'Erkeklerin hepsi aldatıyor!'
Samimi açıklamalarda bulundu
Pelin Körmükçü, 6 Nisan’da yeniden nikah masasına oturmaya hazırlanıyor. Seninle’ye verdiği röportajda “Doğru adamı buldum” diyen oyuncu, bu mutluluğa rağmen erkeklerle ilgili olumsuz öngörülerinden de vazgeçmiş değil:
“Hayvanlar aleminde bile erkek aldatıyor. Dünyanın kuralı! bu Erkek aldatır. Kadın da bunu her zaman sezer.”
Uzun süre her şeyden elinizi eteğinizi çektiniz. Neler yaptınız bu süreçte?
-Kızımı büyüttüm. Bir süre uzak kaldım her şeyden. Dizileri bıraktım, çünkü dizi temposu çok ağır. Selin dünyaya geldikten sonra anneliği yaşamak, keyfini çıkarmak istedim.
“Çocuk da yaparım kariyer de” diyenlerden değilsiniz yani?
Etrafımdan çok görüyorum; çocuklar annelerinin tam kokularına, tenlerine dokunmaya ihtiyacı oldukları dönemde ya anneanneye ya da bakıcıya bırakılıyor. Ben bunu istemedim.
Anne olduktan sonra iş yaşamınızda değişiklikler olmuş, ya duygularınızda?
Ben hayatımı Selin’den önce, Selin’den sonra olmak üzere ikiye ayırıyorum artık. Kızımı kucağıma aldıktan sonra “Keşke daha önce olsaydı, meğer ne kadar geç kalmışım” dedim. Meğer çocuk büyük bir aşkmış. Kızım 5 yaşında şimdi. Ben de yeni yeni “Umutsuz Ev Kadınları”yla ekranlara dönüyorum.
İkinci çocuğu düşünüyor musunuz?
Daha genç olsaydım çok isterdim, ama biraz zor artık. Taşımak, doğurmak değil, sonrası zor. 6 Nisan’da ikinci evliliğimi yapacağısm, onun da ilk eşinden bir çocuğu var. Yani tam bir aile oluyoruz. Allah onlara uzun ömür versin.
KADINLIĞIMDAN DAHA EMİNİM ARTIK
Gelin olmaya az kaldı. Heyecan var mı?
Olmaz mı? Heyecanlıyım ama daha da önemlisi mutluyum.
Eşiniz ayaklarınızı yerden kesmiş anlaşılan...
Benim başımdan ayrılıkla sonuçlanan bir evlilik geçti ama dönüp geriye bakmam. Ufak bir kıyaslama yaptığınızda kaybınızla kazancınızı anlıyorsunuz. Benim kazancım fazla şu an...
Bunu biraz daha açsak...
Yaşımla, olgunluğumla, hayat tecrübemle birçok şeyi daha farklı görüyorum artık. “Doğru zaman, doğru yer, doğru insan” sözü aslında şimdi yerini buluyor. Çünkü artık yaşımdan, kendimden, kadınlığımdan daha eminim.
Ama bunun sonu yok ki!
Beş sene sonra daha da oturmuş olacağım. Artık “Acaba mı?” diye tereddüt kalmıyor. Aldığınız kararları daha da olgunlaştığınız da sorgulamazsınız. Bunun acabası yok. O yüzden çok mutluyum. Bir kızım var, sevdiğim biriyle evleniyorum. Onun kızı, ben, kızım, kocaman bir aile oluyoruz. Bunun kopması çok zor.
İlk evliliğinizi nasıl bitirdiniz?
Boşanmamı yenilgi ya da başarısızlık olarak yorumlamıyorum. Hatta kazanç olarak görüyorum. O evlilikten kazancım da kızım. Ayrıca boşanmasaydım şimdi karşıma çıkan bu değeri bulamayacaktım. Benimki yanlış seçim yapmaktı aslında.
Bunu ne zaman anladınız
Çocuk doğduktan sonra. Çünkü erkekler hamilelikle birlikte değişiyor, ilişkiler de çatırdamaya başlıyor. Kadını mı yoksa çocuğumu kıskanıyorlar bilmem, bir ikilik başlıyor. Siz tempoya ayak uyduramıyorsunuz. Size muhtaç biriyle eşiniz arasında kalıyorsunuz. Bunu algılayabilecek, bu değeri sahiplenebilecek erkek zor olduğu için aldatmalar başlıyor.
