyorum. İşte bu tür bir araştırma yaptım. Geceleri beni uyanık tuttuğunu söyleyebilirim. (gülüyor)

Dengesiz insanlardan korkuyorum

İzleyicilerin bu sezondan beklentisi ne olmalı?

5. bölüm sonrası işler gerçekten karışıyor. (gülüyor) O kadar karışıyor ki “Acaba bunu televizyonda gösterebilir miyiz?” diye soruyorum. Sınırların zorlandığı kesin. Bu diziyi özel yapan unsurlardan biri de sinematografisi. Olağanüstü. Alex Disenhof inanılmaz yetenekli bir genç adam. Yalnızca 30 yaşında ve şovun sıra dışı olmasında büyük katkısı var.

Diziyi üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?

Psikolojik korku hikayesi.

Siz nelerden korkarsınız?

Aklen dengesiz insanlar beni korkutuyor. Şiddete eğimli olanlar ve onların daha uç türevleri. Tahmin edilemez oluşlarını oldukça korkutucu buluyorum.

Set tam tersi komiklikte

Doğaüstü olaylara inanır mısınız?

Doğaüstü olaylar… Emin değilim. Bu işe başladığım zaman bunlara inanmıyordum çünkü birçok korku filmi izlemiştim ve tüm bunların hayali bir düzlemde geçtiğini düşünüyordum. Ancak insanlarla konuştukça ve konu hakkında daha çok şey izleyip bir ton şey okuyunca bir nevi 2, 3 haftalık bir ‘Şeytan Çıkarma’ya Giriş’ dersi almış gibi oldum. Ve Chicago’da tüyler ürpertici bir otelde yatağımda uzanırken kulağıma gelen gıcırtılar düşüncelerimi ciddi anlamda sorgulamama sebep oldu. (gülüyor) Bu tür şeylere inanmıyorum ancak bir oyuncu olarak bir konu üzerinde çalışırken işlerin gerçek olma ihtimaline kendini açman gerekiyor. Bu durum bir polisi, bir avukatı ya da şeytan çıkaran bir rahibi canlandırırken de geçerli. Kendini o dünyaya açıyorsun ki içinde o olasılığı taşıyan kısmınla o karakterleri canlandırabilir.

Siz ya da ekip arkadaşlarınız, seti daha keyifli kılmak için neler yapıyorsunuz?

Harika zaman geçiriyoruz. İşe gitmek her zaman için büyük bir keyif çünkü yetenekli birçok aktör ve aktrisin yanı sıra inanılmaz bir ekip ve bir o kadar inanılmaz yazarlarla da buluşuyorsunuz. Ayrıca dizinin içeriğine rağmen hiçbir korkutucu yanı ya da tuhaflığı da yok. Dizide kullanılan unsurlar o kadar karanlık ki uygun ruh haline rahatlıkla geçebiliyorsunuz. Ekip ve içerik bir madalyonun iki farklı yüzü gibi. Ve çekimler oldukça esprili geçiyor.