'Esma ne kullanıyorsa...'

Hürriyet yazarı Kanat Akkaya, Suriye first leydisi Esma Esad'ın dün dünya basınına oturan üzerinde 'Benim güzel ülkem' yazılı tişörtüyle tenis oynayan görüntüsünü kaleme aldı...

İşte o yazı!

ESMA Esad’ın her zamanki “Paris-Match estetiğinin vücut bulmuş haliyle” çıplak ayak, bi blucin, bi tişört, ziyadesiyle “moderen” şekilde görüntülenmesi doğal olarak ilgi çekti.

Üstündeki tişörtte “Benim güzel ülkem” yazıyordu.
Ya ne yazacaktı?
“Benim binlerce vatandaşını katleden tatlişko kocam” olmaz.
“Benim yıllardır sistematik işkence uygulayan, adam kaybeden, gırtlak kesen istihbarat servisim” fazla gerçekçi olur.
“Benim gitti gider diktatörlüğüm” umutsuz kaçar.

Tişörtlü fotoğraf “Ya ne yapacaktı kadın?” ve “Yüzsüzlükte yeni bir zirve” şeklinde özetlenebilecek iki ana hatta yığmışa benziyor yorumları.
Suriye’nin Esma Esad’ı bir “halkla ilişkiler” malzemesi olarak kullanması yeni hadise sayılmaz.
Daha önce aracılar kullanarak “pozitif imaj yüklemesi” amacıyla operasyonlar yapıldığı (Bakınız: Apar topar yok edilen 2011 Vogue röportajı) biliniyor.

Esma Esad, babadan oğula ezim ezim halk ezen tipik Arap diktatörlük sistemine monte edilene kadar farklı bir hayat yaşıyordu.
“Suriye eliti” olarak adlandırılabilecek bir ailenin Londra’da doğan, eğitim gören kızıydı.
Okulda “Emma” dermiş arkadaşları, o derece uyumlu bir İngiliz olarak yetişmiş.
Bildiğim kadarıyla üniversitede bilgisayar ve Fransız edebiyatı okumuş.
Herhalde ekonomiden de iyi anlıyor ki “wiki biyografisi”ne göre iş hayatına atıldığında Deutsche Bank ve J. P. Morgan’da çalışmış.
Alımlı, modern, iyi eğitimli...
Pardon yani, 2000’de Esad’la o evlenmeyecekti de Lady Gaga mı evlenecekti?



Göreve geldikten sonra (“First Lady olmak da vatani görevdir, sulandırmayınız rica ederim!”) kanatları da çıktı, melek oldu.
Dünya basını ülkesinde neredeyse su içmekten öte hakka sahip olmayan kadınların sorunlarıyla ilgilenecek bu nur yüzlü, Dior kesimli yıldıza övgüyü kamyonla, TIR’la yığdı.
Türkiye’deki basın için de harikulade bir modeldi doğrusu.
Hem bir diktatör eşi olup hem şık kalmak mümkündü işte, daha ne olsun?

Hama’dan, Humus’tan, Halep’ten, Suriye’nin dört bir yanından katliam haberleri gelirken, oluk oluk kan akarken diktatör eşiyle paralel bir evrende yaşadıklarını İngiliz Guardian gazetesi ortaya çıkarmıştı.
“Esma’nın güzel ülkesi” cinnetin eşiğinde salınırken, hanımefendinin eşi için, kendisi için, saray dekorasyonu için internet üzerinde alışveriş yaptığını öğrenmiştik Guardian sayesinde.
Hanımefendi “fodü” seti bakıyordu.
Hanımefendi Paris’ten şamdan ısmarlıyordu.
Hanımefendi eşi için “lüks zırh” bakıyordu.
Diktatör eşinin dostlarına “komik videolar”, kendisine Blake Shelton’dan (country şarkıcısıdır) mahmuzlu romantik şarkılar yolladığı sırada “Sarı altın elmaslı turkuaz, kırmızı akik, siyah damarlı akik ve beyaz altın elmaslı mor yakut olsun” diye not düşerek mücevher siparişi veriyordu.

Esma Esad üzerinde “Benim güzel ülkem” yazılı tişörtle korta çıkmış.
“Esma Hanım ne kullanıyorsa” hepimizin ihtiyacı vardır, biz de ondan kullanalım.
Hem Suriye’de, hem memlekette...