Ebru Şancı: Üç-beş gecelik aldatma için...
Türkiye'nin en güzel modellerinden olan Ebru Şancı, gündemi sarsacak çok samimi açıklamalarda bulundu. Şancı, 'Üç-Beş gecelik aldatma için kocamı kapının önüne koymam.' dedi.
Posta Gazetesi'nden Canan Danyıldız'a röportaj veren Ebru Şancı, kendisi hakkında bilinmeyenleri anlattı. Şancı, ' Eşim beni olduğu gibi kabul etti, yoksa evlenemezdik. İsmimi Google’a yazınca önce seksi pozlarım ve haberlerim çıkıyor. Bu ilişkiye 10-0 geride başladım. Sonra eşime ve ailesine ‘Aslında o kız’ olmadığımı kanıtlama aşaması başladı.' dedi.
İşte Ebru Şancı'nın Canan Danyıldız'a verdiği o röportaj;
33 yaşındaki manken Ebru Şancı, 2015’te kendinden 10 yaş küçük futbolcu Alpaslan Öztürk ile evlendi. 14 Ekim 2016’da ikizleri Ceylin ve Milla doğdu. Aralarındaki yaş farkına aldırmayan çift, “Biz birbirimizi her halimizle seviyoruz. Geçmişimizi kabul ettik” diyor.
- İstanbul Nişantaşı’nda gelinlik butiğiniz var, nasıl gidiyor?
Allah’a çok şükür, insanların 10 yılda katedeceği yolu bir yılda aldım. Kasım gibi, çocukluk arkadaşım Yasemin ile Dubai’de bir dükkan daha açacağım. Evde iki çocuk, bir koca, bakalım halim ne olacak!
- Nereden gelinlik işine sardınız?
Evlenirken gelinliğimi, pahalı bir markadan almak zorunda kalmıştım. Dedim ki, böyle ihtişamlı bir gelinliği uygun fiyata yapayım, herkes giyinsin.
- Çok satıyor musunuz? Kimler alıyor?
Hiç belli olmuyor. Ayda 30 gelinlik sattığımız da oluyor. Arap müşterim çok! 10 bin liraya da 50 bin liraya da gelinliğim var.
- Sermayeyi eşiniz mi verdi?
Tabii ki. Evlilikte benim param senin paran olmaz.
- İş kadını olmak nereden aklınıza geldi?
Koca parası yiyip, bir şey yapmadan da durabilirdim. Ama limitsiz kredi kartıyla alışveriş yapmaktan yorgun düşmenin ne demek olduğunu tattım geçmişte, biliyorum.
- Bir önceki ilişkinizden söz ediyorsunuz…
Evet! Paris sokaklarında alışveriş yapmaktan yorulduğum oldu. Parayı çok daha önce gördüm. Kendi kazandığım da dahil… Başka futbolcu eşleri gibi parayı sonradan görmedim. Ayrıca çalışmazsam eşim Alpaslan rahatsız olur. Çünkü çalışkan kadın seviyor.
- O da iyi…
Evlendiğimizde çalışmıyordum. “Kızım bir koltuktan ötekine uzanıyorsun akşama kadar” diyordu. Ev hanımlığı, yemek, temizlik beceremem. Ama çalışmayı seviyorum. sınırsız imkanlardan başım döndü.
- Bir yandan iş, bir yandan ikizleriniz… Eşinize vakit kalıyor mu?
Eskiden “Ay çok çalıştım, yoruldum, ilişme” diyen kadınları duyunca, “N’aptın da yoruldun?” derdim. Şimdi gece yorgunluktan nasıl horladığımı anlatamam. Bazen yatakta diyorum ki, “Nereden aldım genç kocayı?” O da diyor ki, “Alırsan yaşlı kadını yanında işte böyle horul horul uyur.”
- Mutlu musunuz?
