Eğlenmeye hazır mısınız?
Son dönem yeni çıkan albümlerde ortak bir durum var; bol hüzünlü şarkı sözlerine sahip olmaları. Sanki eğlenmeyi unutmuşuz gibi... İşte bu klişeyi kıran şarkıları ile yenilikten kaçınmayan H.İ.S (Haşere İlaçlama Servisi) yeni albümü ‘Çakıldık’ raflardaki yerini aldı. Vokalde Emre Mimaroğlu, bas gitarda Batuhan Akkaya, davulda Serdar Nigiz’in olduğu grup ile yola yeni çıkmış bir grubun yaşadığı zorlukları konuştuk. Biraz gülmeye ihtiyacınız varsa bu albüm size iyi gelecektir.
HİS’in yola çıkma hikayesi nedir?
Batu: Albümün de ismini taşıyan “Çakıldık” parçası tam da bu hikayeyi anlatıyor. Serdar ve Emre çocukluk arkadaşı, müzik yapmak istiyorlar ve beraber yola çıkıyor. Doksanların derya denizinde hem Türkiye hemde yurt dışı piyasasında çıkan albümleri dinleyip bir müzik grubunun parçası olma hayali dışında bir şey düşünmüyorlar. Sonra “Ses Apartmanı.” Kadıköy’de 5-6 grubun ortak kullandığı bir stüdyo... Benimle de orada tanışıyorlar ve beraber çalmaya başlıyoruz.
Emre: Batu ile yollarımız kesiştiğinde işleri hızlandırmaya karar verdik.
Yeni nesil gruplarda genelde sözler iyi, müzik ise ikinci planda.
HİS olarak tam tersi bir durum söz konusu. Sizin şarkılarda müzik ve sözler dengeli bir şekilde harmanlanmış. Bu dengeyi yakalamanızı sağlayan ne oldu?
Emre: “İndie” müzik olduğu iddia edilen müzikal zenginlikten mahrum, monolog bir tavrın moda olduğunu düşünüyoruz. Bu arada “indie” iyi yapıldığında iyidir. İyi yazılmış sözlere her zaman saygı duyuyoruz, yine de müzikal zenginlik bizim için önemli. Bu albümü kaydederken önce bizim içimize sinmiş olması gerekiyordu ve prodüksiyon sürecinde buna dikkat ettik.
Batuhan: Aynı zamanda enstrümanlarımızı çok seviyoruz, haliyle onları duymak istiyoruz. Hem vokal, hem de enstrümanların dengede olduğu iyi duyumun peşindeyiz. Sadece saatlerce ton ayarlayarak geçirdiğimiz provalar var.
Hakan Özoğuz ile çalışmak şanstı
Prodüktörün Athena’dan Hakan Özoğuz olması albüme nasıl bir avantaj kattı?
Emre: Biz Athena albümleriyle büyüdük, bizi bu kadar etkileyen başka bir müzik grubu yoktu Türkiye’de. Prodüktörün Hakan Özoğuz olması bizim için büyük bir şanstı. Aranjör kimliği de çok kuvvetli bir isim ve bizim tarzımızı Türkiye’de daha iyi bilen ve aynı zamanda icra eden başka bir isim yok. Kendisine has tarza ve üsluba sahip çok özel bir müzik adamı. Bu süreçte bize katlandığını da düşünürsek eğer son derece sabırlı diyebiliriz.
Batu: Sahnede star, evde besteci, stüdyoda prodüktör, tecrübe, her yetenek bir arada daha ne olsun. Kaydettiğimiz her şeyi ona dinlettik ve hepsinde parçayı yükseltecek bir dokunuş yaptı.
Serdar: Aklımızdaki tarzdan uzaklaşmadan, bu tarz için yaptığımız işlerden ödün vermeden gerçekleştirdiğimiz bir prodüksiyon süreci yaşadık ve bunu ona borçluyuz.
HİS’in müziğini tam olarak nasıl tanımlıyorsunuz?