BÜTÜN KADINLAR APTAL DEĞİL!
Boşanma olayını kadınlar daha zor atlatıyor genelde. Siz nasıl yaşadınız o süreci?
Hiç de zor atlatmadım. Karşı tarafın hiç yakışık almayan davranışlarıyla karşılaşınca “Bu insanla üzüleceğim” diyor, kendinizi yıpratmıyorsunuz. Tam tersi, zamanınızı boşa harcadığınızı düşünüyorsunuz.
Asabi dönemlerim oldu ama yine kendime sinirlenmiştim. “Niye bunu daha önce fark etmedim ya da fark ettiğim an bitirmedim” diye. Hep Polyannacılık oynuyor kadınlar o noktada. Çünkü aileler de var arada. Aslında ilişki buz tutmuş. Bırakın o buz kırılsın. Kısacası, çok güzel giden bir ilişki esnasında şok yaşamış değilim.
Boşanalı 1,5 yıl oldu. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer derler. Oysa siz ikinci bir evliliğe karar verdiniz.
Evlilik düşünmüyordum. Kendi düzenimi kurmuştum. Eşim, kuzenimin çocukluk arkadaşının ağabeyi. Onlar kendi aralarında konuşmuşlar, ikimiz için bir yemek organize etmişler. Orada tanıştık 10 ay önce.
Bu kadar kısa sürede bu kararı almak büyük cesaret olsa gerek.
Her iki tarafın birbirini denk bulması galiba. Büyük konuşmak istemiyorum, her şey insanlar için ama çok güzel giden bir ilişkimiz var. Çok mutluyum. Çok huzurlu bir adam. Bana da huzur veriyor.
Eşinizi ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Yemek masasında onu ilk gördüğümde Mustafa Kemal Atatürk canlandı gözümde. Bir de Paul Newman’a çok benzettim. Ona da hep söylerlermiş. Ancak benim için önemli olan aynı dilden konuşuyor olmamız. Çünkü onunla her şeyden konuşunca, daha önceki eşle hiçbir şey konuşmadığımın farkına vardım. Bu kadar çok şeyi paylaşmıyormuşum meğer.
Dışarıdan bakınca her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor ilişkilerde. Mutlu gözüküp de içi kan ağlayan milyonlarca çift, aldatılan milyonlarca kadın var. Kimse demesin “Benim kocam aldatmaz” diye. Yok öyle bir şey. Dünyadaki bütün erkekler, hayvanlar dahil hep aldatıyor. Doğanın kuralı...
ÇOCUKLARIMIZ OLMASA SANIRIM EVLENMEZDİK
Bütün kadınlar aldatılıyor mu diyorsunuz?
Evet ama bütün kadınlar aptal mı? Hayır. Hangi kadın aldatıldığını anlamıyor ki! Hepsi anlıyor ama kimi güçlü; bitiriyor, kimi güçsüz; bitiremiyor. Kimi bir şeylerin peşinde, hep bir şeylerden dolayı farklı karar alıyor ama hepsi aldatıldığını bir şekilde biliyor. Kadınlar aptal değil ve bu davranışlara da layık değil.
Hâl böyleyken ikinci kez evleniyorsunuz!
Eşimle de bunu oturup konuştuk. Onun da bir kızı var, benim de. Çocuklarımız olmasaydı sanıyorum evlenmezdik. Çocuğum olduğu için benim bundan sonraki hayatımda beraber yaşamak gibi bir durumum olamaz. Kızım bir aile ortamında büyümeli.
EVLİLİK TEKLİFİ VAPURDA GELDİ
Evlilik teklifi nasıl geldi?
İkinci buluşmamızda Heybeliada’da geldi. Vapurla dönüyoruz. Bir anda bana “Hayat yolumun içinde benimle yolculuğa var mısın?” dedi. Kalakaldım öylece. “Tabii ki varım” dedim. Süreç öyle başladı. Şu ana kadar olan hiçbir şeyden, verdiğim hiçbir karardan pişman değilim.