Mutluyum! Türkiye’nin tanıdığı, bikiniyle poz veren bir mankenden, mutlu, evli ve çocuklu hale gelmek zor. İnsanlardaki Ebru Şancı algısını değiştirdim.
- Sizi değişime, evliliğe ne itti?
Benden daha başarılı ünlüler var, ama hayatlarının bir döneminde yalnız kalmışlar. O hataya düşmek istemedim. Yeni Türkiye’de adam ister evli olsun ister bekar, sen artık metressin. Ömrümün sonuna kadar neden bir adama kendimi, gençliğimi sevgili olarak vereyim ki? Bugün ben istediğimi seçiyorum. Ama bir yerden, bir yaştan sonra sen seçileceksin. Bugün 10 yaş genç bir kocayı seçebiliyorum ama 10 yıl sonra 70 yaşında bir eş bulabilirim ancak. O yüzden, hazır böyle bir şansım varken, sevdim ve evlendim.
- “Alpaslan daha önce karşıma çıksaydı” diyor musunuz?
Hayır. Çünkü Alpaslan’ı limitsiz kredi kartına harcardım. Koca mı yoksa Paris’te alışveriş, özel uçak mı diye o zaman bana sorsaydın, harcardım adamı.
- Görünen o ki; bir doyma dönemi geçirmişsiniz…
Bahçelievler’de büyüdüm. Mütevazı hayat. Bir bakıyorsun karşına bir adam çıkıyor, sınırsız imkanlar sunuyor. Kim olsa başı döner. Ben istemiyordum ki, o zaten yapıyordu. Bana kimse “Evli adamla oldun, parasını yedin’ diyemez. Adam Londra’da karşıma çıktı, bekardı ve yaşadım. Sonra New York’ta yıllarca yaşadım. Dönünce burayı da oralar gibi sandım. Özgür kızım, her şeyi yaparım diye düşündüm. Bunu algılamam zaman aldı ama pişman değilim. Başkaları gibi günah çıkarıp, “Keşke basına o seksi pozları vermeseydim, bu adamla ilişki yaşamasaydım” diye ağlamıyorum. Bozduğum o kaportayı şu geçen beş yılda topladığıma inanıyorum.
- “Geçmişimle ilgili olarak ikizlerim ileride ne düşünür?” diyor musunuz?
Yaşadıklarımı, tecrübelerimi anlatırım. Kardashian’ların annesi gibi bir kadın olacağıma inanıyorum. Yumurtalarımı dondurdum yine doğuracağım
- Annelik nasıl bir şey?
Sezaryenle doğurdum, önceleri anlamadım. Annem bakıyor, ben daha çok oynuyorum. Önceden hiç çocuk istemiyordum. Şimdi yumurtalarımı dondurdum, yine doğurmak istiyorum.
- Eşiniz Elazığspor’da oynuyor. Sizinle evliliği futbol yaşamına zarar veriyor mu?
Evimiz İstanbul’da. Ben çocuklarla buradayım. Alpaslan, Elazığ’da. Antremanlar, maçlar var. Ama her fırsatta İstanbul’a geliyor. Birlikte çok ortalarda gezmiyoruz. Bir futbolcunun fazla medyatik olması doğru değil. Arda Turan gibi başarını ispat etmişsen, sarsmaz. Ama eşim daha o durumda değil. Mesleğinin başında. 23 yaşında. Adı, Ebru Şancı isminden sonra yazılmamalı. Bunun dengesini de ayarlıyorum. Bu arada belki merak etmişsinizdir. Bizim evde futbol hiç konuşulmuyor. Daha çok magazin konuşuyoruz. Özetle evde Alpaslan’ın işi değil benim işim ön planda.
ALPASLAN ÖZTÜRK KİMDİR?
Eski manken Ebru Şancı ile 2015’te Belçika’da şatoda evlenen Alpaslan Öztürk henüz 23 yaşında. Gurbetçi bir ailenin oğlu. Belçika doğumlu. 2013’te Belçika futbol takımı Standart Liege’den Kasımpaşaspor’a geldi. Eskişehir’de oynadı. Şimdi Elazığspor’da.