Serdar: Yaptığımız müzik dönem ve içeriği gereğince Third Wave Ska olarak adlandırılabilir. Bu tarz adı altında punk, hardcore, funk, alternatif gibi müzik türlerinin ska ile tanışması söz konusu.
Emre: H.İ.S. aslında bir “3rdwave” grubu, “ska” müziği başka birçok tarzla harmanlıyoruz ve geniş bir perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla “punk” öğeleri bol bol kullanıyoruz.
Son dönemde şehirde neler size ilham verdi?
Emre: Biz Kadıköylü bir grubuz. Şarkıları hazırlarken bu sokaktan, yaşadığımız olaylardan ve ikili ilişkilerden etkileniyoruz.
Serdar: Şehrin genelde kış ve sonbahar dönemleri etkileyici geliyor.
Sahnede olmayı seviyoruz
Sizin çalmaktan en zevk aldığınız şarkılar neler?
Emre: Çakıldık, Elimde Değil, Deli Melek, Uyandır Beni...
Serdar: Albüm bizim için genel olarak geçirdiğimiz tüm süreçleri gösteriyor. Konsept olsun diye bir uğraşımız olmadı. Bir bütünü temsil ediyor. Benim için öne çıkan Elimde Değil, Deli Melek, Çakıldık.
Batu: Elimde Değil ve Güle Güle hem çalarken, hem de dinlerken sevdiğim şarkılar.
Canlı çalarken şarkılara nasıl farklılıklar getiriyorsunuz?
Emre: Uzun süredir beraber çalan aktif bir grup olmamızın en büyük avantajı sahnede bestenin kendi trafiği içindeyken anlık emprovizasyonlara adapte olabiliyor olmamız.
Batu: Sanki canlı bu işi daha iyi yapıyoruz. En temel fark bu herhalde.
Serdar: Sahnede olmayı seviyoruz. Her hafta düzenli olarak çalan bir grubuz. Yaptığımız şarkıları sahnede insanlara karşı icra etmek çok güzel. Parçaların orijinallerine sadık kalarak, ancak yer yer intro’lar ekleyerek güzel bir sound dahilinde sahnede çalma gayretindeyiz.
Son dönemde sizlerin yeni keşif gruplarınız neler oldu?
Serdar: Şu sıra yeni keşfettiğim bir şey yok. Ama ana akım olarak Foo Fighters’ı özellikle takip ediyoruz. Tüm kayıt süreçleri konserleri ve yeni işlerini takip halindeyiz.
Emre: Bring me the Horizon’ın “Sempiternal” albümünü 3 sene gecikmeyle gerçek anlamda irdeleme fırsatını buldum.
Batu: Kadife sesli genç Avrupalılar; Douglas Dare, The Staves, Samaris… Alman rapi; Eko Fresh, Sido, Kool. Neden bu kadar geç keşvettim kendime kızıyorum.
İyi müzik yapmak zor iş
Türkçe sözlü ska punk şarkılar yapmak sanıldığından daha mı zor?
Emre: Bana göre kafandaki müziğe uygun söz yazmanın zorluğu tarzla çok alakalı değil. Aranje içime sindiyse ona en uygun sözü yazmak için doğru hissiyatın peşine düştüğüm zaman her şey olması gerektiği gibi sonuçlanıyor.
Serdar: Hangi tarz olursa olsun iyi müzik yapmak zor iş.
Yola yeni çıkmış bir müzik gruplarının karşılaştığı en büyük zorluk nedir?
Emre: Müzik grubu olmak başlı başına zor bir şey, en eğlenceli kısmı ‘hadi grup kuralım’ dediğiniz ve o heyecanı yaşadığınız an. Sonrasında ise karşınıza çıkıp demoralize olabileceğiniz çok unsur var. Önemli olan ne olursa olsun, iyi müzik yapmak için devam etmek.
Batu: Bence en zoru tarzlarını ve duruşlarını oturtmaları. Sonra bu yolda ayrılıklar yaşamadan, devam edecek gücü bulmaları.