En büyük hedefim ödül almak

Kocamın Ailesi’ dizisinin kadrosuna nasıl dahil oldunuz bahseder misiniz?

“Kalbim Ege’de kaldı” dizisinde oynarken menajerim Tümay Özokur, Banu Akdeniz’in benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de repo günümde kendisiyle görüşmeye gittim. Deneme çekimi yaptık, karşılıklı anlaştık ve diziye dahil oldum.

Miray karakteri sizce nasıl bir karakter, benzeşen taraflarınız var mı?

Şu anda çok benzer yönümüzün olduğunu söyleyemem, ama lisedeyken bir ara evet, Miray karakteri gibiydim.

Dizide Ahmet Kayakesen, Buse Arslan, Cansu Dağdelen, Kaan Küçük, Barış Murat Yağcı gibi genç jeneresyonun sevdiği isimler var. Aranızda nasıl bir enerji oluştu? Set ortamından biraz bahseder misiniz?

Biz hem sette ve hem de set dışında çok iyi anlaşan bir ekip olduk. Sette zaten devamlı beraberiz ama onun dışında yemek molalarında dahi set dışında bir yerlere gidip beraber vakit geçiriyoruz. Keyfimiz yerinde… (gülüyor)

Fatih karakterini oynayan Ahmet Kayakesen ile dizide rol gereği aşk yaşıyorsunuz, ilerleyen bölümlerde izleyiciyi ne tür sürprizler bekliyor?

Adı üstünde sürpriz. (gülüyor) Size de bize de sürpriz. Çünkü biz de tam olarak bütün senaryoya henüz hakim değiliz. Bölüm bölüm öğreniyoruz. Ama şu kadarını söyleyebilirim, bu sezon Fatih ve Miray arasındaki ilişki biraz daha farklı olacak!

Eski Beykoz Kundura Fabrikası’nın bulunduğu set alanında çekiliyor dizi, ortam nasıl?

Muhteşem bir platoda çekiyoruz. Zaten bir çok dizi, reklam, klip çekimleri de Beykoz Kundura Fabrikası‘nda çekiliyor artık. Türkiye’nin Universal Studios’u diyebiliriz.

Daha önce Bebek İşi, Kardeş Payı, Kalbim Ege’de Kaldı gibi dizilerde rol aldınız, ‘Kocamın Ailesi’nde sizi en çok çeken ne oldu? Diğer projelerden farkı nedir?

Daha önce hiç canlandırmadığım bir karakter olması beni cezbetti açıkçası. Çünkü kendimden farklı, beni bir oyuncu olarak hem geliştirebilecek hem de farklı yeteneklerimi, özelliklerimi ortaya çıkartabileceğim rolleri tercih etmeyi seviyorum.

Mesleğimle birlikte yaşamak istiyorum

Oyunculuğa ilk başlangıcınız nasıl oldu?

12 yaşındayken okulun tiyatro grubuna katılmıştım. Çeşitli kültür merkezlerinde sahneye çıktım ve her oyun sonrası aldığım o alkışlar bana benim mesleğim oyunculuk olmalı dedirtti. O zaman Türkiye’de ki tek cast ajansı olan Tümay Özokur’un kapısını çaldım. Kendisi bana inandı güvendi ve yıllardır beraber çalışıyoruz.

Oyunculukta hedefleriniz nelerdir, kendinize örnek aldığınız ustalar var mı?

En büyük hedefim ödül almak. Yaptığınız işin insanlar tarafından takdir edilip ödüle layık görülmesi çok büyük bir mutluluk olsa gerek. Ve ben kendini mesleğine adamış bir oyuncu olarak o mutluluğu yaşamak istiyorum.

Ünlü sunucu Çiğdem Tunç’un yeğeni olmak nasıl? Işıltılı hayatlar konusunda sahne deneyimlerini paylaşıyor mu sizinle?

Maalesef çok sık bir araya gelemiyoruz açıkçası... Yeğeni olmamdan öte, esasında kendisi küçüklüğümden beri diksiyonuna hayran olduğum bir oyuncu ve sunucudur. Kendisi ile bir oyuncu olarak aynı mesleği paylaşıyor olmak çok güzel bir his tabii ki.

Sinema mı önceliğiniz dizi mi? Beyazperde de ne tür bir rolü oynamak istersiniz en çok?

Sinema ya da dizi diye ayırt etmiyorum. Beni heyecanlandıran, oyunculuğuma farklı bir tat katacak her rolü seve seve canlandırırım.

Size göre ‘aşk’ nedir?

Önce küçük bir çocuk hayal edin. Ve yazdıklarımı gözünüzde sırasıyla canlandırın. Çocuğun, annesinin onu parka götürürken ki heyecanını... Saatlerce parkta oynamasına rağmen parka yeni gelmiş gibi biraz daha biraz daha demesini...

Balonu uçmasın diye balonu bileğine bağlamasını... Dondurması yere düştüğünde bir anda neredeyse tüm dünyasının yıkılmasını. Artık o küçük çocuğun yaşında değilseniz ve buna rağmen birisini gördüğünüzde bu şekilde heyecanlanıyorsanız, geçirdiğiniz zaman ne kadar uzun olursa olsun size yetmiyorsa, onu kaybetmekten korkuyorsanız ve ilişkinizdeki en ufak bir tartışma dahi size dünyanın sonu gibi geliyorsa... Bana göre aşk budur.

Hayalleriniz var mı?

Ben her zaman gerçekleşmesi mümkün hayaller kurdum. Hatta belki bir çoğunu gerçekleştirmiş olmamın sebebi de budur. Çünkü bir kez hayaliniz kırılırsa belki bir daha denemeye cesaretiniz olmayabilir.