BANA YATAKTA İLİŞMESİN DİYE DUA EDİYORUM
- Hanginiz daha kıskançsınız?
Normalde, benim genç kocamı kıskanmam lazım ama o daha kıskanç! Bazen “Yürü, yollar titresin” diyorum. “Herkes kocasını saklar, sen gösteriyorsun” diyor. Turşusunu kurmak için değil, baksınlar diye genç koca aldım.
- Nelerinizi kısıtladı?
Eskisi kadar kısa giymiyorum. Karı-koca sosyal insanlar değiliz. Öyle olduğumuz için de anlaşıyoruz. Gündüz aktivitelerimiz var ama geceleri içimiz geçiyor.
- Evlilik aşkı öldürüyor mu, cinsellik azalıyor mu?
Aşkı değil de heyecanı azaltıyor. Bakıyor kadın, adam her zaman yanında… Tavşan gibi evde birbirinizi kovalamıyoruz! Kocam yatakta bana ilişmesin diye bazı geceler dua ediyorum! Evlilik bu işte!
- İkiz kızlarınız Ceylin ve Milla’dan sonra ne değişti?
Kocama ilgim yüzde 20’lere düştü! O da çocuklarla ilgileniyorum diye kıskanıyor. Gerçi kocam köpeklerimi sevince de kıskanıyor. “Köpeği koynuna alıp yatıyorsun, bana sarılmıyorsun?” diyor. Galiba kadında ilgi azalınca koca da dışarıya gidiyor.
- Yani?
İşte o arada adamı pohpohlamak gerek! Bazen yapıyorum, ağamsın, paşamsın, kralsın diyorum. Erkek milletine küsmeyeceksin. İnat yapar.
- Evde kimin parasını harcıyorsunuz?
Evlilik sözleşmesine inanmıyorum! Bizim her şeyimiz ortak. Koç Ailesi’nden olursun da, sözleşmeyi önüme koyarsın. Bir arabayla, bir evle neyin sözleşmesi olacak!
- Çift olarak çılgınlıklarınız var mı?
Çok eğlenceli görünüyorum ama “Çok sıkıcısın” diyor eşim. Belki Dubai’ye gidip paraşütle atlayacağız.
- Birbirinize pahalı hediyeler alıyor musunuz?
Özel günlerde… Ama genellikle aldığını beğenmediğim için “Sen kendin al” diyor. Erkekler düz. Bana ne alacağını düşünmesine gerek yok! Bu kadar ince olsa, erkek olmaz; kadın olur!
BİRİNE AŞIK OLURSA AFFETMEM
- Eşiniz sizden 10 yaş küçük, zor mu?
Alpaslan çok hareketli bir adam. Başlarda sanki çocukmuş gibi, “Dur yapma. Çocuğum şuradan çekil” diyordum. Bir gün dedim ki; annesi miyim karısı mıyım? Ve tüm tempomu o an itibarıyla değiştirdim.
- Evin reisi Alpaslan Bey mi?
Tabii, evin direği o. Galiba kendinden küçük kocayla evliliği götürmenin püf noktası da bu. Ona yaşını değil, evin erkeği, direği, kocan olduğunu hissettirirsen bu iş yürür.
- 10 yıl sonra siz çökerseniz ama o genç kalırsa…
Öyle korkularım hiç yok. Ama kocam beni aldatmaz demiyorum. Nihayetinde erkektir, yapabilir. Yaparsa da parasının yarısını alır, kapının önüne koyarım. Ha, üç-beş gecelik bir şey için de bunu yapmam.
- Ne yaparsınız?
Yaptığına pişman ederim… Bir-iki yıl süründürürüm. Sonuçta çocuklarım var, başlarında babaları olsun. Hâlâ kocama yazanlar var ama boşamam.
