Eliz Sakuçoğlu: Erkeğime çok iyi bir kadın olurum!
Eliz Sakuçoğlu, aşkları, ayrılıkları ve özel hayatıyla ilgili bilinmeyenleri samimi bir şekilde açıkladı. İşte Eliz Sakuçoğlu'nun çok konuşulacak röportajı...
Eliz Sakuçoğlu, Posta Gazetesi'nden Canan Danyıldız'a çok ses getirecek bir röportaj verdi İşte röportajın tamamı;
Eliz Sakuçoğlu 33 yaşında. Onu Murat Boz’un sevgilisi olarak tanıdık. Stili, havası ve seksi pozlarıyla da gündemimizden düşürmedik. İlişkilere de farklı bakıyor, “Aldatmayı da affederim. Ayrıldığım erkeklerle iş bile yaparım” diyor.
Kendiyle barışık bir kadın var karşımda...
Mutlu olabilmenin en önemli şartı, insanın kendiyle barışık olması. İnsanların en büyük sorunu bu. Ben bu kafalara 30’umda geldim. Kırılma noktamdı. Eliz kimdir, ne sever, ne ister? Bunlara kafa yormaya başladım.
Bir olay mı yaşamıştınız?
Allah’la çok konuşurum. Bir yol ayrımındaydım, bir işaret istedim. O işaret ertesi gün geldi. Böylece kararımı verdim, yönümü çizdim.
Stil danışmanı, menajer, oyuncu... Hangisi Eliz?
33 yaşındayım ama tam ‘şuyum’ diyemiyorum. Allah vergisi farklı bir enerjiye sahibim. Bu halim karşı tarafa bazen şifalandırıcı, bazen bir ışık bazen de sadece mutluluk verecek bir his olarak geçiyor. Hiçbir zaman kamera önünde olmak istemedim, buna rağmen farkedildim.
ÖN YARGILARIM YOK
Seksi, güzel fotoğraflarınız da var...
Neye ve kime göre seksi? Bu biraz da bakış açısıyla alakalı. Bedenlerimizi güzel bulmuyor veya kınıyor olmak üzücü olurdu. Bir dönem çok kilo almış, spor yaparak eski vücuduna kavuşmuş bir kadınım. Bana gelen yorumları okuduğumda bu durumun diğer kadınlara büyük motivasyon olduğunu görüyorum. Bu da beni mutlu ediyor.
Evet, bir mantığı varmış paylaşımların!
Kaldı ki yaz... Nasıl şeyler paylaşacaktım? Ayrıca çoğumuz maalesef hazımsızız. Olmak istediğimiz ama olamadığımız şeyi eleştirmeye bayılıyoruz. Ben kimseye öyle bakmıyorum. Ön yargılarım yok, fesat bakmam.
“Hayat sana güzel, tabii öyle bakarsın” diyecekler...
Hayat her zaman bana güzel değil ki. Ben de sorunlar yaşıyorum, zorlanıyorum. Olumsuz olayları karşılama biçimim başka sadece.
Yeni projeler var mı?
Dolap.com çok iyi gidiyor. Orada bana ait kıyafetleri satıyorum. Ayrıca ilk kez söyleyeyim, bir moda programı yapacağım.
AYRILIK DA AŞKA DAİRDİR
Sizi Murat Boz ile olan ilişkinizle tanıdık. Böyle anılmaktan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Öyle tanındım, doğru. Murat bu ülkenin en başarılı sanatçılarından biri. 8 buçuk yılım onunla geçmiş. Neden kızayım? İstesem de o kadar yılı silebilir miyim?
Murat Boz’la ayrılığınız sonrası da kimse unutmadı sizi...
Sonra Eliz olarak bağımsız ilerleyebildim. Bu kızılacak bir şey değil. Murat sizin beni tanımanıza vesile oldu, o kadar.
Sonra Beran Benan ile ilişkiniz oldu, evlenmenizi bekliyorduk...
Evet, iki yıl birlikteydik. Ama kısmet olmadı. Ne yapmam lazımdı? Aylarca ağlamam, kendimi üzmem mi gerekiyordu? Demek ki hayırlısı değilmiş, böyle bakıyorum meseleye.
Biten her iki ilişkiniz için de soruyorum; dost kalabiliyor musunuz?
Ben öyle ayrıldım. Beni ne zaman isterlerse arayabilirler. Hayatıma bir şekilde girmiş erkeklere kapımı kapamam. Keşkelerim, pişmanlıklarım yok. Onlara kapım açık.
Gerekirse bir araya gelip iş yapar mısınız?
Evet, gelirim, her şeyi yaparım. Bu insanlarla ilgili pişmanlığım, kinim yok. Nötrüm, o yüzden rahatım. Sokakta görsem selam veririm. Altında bir şey aramak yersiz.
Aşk acısı çeker misiniz, ayrılığa tepkiniz nasıl olur?
Ayrılık da aşka dairdir. Ama gelmeleri gibi gitmelerinin de bir nedeni var. Bizdeki en büyük sorun beklentiye girmemiz. Ben bunu asla yapmıyorum.
ALDATMAYI VE HER ŞEYİ AFFEDERİM
Neyi affetmezsiniz?
Affedemeyeceğim hiçbir şey yok. Buna aldatma da dahil. Aldatmanın yalandan farkı yok ki! Her şeyi yaşayabiliriz bu hayatta. Ayrıca ben kimim ki affetme kararını veriyorum?
Törpülemek istediğiniz bir yanınız var mı?
