"Estağfurullah, o sizin kendi seksiliğiniz..."
Ekranların aranan yüzü olmayı başaran Metin Akgülder lisede başlayan müzik yolculuğunu,karantina günlerini ve yeni şarkısını anlattı.
Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuşan Metin Akgülder'in açıklamalarının bir kısmı...
Koç Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okurken Shakespeare üzerine bir ders veren Yıldız Kenter’le tanıştı. Tanışmakla kalmadı, usta oyuncunun asistanı da oldu ve böylelikle hayatı değişti. Seçtiği oyunculuk yolculuğunda kendini dizilerle kısıtlamadı. Tiyatro sahnesinde olmayı da, senaryo yazmayı da, müzik yapmayı da sevdiğini fark etti. Bu alanlarda üretmeye hiç ara vermedi. Bu aralar öne çıkan müzik... Journers isimli grubuyla yeni çıkardığı şarkısı ‘Bırak Aksın’a mutlaka kulak verin.
* Ekşi Sözlük’te hakkınızdaki yorumlara baktım. Birçok kişi sizi çok beğendiğinden bahsetmiş. Bu kadar arzulanan bir erkek olmak nasıl bir şey?
Teşekkür ederim, “Estağfurullah, o sizin kendi seksiliğiniz” demek istiyorum.
* ‘Yakışıklı oyuncu’ olarak anılmak ne kadar umurunuzda?
Hiç değil desem de inanmayacaksın. Kendime iyi bakmamı sağlayacak kadar umrumda diyeyim. Ben oyuncu olmadan önce de kendimi hiç yakışıklı olarak görmedim. Çok sosyal bir insan olmadığımdan benim için çok önemli bir durum da değildi.
* Son dönemde birçok oyuncu müzik yapıyor. Siz de ‘Journers’ isimli bir müzik grubu kurarak ‘oyuncu-şarkıcılar’ kervanına mı katıldınız?
Şu günlerde pek bir şeyin kervanı kalmadı ama olsa da zaten tüccarlıktan pek anlamam, beni kervanda dolandırırlar. Şaka bir yana, lise grubumuzun bas gitaristiydim. Yıllar içinde hepimiz farklı yollar seçtik. Ben spor kazaları sonucu elimi birkaç kez kırınca bas gitarla arama mesafe girdi. Zamanla şarkılara vokalist olarak katılmaya başladım.
* Bu grubunuz nasıl doğdu?
Burak Yeşildurak -biz kendisine ‘Yeşil’ deriz- müziğe ruhundan bağlı insanlardan. Uzun süredir buluşup şarkılar yapıyorduk. İçimize sinenleri paylaşmaya karar verdik.
* ‘Journers’ın anlamı ne?
‘Yoldaşlar’ın bir versiyonu. Şimdilik üç ‘journer’dan oluşuyor grubumuz; Yeşil, ben ve Mehmet Can Erdek.
* İlk şarkınız ‘Döngüm’, ardından ‘Bırak Aksın’ geldi. Nedir bu şarkıların hikâyeleri?
‘Döngüm’, Yeşil’le hayatımızdaki belirli zorluklara karşı çaresiz kaldığımız zamanlarda bize nefes olan bir şarkı. Bir araya gelip sürekli ‘Döngüm’ üzerine çalışıp sabaha kadar dertlerimizi unutuyorduk. ‘Bırak Aksın’sa aslında ‘Yeşil’in solo çalışması, ben daha çok yorumlarımla uzaktan katkı verebildim.
Salgınla değerler değişmeye başladı
* Salgın günleriniz nasıl geçiyor?
Salgınla birlikte değerlerimiz değişmeye başladı. Gerçek olacağına inanamadığımız şeyleri normal görmeye başladık. Açıkçası, olanları midemde bir yanmayla izliyorum. Heyecan mı, açlık mı, korku mu tam emin olamadığım bir tür yanma...
* Evde neler yapıyorsunuz?
Bu derecede temizlik yapabildiğimi bilmiyordum, yemek pişirme konusunda epey ilerledim.
* Bir röportajınızda, “Kadın cinsiyetine hayranım” demişsiniz... Nedir hayranlık duyduğunuz şeyler?
Sadece kadına ya da erkeğe değil, insana olan hayranlığımı bir süreliğine rafa kaldırdım.
* Neden?
Hayran olduğumuz şeyleri daha çok tanımamız gerek. Son yıllarda hızla değişen ve kutuplaşan, cinsiyetler üzerinden yapılan birçok söylemin problematik ve popülist olduğunu düşünüyorum.
* Aşkın sizdeki tanımı ne?
Aşk kelimesini fonetik olarak sevmem. Bu kelimeyle bağ kuramıyorum, bendeki tanımı daha farklı. Aşkla anlatılmak istenen şeye dair bir fikrim var ama burada birkaç cümleyle açıklamam mümkün değil. Belki müzikle yaparım veya sahnede temsil etmeye çalışırım.