- Cinsel aldatmayı affediyorsunuz. Neyi affetmezsiniz peki?
Birine aşık olursa affetmem. Bu onur kırıcı olur.
- Çok içi dışı bir görünüyorsunuz…
Herkese sor, beni çok güçlü bir karakter olarak görürler. Yıkılsam bile anlamazsın. Gerçek Ebru’yu kimse bilmez. Erken yaşta sorumluluk aldım. Markette, eczanede çalıştım. Gocunmuyorum. Belki babam başımda olsaydı manken olmazdım, o çıplak pozları da vermezdim.
BÜTÜN GEÇMİŞİMİ KABULLENDİ
- Eşiniz geçmişinizi nasıl kabullendi?
Olduğu gibi kabul etti, yoksa evlenemezdik. İsmimi Google’a yazınca önce seksi pozlarım ve haberlerim çıkıyor. Bu ilişkiye 10-0 geride başladım. Sonra eşime ve ailesine ‘Aslında o kız’ olmadığımı kanıtlama aşaması başladı.
- Zor mu?
“10 yaş küçük adamı ağına düşürmüş, üstelik de futbolcu…” gibi görünüyordu. Ama Alpaslan çok güçlü durdu. “Ben bu kızı seviyorum, evleneceğim” dedi. Masaya yumruğunu vurdu. O yüzden ona sevgim, saygım sonsuz. Öyle olmasaydı, kayınvalidem ve kayınpederim kalkanlarını bu kadar indirmezdi. Şimdi her ikisi de beni çok seviyor, ben de onları…
- Alpaslan Bey 23 yaşında olmasına rağmen çok olgun galiba…
Çok! Yoksa, gazete pozlarını bildiğimiz, ilişkilerini gördüğümüz bir kadını yanında taşımak hiç kolay değil.
- Onu ne cezbetmiş, nasıl ikna olmuş?
Çok dürüst olmam, düşündüğümü çekinmeden söylemem. Geçmişimle ilgili her şeyi sordu. Doğru yanlış hepsini anlattım. Hiçbir şey gizli kalmaz. En başında “Ben buyum, ya al ya da terk et” dedim.
- O da aldı sizi!
Ben de çok sevdim! Başka bir adam bir şey söylesin, yapmam! Ama Alpaslan “Otur” der, otururum. “Giyme” der, giymem. Kurallar koydu. Geçmişteki hataları düzeltmek için doğrusu da buydu. Geçmişi hiç özlemiyorum.
ALPASLAN ÖZTÜRK: KARIMIN ARZULANDIĞINI DÜŞÜNÜRSEM TOZUTURUM
- Çok genç bir babasınız… 23 yaşındasınız…
Alpaslan Öztürk: Genç baba olmak istiyordum. Tanıştıktan 1.5 sene sonra evlenme kararı aldık bu yüzden. Baba olunca inanılmaz bir sakinlik geldi hayatıma. İkizleri kucağıma ilk aldığımda bir şey hissetmedim. İkizler büyüdükçe o sevgi bağı güçleniyor.
- 10 yaş büyük bir kadınla evli olmak zor mu?
Değil. Müthiş bir şey! Ebru’nun yaşıyla evlenmedim ki… Onun güzelliği, kalbi, karakteriyle ilgileniyorum. Hepimiz yaşlanacağız. İçinden “Bu benim eşim olmalı” diyorsan, kaçırmayacaksın. Başkalarının ne dediğine hiç ama hiç bakmayacaksın.
- Sizin dik durmanız sayesinde bu evlilik gerçekleşmiş…
Karar verdiysem mutlaka yaparım. Yengeç burcuyum.
- Evliliğe nasıl karar verdiniz?
Babam, “Evlilik için dört kriterin varsa ve ikisini bulduysan, hemen evlen” derdi. Ebru ile tanışınca güzelliğine vuruldum. Dediler ki, “Bu kız Ebru Şancı. Dikkat et bak!…”
- Ne yaptınız?