Başak burcuyum. O mükemmeliyetçi yanım var ya, onu!
PAHALIYI DEĞİL YAKIŞANI ALIRIM
Stil danışmanlığı ve menajerliğe devam mı? Stilinizi çok beğeniyorlar...
Kimseye artık danışmanlık vermiyorum, menajerlik de yapmıyorum. Aslında modaya uyan biri değilim, kendime has tarzım var; belki insanlar onu beğeniyor. Pahalı kıyafetler almaktan ziyade bana yakışanı alıyorum. Marka takıntım yoktur.
Almanya’da büyümüşsünüz, bunun da etkisi var mı?
Var. ‘Alman ekolü’, ‘Alman ahlakı’ denen şey bana çok etki etmiş. Kelimelerimi bile özenle seçerim. Düşüncelerime dikkat ederim, çünkü her düşüncemizle kendimizi yarattığımıza inanırım. Kendime çok dürüstüm. Kendi gerçekliğimin yaratıcısı oldum.
Çocukluğunuz nasıldı?
Annem de Almanya’da büyümüş. Antakya’ya gelin geliyor. 6 yaşına geldiğimde Almanya’ya taşındık. Annem ve babam iki yıl sonra boşandılar. İki kardeşiz, ben ve Duygu.
Siz babayla kalmışsınız.
Annemi uzun yıllar yargıladım. Sonra anladım ki birbirleri için yaratılmış insanlar değillermiş. Artık “Çok şükür” diyorum, annem iyi ki ayrılma kararı almış ve arkasında durmuş.
Annenizle barıştınız mı?
Tabii. Ama 18’ime kadar bu yargı süreci sürdü. Bugün, “İyi ki annemsin” diyorum. En önemli rol modelim o. Özgür ruhum, halim daha çok anneme benziyor.
Ya kardeşiniz Duygu?
Aramızda 2,5 yaş var. En yakın arkadaşım, benim aynam, akıl hocam. Her şeyi ona danışırım, iyi ya da kötü her eleştiriyi yapar. Babam ikinci evliliğini yaptığında çok zorlandık ama birbirimizin en büyük destekçisiydik. Psikolojimiz asla bozulmadı.
Bir gün ünlü olup bu kadar beğenileceğinizi düşünüyor muydunuz?
Bugüne kadar aklıma ne koyduysam oldu. Küçükken Tarkan’a ölüyordum. Kuzenlerime, “Bir gün Tarkan’la tanışacağım” dedim ve oldu. Defalarca onunla bir araya geldik.
KARŞI TARAF BENİM YANIMDA YETERİNCE ERKEK OLAMIYOR
Hayatınıza giren erkekler sizde ne buluyor?
Çok net bir kadınım. Kendim gibi olduğum için sevebiliyor olabilirler. Birlikte olduğum erkeklere sahipleriymiş gibi davranmıyorum. Hayatlarına dahil oluyorum.
“Geyşa gibi bir kadınım” demişsiniz...
Evet, kadınlığımı çok iyi biliyorum. Erkeğime çok iyi bir kadın olacağıma inanıyorum. Her anlamda... Uyum sağlarım, kıskançlık krizlerim yoktur, özgür bırakırım. Bu yüzden uzun süren ilişkiler yaşıyorum. Kısa süreli şeyler bana göre değil.
Ya dostluk?
Hayatlarına girdiğim erkeklerle çok yakın dost oluyorum. Hiçbir zaman hiçbir ilişkimde prenses ya da yanlarında taşıdıkları çanta olmuyorum.
İlişkide illa ki bir beklentiniz vardır...
Beklentim: Tutku ve aşk! Bunlar olmazsa olmazlarım. Bu duyguları üst seviyede yaşadığım için karşı taraftan da aynısını bekliyorum. Buna uyum sağlayabilenler giriyor hayatıma. Başka türlüsü olmaz.
Arıza nasıl çıkıyor peki ilişkilerinizde?
Fazla net olmam ve kendimle barışık olmam karşımdaki erkeği rahatsız edebiliyor. Bir anda ben çok güçlü bir kadın gibi görünüyorum. Karşı taraf benim yanımda yeterince erkek olamıyor gibi hissediyor.
Nasıl yani?
Karşımdaki erkeğe kredi kartı gibi bakmıyorum. Mevcut düzende erkeklerin yaptığı şeyleri bana yapması gerekmiyor. Beni bir tek aşkla tutkuyla tutabilirsin. Erkeğine bağımlı bir kadın değilim.
İlişkilere biraz erkek kafasında bakıyor gibisiniz...
(Gülüyoruz) Doğru! Ama beni babam büyüttü, yani bir erkek enerjisiyle büyüdüm. Öyle bakmam çok doğal.
Tavlayan kadın mısınız, yoksa tavlanan mı?
İkisi de olabilirim. İlk görüşte birini beğendiysem ve beni görmüyorsa tavlayan olabilirim. Tavlanırım da...
Hayatınızda biri var mı?
Yok ama kendimi aşka asla kapatmam, en güzel yaşımdayım.
Ya evlilik ve çocuk?
Olmasını istiyorum ama asla mantık evliliği yapmam. İsmi var diye biriyle birlikte olmam. O stratejilerin kadını değilim! Evlenmek deyince imzayı kast etmiyorum. Sadece beyaz gelinlik giymek isterim. Karşımdaki erkeğin söz vermesi yeterli. Çocuk da... Yaşım geçene kadar olmazsa, evlat edinmek isterim.