İnternete baktım, fotoğraflar, haberler… Kendisiyle konuşunca anladım ki; bu Ebru ile haberlerdeki o Ebru aynı değil. Onun geçmişi bir yük aslında. Bakıyorum, 10-12 yıl öncesinde yaşadıkları… O zamanlar ben çocuktum. Neyi sorgulayabilirim ki?
- Doğru, siz o zaman 13 yaşındaydınız...
Ayrıca bir kadını seviyor ve alıyorsan, onu eğrisiyle doğrusuyla, geçmişiyle kabul etmelisin. Adamlık bu. Ebru yaşamış… Ne yapabilirim? Bunu ikide bir gündeme getirerek gerilmeye gerek yok.
- Karınızı arzulayan, beğenen başka erkekler de var. Bu zor mu?
Arzulandığını düşünmemeye çalışıyorum, yoksa tozuturum. Kıskanç bir erkeğim. Çok güzel ve seksi bir kadınla evliyim. Bunu kabul edemezsem kompleksli olurum. Eşime dil uzatanın da dilini koparırım.
EN KORKTUĞUM ŞEY EBRU'YU KAYBETMEK
- Evlenirken bu kadar tepki göreceğinizi biliyor muydunuz?
Bir yükün altına gireceğimi biliyordum. Onun geçmişi, yaşı… Haberlerimiz çıkınca annemler Belçika’dan ertesi gün geldiler. Babam, “10 yaş büyük mankenlerle gez diye mi biz seni Türkiye’ye yolladık?” dedi.
- Ne yaptınız?
Onur kırıcı şeyler söylediler. Masaya vurdum, ağladım. Ebru’yu aradım, anlattım, “Onları karşına alma, ayrılalım” dedi. O gün anladım ki, bu kadınla evlenilir! ‘Bu kadın çocuklarımın annesi’ olacak dedim.
- Ebru Şancı’nın en çok nesine aşık oldunuz?
Merhanetine! Kin tutmaz, doğru, net bir kadındır. Tam bir anne profili! Sokak köpeği bakıyoruz, 10 tane! Geçenlerde biri kayboldu. Site yönetiminden belediyeye her yeri ayağa kaldırdı. Onu her haliyle, evdeki o sıradan, paçoz haliyle de seviyorum.
- Kural koydunuz mu?
evgililik döneminde hiçbir şeyine karışmadım. Evlendiğimiz gün, soyadımı alacaksan bana yakışır davranmalısın dedim. Hapis hayatı değil kast ettiğim.
- Evlenme teklifini nasıl yaptınız?
Farklı bir şey yapmak için düşünmekten yoruldum. Bir gün arabada giderken kuyumcuya çektim, iki alyans aldım ve sade bir teklif yaptım. O da kabul etti.
- Hayatta en çok neden korkarsınız?
Ebru’yu kaybetmekten! En iyi arkadaşım, dostum Ebru. Onu çocuklarımızdan bile kıskanıyorum. Aradığım her şey onda. “10 yıl sonra ne olacak?” diyorsunuz. Ne mi olacak? Ebru’yu daha da çok seveceğim.
- Ooo... Bu ne sevgi böyle!
Kimse bilmez, doğum sırasında Ebru’nun kalbi durmuş, yeniden hayata döndürmüşler! Bebekler çıktı, Ebru çıkmıyor! O anı anlatamam.
- Yaşınıza göre çok olgun, farklı bir erkeksiniz. Sonra pişman olur musunuz acaba?
23 yaşındayım ama sorumluluğu çok erken aldım, bu yüzden olgunum. Hayatımdaki hiçbir şeyden pişman olmadım, olmam da! Eşimi çok seviyorum.
- Hanginiz daha zorsunuz?
İkimiz de… Ama ben daha zorum galiba. O daha çok konuşarak halleder işini, ben de bağırarak… Her dediğime “He” diyen bir kadınla da yapamazdım!